İş'kence...
YÖK, üniversiteye giriş sistemini değiştirmek için taslak hazırladı. Özeti şu.
Çocuklarımız... Liseye girerken sınava girecek. Lise 1 bitince sınava girecek. Liseyi bitirmek için sınava girecek. Üniversite için sınava girecek. Mühendislik, tıp, hukuk istiyorsa, 4 tane sınava daha girecek. Bitince... Yabancı dil öğrenip öğrenmediğini kanıtlamak için sınava girecek.
Hepsi bu.
Görüldüğü gibi, Kim 500 bin İster'i kazanmak daha kolay. Hiç olmazsa onun jokeri var.
Ama bana sorarsanız... Bu kadar sınav yetmez. Özel şirketler de sınav açmalı. Fabrikalar da... Büfeciler de... Ev sahiplerinin de KSYM'si olmalı. Kiracı Seçme Yerleştirme Merkezi. Yok öyle angut gibi kiracı olmak... Başka? Belediye otobüsüne de sınavla binilsin mesela... "BM Genel Sekreteri'nin adı ne?" "Hüseyin İleri." "Yürü..." Ölürken de sınava girmeli. Yüzde 1'e giren Zincirlikuyu'ya.
Listeyi uzatabiliriz... Eğlenceli oluyor çünkü. Ama çözüm olmuyor... Ne yapmalıyız?
Birincisi şu... Bu iş sınavla olmaz. Çünkü sınav, sadece "inek" tabir ettiğimiz öğrencileri, "zeki" öğrencileri, "ailesinin ekonomik şartları iyi olan" öğrencileri ve "yaşadığı şehrin imkânları iyi olan" öğrencileri ödüllendiriyor. Henüz 15-16 yaşında olan, adı üstünde "çocuk" olanların hepsinin "olgun olmalarını, çok ders çalışmalarını" bekleyemeyiz. "Zeki" olmalarını da bekleyemeyiz. "Zengin" olmalarını da... Bana göre, vatandaşlar arasında ayrım yaptığı için, Anayasa'ya bile aykırıdır sınav...
Zaten "sınav" belirliyorsa, başarıyı... Hadi gelin sınav açalım. TBMM'de bulunan, boru değil "memleketi yöneten" milletvekillerini, 14 yaşındaki çocukların girdiği Anadolu Lisesi Sınavı'na sokalım. Kaçı kazanır?
Gazeteleri ele alın... Her gün köşelerinden "fikir fışkırması" yapan -ben dahil- gazetecilerin kaçı "başarılı öğrenci"dir? Kendimi ayırmıyorum... Çoğu "eğitim" konusunda hıyardan hallicedir.
Canavar gibi gençlerle dolu piyasa... İş arıyorlar... En zor sınavları aşmışlar, en önemli üniversiteleri bitirmişler. Vaat edilen imkân, 300-500 lira. "Yönetici" ya da "müdür" kılığındaki geri zekâlıların egolarının altında ezilmeleri de cabası...
Peki ne yapacağız? "Bugün" yapabileceğimiz hiçbir şey yok maalesef. Çünkü herkes çocuğu "mühendis" olsun istiyor, "uluslararası ilişkiler okusun" istiyor, "üniversite okusun da, ne okursa okusun" istiyor. Ama "yarın..." Dank edecek ana-babaların kafasına... "Meslek" sahibi yapacak çocuğunu. "Meslek" denilen kavramın, sadece "üniversitede kazanılmadığını" anlayacak. "Aşçı" yapacak çocuğunu, "elektrikçi" yapacak, "mobilyacı" yapacak, "tornacı" yapacak, "kuaför" yapacak, "terzi" yapacak, "ayakkabıcı" yapacak, "fotoğrafçı" yapacak, "motor meslek"e "turizm meslek"e "sağlık meslek"e gönderecek... Alman öyle yapıyor. Amerikalı da... Çünkü bizimkiler şu anda bilmiyor. Mimarlar aç, boyacılar tok yatıyor. "Diploma"yı sadece "üniversite diploması" sanıyor. Dedim ya, dank edecek kafasına... O gün geldiğinde, sınavdan da kurtulacak Türkiye, çocuklara işkence etmekten de, sınav sayısını artırarak dershanecileri zengin eden YÖK'ten de...
|