|
 |
 |
 |
 |
|
'Televizyondan sıkılan tiyatroya gidiyor'
İstanbul Devlet Tiyatrosu'nun yeni Genel Müdürü Galip Erdal, salonların son iki yıldır seyirci problemi yaşamadığını söylüyor. Erdal'a göre bunun nedeni de izleyicinin televizyonlara alternatif araması
Sekiz aylık yoğun bir sezondan sonra haziranda tatile giren tiyatrocular; yeni sezona bomba gibi hazırlanıyor. Tiyatro dünyasında neler olup bittiğini öğrenmek için İstanbul Devlet Tiyatrosu'nun kapısını çaldık ve yeni Genel Müdür Galip Erdal'la konuştuk. Erdal, İstanbul Devlet Tiyatrosu sahnelerinde yer alacak yeni oyunları da ilk kez açıkladı.
- Eğlence araçları ve alanları arttıkça sanata ve tiyatroya ilginin azaldığı söyleniyor. Bu konuda sizin gözleminiz nedir?
- Açıkçası bizim seyirci problemimiz yok. Sağ olsunlar bizi hiçbir zaman yalnız bırakmıyorlar.
- Oysa hep şikâyet edilir salonların boş olduğundan?
- Hayır, bizim salonlarımız genelde dolu. Geçen yıl yaklaşık 220 bin seyircimiz vardı. Salon doluluk oranımız yüzde 90'ların üzerinde. Hatta bu yıl Cevahir Alışveriş Merkezi'nde yeni bir salon açtık. Orada da seyirci sıkıntımız yok.
'HER ŞEYİ TÜKETTİK'
- Bu devlet tiyatrosu oyuncularının hiçbir zaman boş sahneye oynamadığı anlamına mı geliyor?
- Aslında iki yıl önce genel bir seyirci sıkıntısı yaşanıyordu, ama yine de devlet tiyatrosu salonları yüzde 80 oranında doluydu. Belki de artık insanlar televizyondan sıkıldı. Birdenbire her şeyi tükettik gibi geliyor bana. Tabii belli bir kitle hâlâ vazgeçmiyor, ama onların da ekonomik ve sosyal durumları belli, başka bir eğlence araçları yok ki. Onları da tiyatroya çekeceğiz. Bilet fiyatlarımız çok uygun.
- Bu yılki bilet ücretleri ne  durumda?
- Dört ve altı lira olarak değişiyor.
- Oyunlarla ilgili hiç hükümetin yaptırımı ya da baskısı oluyor mu?
- Şöyle bir önyargı var; başında Devlet Tiyatrosu olunca devletin tiyatrosu gibi bir imaj doğuyor. Ama hayır. Ödeneğimizi devletten alıyoruz doğru, ama hiçbir konuda hükümetin herhangi bir baskı, bir yaptırımını görmedim. Bizim işimiz sanat yapmak. Biz hiçbir zaman bir taraf olmayız. Ama onların da oyunlara gelmelerini isteriz tabii.
- Tiyatrocuların az kazanması problemine bir çözüm yok mu hâlâ?
- Biz para konuşamayız, para konuşamadığımız için belki de böyle oluyor.Türkiye'nin 12 ilinde toplam 36 sahnemizde çalışan pek çok arkadaşımız var, ama özellikle İstanbul şartlarında oyuncu gibi, sanatçı gibi yaşamak çok zor. Biz de her şeyi izlemek istiyoruz, ama nasıl yetiştireceksiniz? Bu durumun iyileştirilmesi lazım, bunun bir yöntemi vardır mutlaka. Bu yüzden bütün arkadaşlarımız gördüğünüz gibi televizyonlarda...
OYUNCU OLMAYAN OYUNCULAR
- "Tiyatro sanatçılarının dizilerde oynaması doğru değil," şeklindeki eleştirilere de bir cevap oldu bu.
- Tabii ki yaptıkları iş de oyunculuk sonuçta. Onlar oynamazsa kim oynayacak? Bu eleştirileri artık geçelim. Zaten artık dizilerde eğitimli oyunculara daha çok yer verilmeye başlandı, eskisi gibi değil. Oyuncu olmayan oyuncular da tiyatro yapmadıkları sürece bizim için hiçbir sorun yok. Ama illa da yapmak istiyorlarsa kendileri bilir, buyursunlar er meydanına. 
- Devlet Tiyatroları'nın geniş bir oyun yelpazesi var, ama yeni oyun arzusu da bitmiyor. Bu yılki sürprizler neler?
- Sezonu ekimde açıyoruz. Eski oyunların pek çoğu devam ediyor, yeni oyunları da ilk kez size açıklamış olalım. Taksim Sahnesi'nde Murat Karasu'nun yönetimi ve Can Yücel Türkçe söylemiyle W. Shakespeare'in ünlü oyunu Bahar Noktası ile Özen Yula'nın yazdığı ve Ayşenil Şamlıoğlu'nun yönettiği Dünyanın Ortasında Bir Yer adlı oyunlar sahnelenecek. Aziz Nesin Sahnesi'nde ise bir Dostoyevskimiz var: Yeraltından Notlar. Özgür Yalım senaryolaştırdı ve yönetecek. 15. Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında ilk kez sahnelenen ve Mozart'ın hayatına ışık tutan Amadeus adlı oyunumuz devam edecek. Bu oyunda da reji Can Gürzap'a ait. Daha başka projeler de var tabii yakında netleşecek.
- Sizce İstanbul'daki tiyatro salonları yeterli sayıda mı?
- Hayır, yterli değil. Burada bir rekabet var, rekabet de kaliteyi getirir. İstanbul'da toplam üç tane ödenekli tiyatro var. Şu an salonları yeterli bulmuyorum, çok az. Onlarca tiyatro bölümü mezunu genç, tiyatro yapacak yer arıyor. Bir başka sıkıntımız da şu; oyuncu emekli olmaz. Emekli oyuncularımıza rol veremiyoruz yasal olarak. Buna bir çözüm bulmak gerek. 65 yaşında emekli olunuyor. Çok sayıda örnek var buna. Mesela Zafer Ergin, Nur Subaşı... Oysa onlardan öğreneceğimiz daha çok şey var.
Mine GÜLTEKİN
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
