| |
|
|
Zico'nun vakti çok az
Dünya Kupası başlarken katılmaya hak kazanan takımlar hakkında çeşitli programlar yayınlandı TV'lerde. Bunlardan biri de Japonya hakkındaydı. Kimlerle karşılaştılar, Almanya vizesini nasıl aldılar, filan... Bu arada Brezilyalı teknik direktörleri Zico ile de röportaj yapılmıştı. Grup eleme maçlarına iyi bir oyunla başlamamıştı Japonya. Kendi evinde Kuzey Kore'yi zar zor 2-1 yenmiş; İran'a ise deplasmanda 2-1 mağlup olmuştu. O dönemi anlatırken Zico, "Benim istediğim biçimde oynamalarının bir yılı alacağını biliyordum" diyordu röportajda. Japonlar, Avrupa'daki Almanlar gibi tarihsel kökenler nedeniyle disiplinli bir ulustur. (Japonların ve Almanların nasıl böyle olduklarını öğrenmek isteyenler, Berrington Moore'un, 'Demokrasi ve Diktatörlüğün Toplumsal Kökenleri' adlı kitabına bakabilir.) Evet, Japon genç kuşağında, anarşist-nihilist eğilimler göze çarpıyor. Yine de toplumun genelinde; emir-komuta, yöneten-yönetilen, öğreten-öğrenen zincirleri gayet sağlam. İşte böyle 'söz dinleyen' bir ortamda dahi Zico, bir yıl gibi uzun bir süreden söz ediyordu! Bazı hocaların 'tuşesi', yani 'dokunuşu' (buna 'katkısı' da denebilir) hemen belli olur. Takıma kısa sürede belli bir tarz kazandırırlar. Bunların çoğu defansa önem veren hocalardır. Defans yapmanın, hücumu organize etmekten daha kolay olduğunu düşünürler. Türkiye'ye gelen yabancı teknik direktörler arasında buna en iyi örnek Lucescu'dur. Tabii önce hücum varyasyonlarını ele alıp, defansı sonra düşünen hocalar da var: Mesele Gerets bu kategoride. Peki Zico böyle mi? Yukarıdaki "bir yıl gerek" sözü olmadığını düşündürüyor. Zihnindeki sistemi (seriayağa paslaşma, adam kaçırma, tatlısert pres, bol şut, defanshücum dengesi, vs. ) yavaş yavaş oturtan bir hoca olabilir. Tabii bu süreyi Brezilya'dan veya Japonya'dan transfer edeceği oyuncularla kısaltmaya çalışacaktır. İyi de... Vakit var mı? F.Bahçe'nin önünde Şampiyonlar Ligi'ne katılabilmek için geçmesi gereken iki eleme turu bulunuyor. Kolay olacağı sanılan ilk maç bu ayın sonunda (25/26 Temmuz). Bu kadar kısa süre içinde... Eldeki oyuncuları tanıyacak... Baş ağrıtan Anelka konusunda karar verecek... İstediği transferleri yapacak... O arada takımı çalıştıracak... Üstelik bütün bunları... Kendisine kuşkuyla bakan bir medyanın... Hem morali bozuk, hem de kurum kültürü 'aceleci-tahammülsüz' bir camianın... "Scolari, Capello filan derken Zico da nereden çıktı" diye dudak büken bir taraftarın önünde yapacak. Hadi hayırlısı!
|