| |
|
|
Ergun'a bu defa üzüldüm!..
ERGUN, bu defa beni fena halde üzdü.. Yazdıklarını okurken bu defa gülmedim, acıdım.. Fikre fikirle karşı çıkamamak, sorduğum sorulara yanıt verememek sıkıntısı iyice basınca, ucuz taktiğini daha da yoğunlaştırmış.. Yazara, yani bana saldırmak.. Reis Sitting Bull (oturan boğa) gibi savaş boyalarını sürünmekle kalmamış, civardaki tüm kabile reislerine de çağrı yapmış, "Hep birlikte Hıncal'a saldıralım, onu mahkemelere verelim, sürüm sürüm süründürelim" diye.. Ne var ki o reislerden biri hariç hiçbiri bu çağrıya yanıt vermedi.. Ergun benim, meslekdaşlığın da ötesinde sevdiğim, kardeşim bildiğim bir dost, arkadaş.. Köşeye sıkışınca aczini kabul ederek saldırıya geçmesi bunu yaparken de üslubunu dostluk sınırlarını aşan bir düzeye indirmesine üzüldüm. Tartışma sanatından zerre nasip almadığını kanıtlayan Ergun'la yazışmayı sürdürmeyeceğim. Artık yazdığı hiçbir şeye itibar etmeyeceğim için ona yanıt da vermeyeceğim. Adı, zorunlu kalmadıkça sütunlarımda geçmeyecek ki, gene alınıp saldırmasın.. Sen yoluna, ben yoluma Ergun!.
|