Merkez Bankası, enflasyon mektubunda bir fırsatı heba etti. Enflasyonun nasıl olup da 2006 ilkbaharında rayından çıktığı konusunda kamuoyunu inandırıcı bir açıklama gelmedi. Merkez Bankası ne özeleştiri yaptı, ne de geçmiş dönemde ekonomi yönetiminde yapılan bir hatayı işaret etti. Enflasyonun rotasından çıkmasına birinci gerekçe olarak geçmiş raporlarında belirttiği gibi, petrol fiyatlarının yüksek düzeylerini koruması, işlenmemiş gıda ve altın fiyatlarındaki artışı gerekçe gösterdi. İkinci ana nedeni de, küresel sermaye hareketinin tersine dönmesi olarak ortaya koydu.
İçtalebinetkisiyokmu Mektupta iç talep artışına herhangi bir vurgu yapılmadı. Halbuki son bir yıldaki parasal genişleme yüzde 54 gibi çok büyük. Büyüme oranı da 2005'te yüzde 7.4'ten sonra bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 6.4 ile oldukça yüksek seyrediyor. Merkez Bankası diyor ki, son iki ayda döviz kurunda gözlenen hareketlilik söz konusu olmasaydı, enflasyon rakamı haziran sonunda yüzde 10.12 yerine 8.6 olacaktı. Yani, kurda artış olmasaydı bile yüzde 8.5'lik üst sınır aşılmış olacak ve hesap verebilirlik çerçevesinde yine mektup yazılacaktı. Yani ortada döviz kurunun artmasının ötesinde bir sorun var. Mektup ise son derece teknik kalmışken bu sorunun kaynağı pek ortaya konmamış.
Dövizalmanınbedeli Hatta geçmişte yapılan parasal genişlemenin krediye dönüşmesi, kredi genişlemesi yoluyla talep artışına, talep artışının da arz artışının üzerine çıkarak fiyatları artırması gibi bir olgudan hiç bahsedilmemiş. Halbuki bu yıl ortası itibariyle Merkez Bankası'nın yarattığı en temel parasal büyüklük olan 'rezervpara' miktarı 36.8 milyara ulaşırken yılbaşına göre yüzde 12.5, son bir yılda yüzde 53.7 artmış. 2005 yılındaki artışı ise yüzde 61 düzeyinde. Merkez Bankası'nın geçmişte yüklü döviz alımları karşılığında piyasaya verdiği lirayı yeterince strelize edemediği görülüyor. 22 milyar dolarlık alımın yarattığı parasal genişleme söz konusu 2005'te.
İkihedefpeşindekoşmak Hatırlarsak hem 2005'te hem de 2006'nın ilk çeyreğinde Merkez Bankası yeterince döviz almamak ve faizi yeterince düşürmemekle eleştiriliyordu. Sermaye hareketlerinin serbest olduğu bir ortamda Merkez Bankası hem faizi hem de kuru kontrol edemedi. Faizi aşağı düşürürken kurun düşmesini önlemek için yaptığı alımlar karşılığında oluşan aşırı likiditeyi geri çekemedi, çekmeye yeterli olacak faizi haziran ayına kadar vermedi veya veremedi. Asıl görevi enflasyonu düşürmek olan Merkez Bankası iki hedefi birden gerçekleştirememiş oldu. Sonunda da kurlar mayıs ve haziranda artmadan önce enflasyon nisan ayında başkaldırdı. Üstelik fiyat artışları hemen hemen bütün sektörlere yayılmış olarak...
Türkiye'ninkaybı Zaten sorunun ana kaynaklarından birinin parasal genişleme olduğunu, yangını söndürmek için alınan önlemler de ortaya koyuyor. Faiz yükseltildi ve piyasadaki fazla likiditenin çekilmesi yoluna gidildi. Döviz satışı ise terk edildi gibi bir şey. Önlemler sonuç verdiğine göre, demek ki sorun buymuş. Sonuçta, Merkez Bankası'nın mektupta belirttiği gibi, enflasyon hedeflerine 1.5-2 yılda yaklaşılacak. Yani, Türkiyeenflasyonlamücadeledeveonabağlıdiğermakrogöstergeleridüzeltmede,fedekarlıklarakatlanmada1.5-2yılınıkaybetti. Mektup bu itirafıyla gerçekçi.
Gelecekleilişkisi Aynı mektup telep artışı ve para arzını gözardı etmesiyle eksik. Merkez Bankası'nın talep olgusunu görmezden gelen tutumu ve bu konuda özeleştiride bulunmaktan kaçınması, sadece geçmişi iyi anlamakla ilgili bir konu değil; işin geleceği ilgilendiren yönü de var. Çünkü önümüzdeki dönemde çifte seçim nedeniyle iç talebin artırılması veya yeterince düşürülmemesi hükümet tarafından arzulanan bir durum olabilir. O zaman Merkez Bankası yönetimi ne yapacak?
Sonuç "İkitavşanınardındankoşan,ikisinideyakalayamaz"RusAtasözü