| |
|
|
'Ülkeyi maceraya sürüklemeden'
Konumuz terör. Demirel: -Terör Türkiye'de her şeyden önemli ve tedbiri neyse alınması gereken bir olay... Onun için Polatlı'daki kadın "yeter artık" diye bağırıyor.
Geçen Pazartesi Polatlı'da "şehit cenazesine" katılmıştık. Demirel "Polatlı izlenimlerimizi" okumuş. Şöyle dedi: -1993'te Kocatepe Camisi'nin avlusunda yine terör şehitlerinin cenaze töreni vardı... Cumhurbaşkanıydım... Doğan Güreş Genelkurmay Başkanı'ydı... Ağlayan kadınlar "Paşa, paşa bu kan daha ne kadar akacak, durdurun" diyorlardı... Aynı kadınlar şimdi Polatlı'da aynı şeyi söylüyorlar.
Süleyman Demirel: -Durdurmayalım diyen yok... Ama durmuyor, durduramıyoruz... Bu yıl 21 Temmuz'a kadar 48 asker şehit oldu... 7 polis şehit... 12 köy korucusu... 65 vatandaşımız... 95 terörist ölü... Bu iyi bir tablo değil... Bütün gayretlere rağmen Türkiye bölücü terör konusunda hala çok rahatsız.
Çare nedir? Türkiye Kuzey Irak'a girmeli midir? Dış politikada şahin mi olunmalıdır, güvercin mi? Demirel bu konudaki tartışmalara nasıl bakıyor? İşte Baba'nın yanıtı:
Hiç kimse kolay hedef göstermesin. Hadise kolay değil. 1984'ten bu yana 22 yıl geçmiş. Çok değişik devreler olmuş. Devlet canla başla hizmet yapmış. Bölge halkı devlete sadakatini göstermiş. Buna rağmen iş bitirilememiş. Hadise çok boyutlu. Tek boyuta indirgediğimizde yanlış bir şey yaparız. Ama Türkiye'yi yönetenler, çaresi şudur diyorlarsa, hiç durmadan o tedbirlere baş vurmalılar. Tabii uluslararası meselelerin çok iyi ölçülüp biçilmesi, atılacak adımın ne getirip ne götüreceğinin iyi hesaplanması, ülkeyi maceraya sürüklemeden doğru adımların atılması Türkiye'yi yönetenlerin görevi.
|