|
|
|
|
|
|
|
|
|
Karakolun karşısı uyuşturucu pazarı
İstanbul Esenler'de Yukarı Karabayır polis binasının karşı sokağında her türlü "zehir" serbestçe satılıyor.
OTOYOLDA BİLE UYUŞTURUCU SERVİSİ SABAH muhabiri, İstanbul'da uyuşturucu trafiğinin ne derece yaygınlaştığını, alıcı gibi araştırdı. İşte korkunç manzara: Uyuşturucu artık sadece belirli semtlerde değil birçok yerde sokak aralarında satılıyor. Satıcıların cirit attığı onlarca mahalle var. Otoyolda bile araçlara uyuşturucu servisi veriliyor.
KARAKOLA 30 METRE MESAFEDE İş öyle bir boyuta varmış ki karakol bile satıcıları korkutmuyor. Esenler'in 50 bin nüfuslu Yukarı Karabayır Mahallesi'nde "Önleyici Hizmetler Büro Amirliği"ne 25- 30 metre mesafede, bir kamyonetin önünü kapattığı sokaktaki barakada her türlü madde serbestçe pazarlanıyor.
Karakola 30 metrede esrar alışverişi
Esenler'de, polis karakolunun sadece 30 metre ötesinde esrar ve her türlü uyuşturucu hap havalarda uçuşuyor... Bize 'mal temin eden' satıcının sözleri ise ürkütücü: "Buraya Çevik Kuvvet bile giremez".
Pembe Panter, Sarı Bomba, Meryem Ana, Puma... Bunlar İstanbul'da "peynir ekmek" misali satılarak gençleri zehirleyen ecstasy haplarından sadece bir kaçının adları. İstanbul'da kullanımı iyice artan ve kullanma yaşı 16'ya kadar düşen maddelerin listesi uzayıp gidiyor. İşte bu uzayıp giden kara listenin peşine düşmek için, bir İstanbul haritası açıp sentetik uyuşturucuların satıldığı ayyuka çıkmış bölgelere 'nokta operasyonu' yapmaya karar veriyoruz. İlk durak, son 15 yılda nüfusu 350 bine fırlayan Esenler'in yaklaşık 50 bin nüfuslu Yukarı Karabayır Mahallesi... Mahallenin gecekondu bölgesine yaklaşınca araçtan iniyorum. Mahallede iki grup var; Romanlar ve Kürtler... Burası her iki grubun iç içe yaşadığı bir sokak ve her iki gurubun arasına adı konulmamış bir sınır çekilmiş.
'HER TÜRLÜ MAL VAR ABİ' Kimse bir diğerinin "pazara çıktığı" mıntıkaya girmiyor. Onlar pazara "tezgâh" diyorlar. Durdukları yer onlar için tezgâh oluyor. 2-3 Mart 2002'de çıkan çatışmalar yüzünden mahallede sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş. Çatışmaların nedeni ticari, taraflar arasındaki etnik farklılar da "para kavgasını" körüklüyor. Sokağın başından içerisi görünmüyor çünkü bir kamyonet daracık sokağı kapatıyor. Etrafta onlarca çocuk... Yola, sağlı sollu oturmuş kadınlar, çocuklar biraz ileride kaldırım üstünde birbirini itip kakıp küfreden gençler bana bakıyor. Biraz sonra itişen gençler, "Yardımcı olalım" diyerek önümü kesiyor. 'Süt kuzusu' sayılmayayım diye "Nasıl yardımcı olacaksın" diyorum. "Abi sen rahat ol her türlü var. Ot var, kubar var, şeker var. Ex (ecstasy) var. Sen iste yeter ki..." Jargona uysun diyerek yanıtlıyorum ben de: "İyi... Ben de 'yazılacak yer' arıyordum."
'BURAYA ANCAK ASKERGİRER' Alışveriş girişimi sürerken biri sigara uzatıyor. Uyuşturucu almak için sokağa girmiş biri olarak, 8 aydır girdiğim sigara orucumu o an bozmak zorunda kalıyorum. Gençlerden biri "Sen hiç keyifçiye benzemiyorsun" diyerek şüphelendiğini gösteren bir soru sorunca cevabı yapıştırıyorum: "Ben babama bile benzemiyorum. Bu akşam Beyoğlu'ndayız!.." Parayı verince gençlerden biri koşarak gidiyor. Kaldırımda oturup beklerken, yine koşarak geri geliyor. İstediklerim gelir diye beklerken sokağın sonundaki bir yarım boy bir barakaya götürülüyorum. Tavanı plastik hortumlar ve içinde yanan kırmızı ışıklar ile bir koltuk tahta çekyat ile döşenmiş yer için "Alem Odası" diyorlar. 'Malı' beklerken muhabbet koyu bir muhabbet başlıyor. Diyarbakırlı olduğunu ve isminin "Koca Oğlan" olduğunu söyleyen genç anlatıyor: "Burası bizimdir. Bak yukarda karakol var ama sen istediğin zaman gel buraya her türlü buluruz. Buraya polis değil, Çevik Kuvvet bile giremez. Zaten her sene geliyorlar da ne buluyorlar? Ancak asker gelirse girebilir." Satıcılardan 16-17 yaşlarında bir genç, "Senin mekanın neresi bizi mekanında misafir edersin değil mi abi" diye soruyor. Yine "jargona uysun" diye, "Her türlü" diyorum. Para üstüyle beraber istediğim esrar ve uyuşturucu haplar geliyor! Baraka dışına kadar "Yine bekleriz" sözleriyle uğurlanıyorum.
VE ŞOK EDEN GÖRÜNTÜ... Bu kez sokağın diğer çıkışına doğru yöneliyorum. 10 metre yürüyüp sağa dönünce şok eden o görüntü çıkıyor ortaya; "Yukarı Karabayır Önleyici Hizmetler Büro Amirliği". Satıcıların barakası ile polis karakolu arasındaki mesafe en fazla 30 metre... Üstelik karakolun önünde bir de prefabrik nöbet kulübesi var.
ZülfikarAli Aydın - GüngörKarakuş
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|