  |
|
'Photo-aging'den korunun!
Uzmanlar, giderek artan bir hassasiyetle bizi güneşe karşı uyarıyor. Biz güneş altında bronzlaşarak daha güzel olmayı ümit ederken, cilt yaşlanmasına tüm kapıları ardına kadar açmış oluyoruz. Kısa süreli olarak esmerlik bizi hoş gösterebilir ama orta ve uzun vadede başımıza büyük işler açar. Çünkü güneşin hiç şakası yok! Güneş tüm sağlığımızı, gençliğimizi ve güzelliğimizi tehdit ediyor. Bunu anlamak için alim olmamıza gerek yok...
GÜNEŞ YOKSA KIRIŞIK YOK
Gerçeği fark edebilmek için, gayet basit bir gözlem yeterlidir. En fazla güneş gören yerlerimiz nereleridir? Kuşkusuz yüzümüz, boynumuz, dekoltemiz, kollarımız ve ellerimiz. En çabuk yaşlanan yerlerimiz tam da buralarıdır. Kırışıklık, çizgiler, lekeler hep yüzümüze özgü sorunlardır. Vücudumuzun güneş görmeyen yerlerinde kırışıklıktan ve lekelerden bahsetmeyiz. Çünkü yoktur! Evet kalçalarımız, karnımız, popomuz, bacaklarımız, göğüslerimiz de bizi kaygılandırabilir ama cilt yönünden değil. Oralarda yağ dokusu ile, kaslarla, ödemlerle, sellülitlerle yada varisler gibi kan dolaşımına ait sorunlarla baş etmeye çalışırız. Kırışıklıklar ve lekeler ise, bire bir güneşin eserleridir. Emin olun, güzellik salonlarını, estetik merkezlerini meşgul eden işlemlerin büyük çoğunluğu güneş hasarları ile ilgilidir. Güneşlenmek bağışıklık sisteminin zayıflamasına ve tüm hastalıklara davetiye çıkarılması anlamına gelir. Bugün konuyu güzellik açısından ele aldığım için cilt kanserlerinin ne kadar büyük bir hızla arttığından bahsetmiyorum. Kuşkusuz güneş ışınlarının en tehlikeli sonuçları onlardır. Cildin yaşlanmasına yol açan birçok neden sayabiliriz ama bunlar genel olarak iki grupta toplanır... 1- Birincisi organizmanın doğal seyrinde gelişen içsel yaşlanmadır. 2- İkincisi ise dış faktörlerden kaynaklanan yaşlanmadır. Sigara, dengesiz beslenme, uykusuzluk vs. gibi. Bunların en başında güneş ışınlarının yıkıcı etkileri gelir.
KORUYUCU ÇOK ÖNEMLİ
Cildimizdeki olumsuz değişimlerin yüzde 80'i güneş hasarlarıdır. 50 yaşında ortaya çıkan derin kırışıklıkların büyük bölümü, 20'li yaşlarda maruz kaldığımız güneş ışınlarının sonuçlarıdır. İyisi mi, siz güneşten korunmayı ihmal etmeyin. Saat 10 ile 15 arasında plajlara uğramayın. Sabah erken saatlerde veya akşamüzeri denize girmenin keyfini çıkarın. Gene de bol bol güneşten koruyucu sürerek kendinize iyilik edin. İnanın, koruma faktörü (SPF) yüksek, iyi bir güneşten koruyucu, cildiniz için en pahalı nemlendiriciden veya kırışık engelleyici kremden daha yararlıdır. Camlarının rengi koyu, UV filtreli bir güneş gözlüğü ise hem gözlerinizi katarakt tehlikesinden korur hem de tüm gözaltı kremlerinden daha etkili olur. Bronzlaşmak istiyorsanız, gelişmiş solaryumlardan veya cilde renk veren kremlerden yararlanın.
|
