Fındık Türkiye'nin petrolü olabilir mi?
Geçen hafta ülke gündemine Başbakan Erdoğan'ın Giresun gezisi ile giren 'fındık' üretimi, ihracatı ve fiyatı ile ilgili yapılan spekülasyonları Fiskobirlik ve Cüneyd Zapsu cephesinden değerlendirmiştim. Gördüğüm kadarı ile fındığın sorunu ihracat eksikliğinden kaynaklanan arz fazlasıdır. 1970 yılından bugüne 14 milyon ton fındık üretilmiş, bunun 13 milyon tonu ihraç edilmiş-tüketilmiş ve karşılığında 1 dolar ithal ikamesi olmadan 21 milyar dolar döviz girdisi sağlanmış. Doğru politikalar uygulanmış olsaydı bu meblağ 40 milyar doları bulabilirdi. Diğer ihraç ürünlerine vergi iadesi gibi teşvikler verilirken fındık ihracatında fon kesintisi yapılmış, bu fona bu güne kadar 1.1 milyar dolar para aktarılmıştır. Fındığın üretildiği Karadeniz'de bölge insanını yerinde tutmayı başarmış, erozyonu önlemiş, istihdam yaratmış, nakliye sektörüne ciddi katkıda bulunmuş, SSK ve gelir vergisi ile kamuya kaynak aktarımına vesile olmuştur.
Türkiye'nin fiyatı var Fındıkta dünya fiyatı yoktur. Türkiye fiyatı vardır. Çünkü dünyadaki fındık üretiminin yüzde 75'i ülkemizde üretilmekte ve dünya fındık ticaretinin de yüzde 90'ını elimizde bulundurmaktayız. Fiyatı dünyaya biz dikte ettirmemiz gerekirken fındık fiyatı bu yıl yerlerde sürünüyor. 2004 fındık rekoltesinin düşük olması Türkiye'nin fındığını 10 dolara ihraç edebileceği, 2 milyar dolarlık döviz girdisi sağlanabileceğini gösterdi. İhraç fiyatı ile ihraç miktarı arasında bir bağlantı yoktur. 30 yıllık fındık ihracatımız incelendiğinde bu görülecektir. Fiyat ne olursa olsun, aynı miktar ihraç edilmiş. Fındık, Avrupalı çikolatacıların vazgeçilmezi. Dünya refah düzeyi yükseldikçe çikolata ve şeker üretimi ve buna paralel olarak fındık tüketimi de artıyor. Badem, fıstık ve ceviz gibi ürünler fındığın gerçek rakibi olamıyor. İtalya, İspanya gibi iki sanayi ülkesinde 25-30 bin dolar kişi başına gelire sahip insanlar fındık üretmek için köye dönmez. 50 yıldır üretimleri aynı. Azerbeycan ve Gürcistan'ın arazi büyüklükleri ve ekolojik şartları nedeniyle ancak Karadeniz'de bulunan bir ilçedeki kadar fındık üretilebiliyor. Türkiye fındık ihraç etmez. Avrupa Türkiye'den almaya mecbur olduğu miktarı istediği fiyattan alır. Kimden? En ucuz satandan. Menfaatini en iyi savunandan. Bu ülke fındığın tamamına yakınını ihraç eder. Piyasanın tek belirleyicisi olduğu için dilediği fiyatı lanse edebilirse, fındık Türkiye'nin petrolü olabilir. Ancak bunu yeterince kullanamıyoruz. Fındık üreticisi, ihracatçılardan, Fiskobirlik'ten, devletten darbe yiyor. Peki fındıkçılara kim sahip çıkacak? Merak ediyorum.
1 kilo fındığın değeri! 30 yıl önce 1 kg fındık ile 8 litre benzin alınabiliyordu. Bugün 1 litre alınamıyor. 30 yıl önce, 4 ton iç fındıkla Almanya'da bir Mercedes otomobil alınabiliyordu. Bugün 30 tonla zor alınabiliyor. Fiyatlar Eylül 2005'te 6-7 YTL idi bugün 2 YTL'ye kadar düştü. Bu da toplam üretimde üretici aleyhine 2.5 milyar YTL'lik eksik ödeme demek. İhraç fiyatları 9-10 dolar seviyesinden 3-4 dolar seviyesine düştü. Bu da toplam ihracatta 1.5 milyar dolar eksik gelir demek. Fiskobirlik geçmiş dönemde yaşadıklarından dolayı bankacılık kuralları ve teamüllerine göre kredibilitesini kaybetmiş. Dolayısıyla finansman sıkıntısını zor aşacak gibi görünüyor. Hükümet de Fiskobirlik seçimlerini kazanamadığı için, bu finansman sıkıntısı çözmeyecek görünüyor. İhracatçı ve toptancı konumunu bıraktığını söylese de Başbakan'a yakınlığı nedeniyle sektörde etkili olan Cüneyd Zapsu, fındık fiyatları makul seviyede görüşüne katılmak ise mümkün değil. 5 hafta sonra 2006 rekoltesi fındık üretimi başlayacak. Bu rekoltenin 600 bin ton olması bekleniyor. Hükümet üreticiye destek verirse, fındık, Türkiye'nin petrolü olabilir. Anlaşılan yakında fındık siyasi savaşın orta göbeğinde yer alacak.
|