|
|
'Pırıl pırıl bir yayın yaptık'
Dünya Kupası yayınlarıyla eleştirilen Kanal 1'in Genel Müdürü Oğuz Koloğlu, yazılanların samimiyetine inanmadığını söylüyor.
'Rakiplerimiz bizi çekemedi' "Kanal 1 devlet televizyonu değil, ticari bir kuruluş. İster istemez bizi çekemeyen rakiplerimiz var. Öngörüsü olmadığı için Dünya Kupası'nı almayan gruplar, kendilerini bizi kötülemek zorunda hissetti."
'Yapılan eleştirilerin yüzde 90'ı art niyetli'
Ekranın en genç kanalı Kanal 1, dünya kupasını yayınlayan ilk özel kanal oldu. Ama bu arada eleştiri yağmuruna da tutuldu. Kanal 1 Genel Müdürü Oğuz Koloğlu, çoğunun kötü niyetli olduğunu düşünüyor.
Kimi sonuçtan memnun kaldı kimi hayal kırıklığına uğradı ama öyle ya da böyle bir Dünya Kupası daha bitti. Ve Türk izleyicisi ilk kez Dünya Kupası'nı şifresiz özel bir kanalda izleme şansına sahip oldu. Kanal 1, hem şampiyonayı milyonlarca kişinin ekranına taşıdı hem de Türk halkına kendisini tanıttı. Böylece kumandaların ilk sıralarına yerleşti. Tabii bu arada Dünya Kupası yayınlarıyla ilgili bol bol da eleştirildi. Özellikle televizyon eleştirmenleri, Kanal 1'i yakaladığı bu şansı iyi kullanamadığını yazdı. Biz de kupa boyunca ve sonrasında çıkan eleştirileri derleyip Kanal 1 Genel Müdürü Oğuz Koloğlu'nun karşısına geçtik. Bu arada Koloğlu'nu biraz kızdırdık. Ama kendisine de söylediğimiz gibi, biz sadece şeytanın avukatlığını yapıp yazılanları aktardık. İşte Oğuz Koloğlu'nun eleştirilere cevabı...
- Dünya Kupası'na hazırlıksız yakalandığınıza dair çıkan yazılara ne diyorsunuz? - Nerede hazırlıksız yakalanıp, nerede eksik kalmışız, önce bunu söylesinler. İyi niyetle yapılan bütün eleştirilere açığız, eleştiri insanı motive eder, yanlışlıklardan dönülmesini sağlar. Fakat kötü niyetle eleştiri yapılırsa, onun altında başka şeyler aramak lazım. Bu farklı ticari gruplar içinde olmak veya kendilerinin bu işi yapamaması olabilir. Eleştirenler kendilerine bakıp, 'Biz bugüne kadar ne yaptık ve bunlar neyi yapamadılar?' diye düşünsünler.
- Yani siz eleştirilerin kötü niyetli olduğunu mu düşünüyorsunuz? - Evet, eleştirilerin yüzde 90'ının art niyetli olduğunu düşünüyorum. O eleştirileri yapan birkaç arkadaşla Dünya Kupası öncesi konuşmuştuk. Özellikle kupanın yayın haklarını aldığımız firmanın yayın konusunda ne kadar katı olduğunu, nelere izin verip vermediğini, hatta hemen hemen hiçbir şeye izin vermediğini kendilerine söylediğimde "Allah Allah sizin işiniz de zor, bu şartlarda nasıl yayın yapacaksınız?"' demişlerdi. Ondan sonra "Onu yapamadılar, bunu yapamadılar," diye salladılar.
- Peki yayın hakkını satın aldığınız kuruluş nelere izin verip, nelere izin vermiyordu? - Mesela eleştirilerden bir tanesi "Ekranda skorları göremedik," oldu. İyi de kardeşim yayının haklarını satan "Benim yayınım sırasında, başlama düdüğünden bitiş düdüğüne kadar ekrana hiçbir şey yazamazsın, böyle bir şartım var," diyor. Bu bir devlet kanalı değil, ticari bir kuruluş, ister istemez bizi çekemeyen rakiplerimiz var. Öngörüsü olmadığı için para yatırıp Dünya Kupası'nı almayan gruplar bunu kötülemek zorunda. Hatta bir tanesi "Ben Dünya Kupası'ndan sonra Kanal 1'i izlemeyeceğim," diye yazdı. İzlemeyeceksen de izleme, vatandaşa ne senin izleyip izlememenden... Hem televizyon programı, hem bir televizyonda program müdürlüğü, hem de gazetede televizyon eleştirmenliği yapacaksın... Bu etik mi? Bir futbolcunun iddia oynamasından ne farkı var bunun?
- Dünya Kupası'ndan önce yeni sezon başlamadan ulaşmayı hedeflediğiniz izlenme oranlarına ulaştınız mı? - Fazlasıyla ulaştık. Biz kanala geldiğimizde izlenme oranı 0.9 share'lerdeydi, amacımız eylül ayına dört share gibi bir izlenme oranıyla girmekti. Şu anda hedefimizin üstündeyiz ve beş share'lerdeyiz. Benim asıl hedefim ocak ayının sonunda, TMFS'in 300 küsur milyon dolara sattığı bir özel kanalın share'ine ulaşmak.
Eylem BİLGİÇ
|