|
|
|
|
|
Sustalı bıçağı tam kalbime iki kez sokup çıkardım
|
|
Gelelim o güne... Danıştay saldırısını duyduğunuz zaman ne yaptınız? -Biz önce o meczubun tanıdığımız biri olduğunu anlamadık. Kendi kendimize olayı yorumluyor tartışıyoruz yine. Sonra akşam evime polisler gitmiş. Onun benimle ilişkilendirildiğini ancak polisin bıraktığı zabıttan öğrendik. Hatta kağıdı Şişli Noteri Mehmet Bey'den almışlar. Mehmet Bey, ismimi görünce aman demiş, bu olay ülkücülerin üzerine atılıyor, ülkücüler böyle bir şey yapmaz. Ben ülkücü değilim, o ayrı. Ama herkes şaşırmış tabii.
Niye hemen teslim olmadınız?
Önce olayı bir görelim, sonra teslim olalım dedik. Nedir, kimdir, boyutu nedir, niye benimle ilişkilendiriliyor? Çerçeveyi görmek istedim. Yani bana yönelik bir komplo mu yoksa yanlışlık mı, nedir? Cumartesiye kadar bir arkadaşımın evinde kaldım. O güne kadar ne televizyon ne de gazete, hiçbirine bakmadım. Ama içimde bir sıkıntı var. Bulunduğum yerden her televizyon çekmiyor kanal 7'yi buldum. Aslında bunlar şimdi olayı taraflı verirler diye düşünmüyor değilim. O sırada gazetelerdeki başlıkları okuyorlardı. 80 yılında ordudan atılan Albay kod adlı biri diye yazıyordu.
SİLAHIMI ARADIM, CEBİMDE BIÇAĞI BULDUM Kod adınız Albay mı? -Öyle bir şey yok. Sadece bana öyle seslenirler, 'Komutanım' derler. Bazen 'Paşam' derler. Ama anladım tabii başımdaki belayı. Bir anda bütün tablo ortaya çıktı.
Daha kimse tamamen anlamadı ne olduğunu, siz nasıl anladınız -Şunu anladım, bütün haberlerde benim şahsiyetim üzerinden orduya yönelik birtakım suçlamalar yapılıyordu. Yani hedef ben değildim. Ben birtakım kişilerin ordu üzerinde oyun oynaması için seçilen biriydim sadece. O anda ölmeye karar verdim.
İyi de ölseydiniz sizin mantığınızla herşey daha çok üzerinize kalmayacak mıydı? -Olabilir ama ben o anda bunu düşünmedim. Zaten ben bunu fark edene kadar ağabeyim ve arkadaşlar olanı biteni görmüşler. Benim nasıl piyon olarak seçildiğimi, komploya kurban gittiğimi. Silahımı aradım. Yoktu yanımda. Cebimdeki sustalı bıçağı buldum.
ÖLMEDİĞİME ÜZÜLDÜM ASLINDA ÖLMELİYDİM Ne büyüklükte bir bıçak bu? -7 cm'lik bir şey. "Ölmesini bilmeyen öldüremez" derler. Bu onursuzlukla yaşayamayacağıma karar verdim. Kendimi Atatürk'ün yaveri Salih Bozok gibi hissettim.
Ne demek o? -Acının o kadar büyüğünü yaşadım yani. Öylesine içim acıyordu. İki elimle yüklenerek 7cm'lik bıçağı tam kalbime iki kez soktum, çıkardım. O kadar ölmek istiyordum ki iki elimi kullandım, kalbimi hedeflemek için. Ait olduğum asker çevresine bir söz gelmesini asla kabul edemezdim. Beni kurtarmışlar. Arkadaşlarımın beni hastaneye götürüp kaçtığını yazdılar. Onlar hep oradaydı. Kendime geldiğimde size ne kadar üzgün olduğumu anlatamam. Ölmediğime üzüldüm, inanın bütün içtenliğime. Ben aslında ölmeliydim Balçiçek Hanım.
EŞİM 'ALYANSIN BENDE SAATİN KIZINDA' DİYORDU Bugün de öyle mi düşünüyorsunuz? -Evet. Bugün aynı konumda olsam yine ölmeye çalışırdım. Ama madem ölmeyi beceremedik dedim kendi kendime bari bana bunu yapanları ortaya çıkarayım; kendi adımı ve askerin şerefli adını kirletmeye kalkanları bir bir deşifre edelim.
Ya aileniz? Onları da düşünmediniz mi? -Düşünmedim. Kızım annesine o ölürse ben de ölürüm diyormuş. Biz böyle bir aileyiz. Şerefimiz her şeyden önce gelir. Ama eşimin bana bağıran görüntüsü hiç aklımdan gitmiyor. "Alyansın bende, saatin kızında, bizim için güçlü ol" diyordu. Ben de güçlü olmaya çalıştım çünkü sonuna kadar haklıydım.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|