| |
|
|
TIR filoları ile THY filoları karıştırılmamalı...
Eski koşullar ve kavramlarla bugünü anlamaya çalışmanın nafileliği, her olayda çarpıcı biçimde karşımıza çıkıyor. Bir örneği Türk Hava Yolları'ndan verebiliriz. Eski dünyanın değerlendirmesinde, THY " Taşımacılık Sektörü" nde faaliyet gösteren tekelci bir kamu şirketidir. Başarısı, taşıdığı yolcu sayısı, sahip olduğu filonun gücü, inebildiği hava limanlarını sayısı ile ölçülür. Oysa yeni dünyada THY "Hizmet Sektörü" nde faaliyet gösteren bir şirkettir. Aynı sektörde aynı hizmeti veren sayısız benzer şirketle rekabet edip, daha iyi hizmet verdiği ölçüde başarılı olur. Neticede THY de, diğer bütün sivil havacılık şirketleri ile aynı marka uçakları kullanıyor. Bütün pilotlar aynı eğitim ve deneyim düzeyinde. Uçakların bakımının uluslararası standartları tutma zorunluluğu var. Farklılık ya da rekabette üstünlük, yer hizmetlerinden, uçaklardaki koltukların rahat olmasından, rötarların azlığından, personelin özenli davranışından, ikramın kalitesinden kaynaklanıyor. Eğer THY personeli bu gerçeklerin bilincinde değilse, kendilerinin taşımacılık yapan bir TIR şirketi veya şilepçilik kumpanyası çalışanlarından farkları olmaz.
ASIL GÜNAH Örneğin eğer bir THY hostesi veya stewardı, "Günah olur" diye yolculara alkollü içki ikram etmekten kaçınmayı düşünüyorsa, onun hemen istifa edip, mevlidlerde cemaate gülyağı servisi yapan bir ikram şirketine girmesinde yarar vardır. Çünkü böyle bir anlayışla, sadece Suudi Hava Yollarında veya Koşer dışı ikram yapmayan İsrail'in El Al'inde hizmet sunabilir. Unutmayalım ki rekabet sade dış hatlarda değil iç hatlarda da var artık. Ben pek çok tanıdığımın artık, uçakla mesela Bodrum'a giderken Pegasus'u da tercih etmeye başladığını duymaktayım. Bunun gibi Onur Air de, ciddi bir alternatif iç hat yolculuklarında. Yani THY yöneticileri ve personeli, hepimizin aklına "Sivil havacılık" denilince öncelikle gelen " THY" nin imajını bozmamalıdırlar. Unutulmamalı ki, yarım yüzyıl, "Pan American" ile Amerika Birleşik Devletleri bir nevi özdeş kavramlardı. Ama şimdi PanAm yok artık. Battı. Düşünün ki "Swissair" bile başka şirket oldu. İki üç tane uçuk veya saplantılı personeli yüzünden THY imajını ve itibarını kaybederse, bunun vebalinin altından zor kalkılır. İnancının derecesinden hiç kuşku duyulmayan Başbakan Erdoğan'ın uçağında alkollü içki servisi yapılırken, THY uçaklarında bunu günah diye reddeden personel varsa, barındırılamaz, barındırılmamalıdır.
ŞİKAYETLER İddialar doğru ise ve bir de THY'na personel alınırken kadınlar aleyhinde tercihler kullanılıyorsa... Son 3 yılda THY'de kadın kabin memuru sayısına sadece 3 kişi eklenirken erkek kabin memurlarının sayısı 301'den 469'a yükseldiyse, bu defa "Yönetim" deki anlayış da sorgulanmalıdır. THY uçuşlarına ilişkin şikayetlere değinmiyorum. Örneğin Çarşamba akşamı 21.30'da kalkan Bodrum seferi yapacak uçakta, yerde havalandırma sistemi çalışmıyormuş. Tüm yolcular, kalkışı beklerken, sıcaktan ve havasızlıktan kan ter içinde kalmışlar. Uçak havalanınca da öylesine soğuk olmuş ki, yerde terleyip sırılsıklam olanların çoğu üşüyüp, hapşırmaya başlamış. THY'dan rezervasyonlu biletini daha sonra ileri bir tarihteki uçuşa aktarmak isteyen bir yolcudan ek ücret istendiğini bile duydum. Hergün böyle şikayetler yağıyor biz gazetecilere. Kısacası, bir görevi üstlenenler, sorumluluklarını bilmek zorundadır.
|