kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Dünya Kupası
   Son Dakika
   News in English
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Kültür Sanat
   Turizm Rehberi
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 

Düşünce de kuşlar gibi sınır tanımaz

Geride kalan aylarımız endişe içinde "Göçmen kuşlar"ın gelmesini bekleyerek geçti. Çünkü onlar kuş gribi virüsünü taşımaktaydılar.
Göçmen kuşlara vize koymak, onları sınırlarda durdurmak mümkün değildi. Onlar baharda gelirler, sonbaharda giderlerdi. Uçuş saatlerinin düzenlenmesini, dünyadaki hiçbir ulaştırma bakanlığı yapamazdı.
Dünya devletlerini yönetenler ve kamuoylarını oluşturanlar, kuşların dolaşımını durdurmaya güçlerinin yetmediğini bildikleri için, insanlarla ve düşüncelerle uğraşmayı her zaman yeğ tutuyorlar.
Mesela bizde yapıtları "Düşünce suçu" kapsamında görülüp, yargı önüne götürülen yazarları, çizerleri hatırlayın.
Düşünün ki, aynı yazılı hukukla, bu ülkenin şimdiki başbakanı da okuduğu şiirden ötürü cezalandırılmış, siyasi yasaklı olmuş, hapse de girmiştir.
Ama sonra ne olmuştur? Partisi seçimi kazanınca, o Türk yasalarına göre koltuğa oturamazken ABD Başkanı onu Türkiye'nin siyasi lideri olarak kabul edip, Beyaz Saray'da ağırlamıştır.

MEŞRUİYET MESELESİ
Demek ki "Siyasi meşruiyet" de, tıpkı göçmen kuşlar gibi, yerel otoritelerin yasaklarını falan tanımıyor.
Bugün Türkiye'de birileri, Elif Şafak, Hrant Dink, Orhan Pamuk ve böyle yazarlar hakkında suç duyurusunda bulunup savcıları dava açmaya zorlarken, yazının ve düşüncenin göçmen kuşlardan daha özgür biçimde dünyayı dolaşıp durduğunun farkında değiller. Daha da kötüsü, geçmişte sahnelenen benzer durumların bugüne nasıl yansıdığını düşünmüyorlar bile. 20'nci yüzyılda aynı tür suç duyuruları yapanların, "Vatan haini" diye slogan atanların torunları, şimdi Nazım Hikmet'in şiirlerini okumayı, Türk kültürüne egemen olduklarının kanıtı biçiminde sunuyor.
Bir politikacıyı, bir düşünürü, bir yazarı kendi ülkesinde köşeye sıkıştırıp, onun yaşamını eziyetlere konu etmenin anlamsızlığını göremeyenlerin sayısı, bütün azgelişmiş ülkelerde çok fazla.
Şöyle bir hesap edin. Hapse giren ve yasaklanan kaç politikacımız, daha sonra yeniden devlet yönetiminde yer aldı? Hapse atılan, sürgün edilen kaç yazarımızın eserleri, şimdi edebiyat kitaplarında resmi müfredatın önerdiği metinler olarak yer alıyor?
Geçen hafta Sabancı Üniversitesi'nin 2005-2006 akademik yılı kapanış konferansında konuşan Yaşar Kemal'in şu sözleri herhalde sizlerin de dikkatini çekmiştir:

ÇOK KÜLTÜRLÜLÜK
- Biz, çok kültürlü toprak olduğumuzun farkına varacağız. Yasakta değil, özgürlükte çıkarımız olduğu bilincine varacağız, varmaya mecbur olacağız. Elimizi çabuk tutmazsak başımıza bölünme belası bile gelebilir. Oysa çok kültürlülüğü ile zengin Anadolu, bölünmeye uygun toprak değildir. Bu çağ artık bölünme çağı değil, bir arada yaşama çağıdır. Bizim de çok kültürlü konumumuzu korumaktan başka hiçbir çaremiz yoktur.
Bilmemiz gereken gerçek ortadadır.
Bizim burada susturduğumuz, yapıtlarını yasakladığımız kim varsa, dünyada onlar daha fazla izleniyor, okunuyor.
Belki bir hayal bu... Ama keşke, düşünceleri ve yazıları yüzünden yargılanan insanların duruşmalarında onların aleyhinde gösteri yapan belirli topluluklara karşı, hapse girmiş, yasaklanmış Süleyman Demirel'ler, Deniz Baykal'lar, Tayyip Erdoğanlar da kendi taraftarlarıyla gelip, yargılanan kişiye destek verseler.
Konfüçyus "Bir kişinin kralın oğlu olması onun prens olmasına yetmez. Prens cesur, cömert, adil olmalı, ezilenin yanında durmalıdır da" diyor.
Hrant Dink, Aydın Engin ve Arat Dink'in Şişli'deki duruşmasında bazı "İzleyiciler"in avukatları yumrukladığını, bazı "Hukukçular"ın Elif Şafak hakkındaki suç duyurusunun yargı tarafından kabul edilip dava açılmasına karar verildiğini izlerken bunları düşündüm.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Kadrolu hademe sözleşmeli öğretmenden daha ağırlıklı   / 05-07-2006
 Bakan olmak kolay ama hatasız olmak çok zor   / 04-07-2006
 Kafka'nın "Metamorfoz"u gibi bir dünya   / 03-07-2006
 Bilgi, masa veya diz üstü kadar yakın hepimize   / 02-07-2006
 Birleşmek isteyenler neden ayrılmıştı ki?   / 01-07-2006
 Ölen ölür ama kalan sağlar da pek bizim olamayabilir...   / 30-06-2006
 Japonca'da "kiki", hem kriz hem de fırsat anlamındaymış   / 29-06-2006
 Eski liderler de eskiden yeni değil miydiler?   / 28-06-2006
 Şimdi de "Gerçek liderlik" sınavları başladı...   / 27-06-2006
 Dünyaya uyum vizyon eksikliğine alternatiftir...   / 26-06-2006
YILMAZ ÖZDİL
İş'kence...
YÖK, üniversiteye giriş sistemini...
ERGUN BABAHAN
İktidar ve hukuk Çelik ve Aleviler
İktidar olmak, hukuka...
MEHMET BARLAS
Düşünce de kuşlar gibi sınır tanımaz
Geride kalan...
UMUR TALU
Önsöz sonsöz...
Bir kitaptan söz edeceğim.
Daha...
FATİH ALTAYLI
Devlete şantaj
Geçen hafta Türkiye'nin bazı bölgelerinde...
ERDAL ŞAFAK
Bill Gates kriteri
Yükseköğretim Kurulu...
48 saatte uzun menzilli gerilim
Nükleer silah çalışmaları yüzünden Başkan Bush'un "şer eksenine"...
'Ermeni tasarısı için üzgünüm
Belçika'da Ermeni soykırımını inkâr edenlere ceza verilmesini öngören...
Jübile finalde: 1-0
Jübile finalde: 1-0
Fransa, futbolu kupa sonrası bırakacak olan Zidane'ın penaltı golüyle...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu