kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
   Yazarlar
   News in English
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Sabah Çocuk
  » Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Kültür Sanat
   Turizm Rehberi
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mutfak bir mıknatıs gibi beni içine çekti
Mutfak bir mıknatıs gibi beni içine çekti
Kimse kimsenin yerini tutamaz
İnatçılığımı hiç sevmiyorum
Bu vücut pilatesin eseri

Mutfak bir mıknatıs gibi beni içine çekti

Eşi Harun Tan ve oğlu Beren'le mutlu bir aile tablosu çizen Ebru Şallı, mutfakta huzur bulduğunu söyledi ve ekledi: Bu kış butik bir pastane açabilirim.

Modellik kariyerine 'Ebru'nun Mutfağı' isimli yemek programıyla aşçılığı da ekleyen Ebru Şallı, mayo mankeni olduğu halde tanga konusunda Sibel Can gibi cesur olmayacağını söyledi. Hazırladığı düşük kalorili kek ve kurabiyeler büyük ilgi gören Ebru Şallı ile hem mutfak merakını hem de magazin gündemine konu olan son gelişmeleri konuştuk.

* Yemek programınız nasıl gidiyor? Mutfakta olmaktan memnun musunuz?
'Ebru'nun Mutfağı' devam ediyor. İzleyicilerden çok olumlu tepkiler alıyorum. Çünkü benim bir birikimim var. Durup dururken, mutfağa girmedim. Yıllardır yemek kurslarına gidiyorum, diplomalarım var. Bütün dünya mutfaklarını biliyorum.

* Hangi ülke yemeklerini öğrendiniz?
İtalyan, Fransız, Çin, Türk, Osmanlı, İngiliz, İspanyol... Hobi olarak başladım ve işe çevirmek gibi bir niyetim yoktu. Küçüklüğümden beri mutfak beni mıknatıs gibi çekiyordu. Mutfakta çok huzurlu olduğumu anladım.

'BENİ BÖYLE BEĞENİYORLAR'
* Yaptığınız kekler Tan Spor Kulübü'nde kapış kapış satılıyormuş?
Evet... Düşük kalorili kek ve kurabiyeler hazırlıyorum. Bunu şimdilik keyif için yapıyorum. Belki kışa doğru özel butik tarzı bir pastane açabilirim.

* Çalıştığınız mayo firmasının zayıf olduğunuz için çekimleri iptal ettiğiyle ilgili söylentiler çıktı. Doğru muydu?
9 yıldır Nelson firması ile çalışıyorum. İki hafta önce Pamukkale'de 2007'nin çekimlerini yaptık. Ama bunu kimse bilmiyor. Nelson'la çalışmaya devam ediyorum ve onlar benim bu kiloda kalmamı istiyor.

* Bu konuda bir anlaşma mı yaptınız?
Mayo giydiğim için kilo almamı istemezler. Mayo taşımak zordur; vücudunuzdaki bütün kusurları gösterir.

* Zeki Başeskioğlu'nun 'Sibel Can, Gülben Ergen, Hülya Avşar mayo giymesin' demişti. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Herkes manken gibi zayıf olacak diye bir şey yok. Onların da kendilerine göre bir vücut yapıları var. Daha kilolu olabilirler. Dolayısıyla neden giymesinler? Ayrıca çok güzel kadınlar ve yakışıyor da bence...

'ONU DESTEKLİYORUM'
* Sibel Can'ın tanga giymesine ne diyeceksiniz? Anne olduğu için tepki topladı...
Türkiye'de biraz daha farklı bakılıyor. Yurtdışında böyle bir şey konu bile olmazdı. Benim de geçen gün üstten bir görüntümü çekmişler; 'işte anne' diye vermişler. Ben Sibel Can'ın kesinlikle masum olduğuna inanıyorum ve onu destekliyorum.

* Siz onun kadar cesur olabilir miydiniz?
(Gülüyor) Onun bilerek yapılmış bir poz olduğunu düşünmüyorum. Ama mayo mankeni olduğum halde asla Sibel Can kadar cesur olamazdım.

* Hülya Avşar'ın yeni sevgilisi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Güzel bir kadın ve tabii ki istediği kişiyle birlikte olabilir. Kaya'dan çocuk istiyor ama yeni sevgilisinden de isteyebilir bence.

'MİNİK NOTLAR YAZIYORUZ'
* Eşinizle örnek aile tablosu çiziyorsunuz. Aşkınızı nasıl canlı tutuyorsunuz?
Sekizinci yıla girdik ve hâlâ heyecan yaşıyorum. Mesajlaşıyoruz. Birbirimize her ay minik notlar yazıyoruz. Tanıştığımız günü hiç unutmayız. Küçük jestlerimiz, hediyelerimiz olur. Günümüzün Leyla ile Mecnun'uyuz. Gerçek aşk ve sevgi üzerine kurulu bir beraberlik yaşıyoruz.

* Cemiyet hayatının içindesiniz. Türkiye'deki sosyeteyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yurtdışında 'jet-set' kesinlikle çok gizli bir yaşam tarzıdır. Basından çok uzakta yaşayan insanlardır. Ama Türkiye'de sosyete olduğuna inanmıyorum. Gazetelerde, dergilerde giyinip son model çantayı alıp dolaşmak sosyetiklik değil bence. Boş işler bunlar. Kuaförde zaman geçireceklerine kitap okusunlar. Çalışsınlar; tüketim kadını değil üretim kadını olalım.

ÖZLEM AVCI MAGAZİN

DİĞER GÜNAYDIN HABERLERİ
 İnsan bu kadar mı değişir?
 Tatil tadında bir yolculuk
 Mutsuz prenses mutluluk dağıtıyor
 AIDS'in sınırı yok
 Aralarındaki rekabet kızışacak
 Tekstil ondan sorulacak
REHA MUHTAR
Hayat ve kameralar
Geçen hafta yazacaktım Les...
Horluyor diye sakın yatağınızı ayırmayın!
Horluyor diye sakın yatağınızı ayırmayın!
Basit bir uyku sorunu olarak görülen ve çoğu zaman ihmal edilen...
Kusursuz bacakların sırrı doğru üründe
Kusursuz bacakların sırrı doğru üründe
Doğru bakım ve doğru ürün kullanımı, ağrısız ve düzgün...
Sansasyon yoksa ekranda yer de yok!
Sansasyon yoksa ekranda yer de yok!
Geçtiğimiz haftalarda Okan Bayülgen'in 'Televizyon Makinası'na...
Tan Sağtürk denize aşık
Tan Sağtürk denize aşık
Özel bir televizyon kanalında yayınlanan dans yarışmasıyla son...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.