|
|
|
|
|
|
'Eskisinden daha iyi hissediyorum!'
Şişman deyince akla genelde, neşeli ve tonton insanlar gelir. Osman Yağmurdereli bunu öyle benimsemiş ki, hastalığına rağmen zayıflamak istemiyor.
'Tonton Osman'dan vazgeçmem!'
O, Türkiye'nin en tonton tombi.lerinden. Ne.esine al›.›k oldu¤umuz isimlerden. Bugünlerde malum bir hastal›¤› var. Ama doktoruna ra¤men, "Hastal›k Tonton Osman'› eritti dedirtmem," diyerek zay›flamak istemiyor.
Sanem Çelik olayı yaşandığı zaman "Benim setlerimde asla böyle şeyler olmaz, ben çok dikkat ederim böyle şeylere," demiştiniz. Bir yapımcının böyle bir misyonu olmak zorunda mı sizce? - Diğerleri nasıl yapar beni ilgilendirmez ama ben genellikle ekiplerimi daha dikkatli davranmaları konusunda uyarırım. Ortak bir iş yapılıyor ve herhangi birinin işe zarar vermesine izin vermem. Ama gördük ki bu durum işe zarar vermedi. Türk halkı böyle şeylere artık aldırmıyor galiba. Sanırım ben o konuda yanıldım.
'OYUNCUYA 40 MİLYAR ÇOK' - Televizyon piyasası hızla değişiyor. Sizi bu kadar çok şey üretip, sonra da üretimlerinizden iki bölüm sonra vazgeçmek zorunda bırakan şey nedir? - Zevkler çok değişti. Biz hâlâ Türk halkına çok düzeyli hikâyeler vermeye çalışıyoruz. Halk daha vasat, daha kolay şeyler almak istiyor.
- Türk halkını iyi okuyabileceğinizi düşünüyorum. Ama geçen sezon bazı işleriniz çok kısa ömürlü oldu. Bunları neye bağlıyorsunuz? Yeni döneme ayak uyduramadınız mı? - Kanalları zaman zaman suçladığım yerler var. Yani iki kişi sizi az seyrediyorsa diziniz yayından kaldırırılabiliyor. Kanalların işin kalitesine göre direnmeleri lazım. Kanal D bu sene bunu hem Kırık Kanatlar hem de Hırsız Polis dizisinde yaptı. Zorladı şartlarını. Çok küçük nedenlerle dizilerin hayatlarının akışı değişti. Demek ki, kanal biraz sabredecek. Hiçbir yapımcı hiçbir işi kendi kendine yapmıyor. Kanal, başından itibaren müdahil oluyor.
- Peki kanallarla cezai şartları olan 13 bölümlük anlaşmalar imzalamıyor musunuz? - Hayır. Bundan iki üç yıl önce kanallara kendi anlaşmalarımızı gönderiyorduk. Yapımcılar kanallara taviz vere vere, sözleşmeler yapımcılar için Sevr Anlaşması'na döndü. Onlar ne derse biz kabul eder durumdayız. Ama şuna eminim ki, böyle devam etmez.
- Hepinizin elinde yıldız oyuncular var. Ama bu isimler başka güzel işlere dolayısı ile de başka yapımcılara geçmek istiyorlar... - Geçsinler, biz geçmesin demiyoruz. Bakın cumhurbaşkanımız haftada 4.5 milyar para alıyor. Şimdi bir oyuncu ayda 140 milyar kazanınca ben buna itiraz ediyorum.
'İŞLER KÖTÜYE GİDİYOR' - Ama yurtdışında da Amerikan başkanından çok para kazanan sanatçılar var... - Olabilir, ama onların bir bölüm dizilerinin 74 milyon dolar bütçesi var. O parayı alayım, ben de veririm.
- Peki ne yapacağız... - Kötü... İşimiz kötüye gidiyor, böyle giderse durumunu kurtarmış olanlar kalır, genç yapımcılar bizim acılarımızı yaşar ve atlatamazlar...
- Televizyondaki programınız İşte Hayatınız'ın aynısı gibi olmuş... - Farkındayım. Formatta önemli bir değişiklik yapacağız. Çağırdığım sanatçının hayatındaki 10 önemli olay ve kişiyi inceleyeceğiz.
RAHŞAN GÜLŞAN
|
|
|
|
|
|
|
|
|