Bir ihale öyküsü
Silah alımları, dünyanın en netameli ihaleleri olarak gösterilir. Çünkü teklifler zorlu kriterlere göre değerlendirilir: Fiyat-teknoloji karşılaştırması, yurtiçi katkı, teslim süresi, ödeme koşulları, değişiklik hakkı gibi. Nihai tercihte başka etkenler devreye girer: Siyasal dengeler, stratejik hedefler, dış politika hesapları. Elektroniğin yaşamın tüm alanlarını teslim almasından sonra bir "detay", bunların da önüne geçti ve "ulusal çıkar" açısından en hayati soruna dönüştü: Silahın yazılım programı. İşte bu ihalelerden biri 10 yıldır Türkiye'nin başını ağrıtıyor: Silahlı Kuvvetler'in "ATAK" diye bilinen 92 adet taarruz, taktik ve keşif helikopteri ihalesi. Proje ilk kez 1996 Ekim'inde gündeme geldi, ertesi yıl düğmeye basıldı. Yığınla "İyi saatte olsunlar"ın işe karıştığı ihale birçok kez ertelenip uzatıldıktan sonra 14 Mayıs 2004'te iptal ediliverdi! Ama rafa kaldırılmadı: 2005 Şubat'ında yeni ihale açıldı. Teklifler 13 Eylül 2005'e kadar verilecekti. Son tarih gelince, firmaların ağırdan aldıkları görüldü, süre 10 Haziran 2006'ya uzatıldı. 1997'den bu yana hep aynı firmalar yarıştı: Fransız-Alman-İspanyol ortaklığı "Eurocopter", Rus "Rosoboronexport", Güney Afrikalı "Denel", İtalyan "Agusta", Amerikalı "Boeing" ile "Bell Helicopter" . Ancak sonunda karar sürecine girilirken ilginç gelişmeler oldu: "Boeing" ve "Bell Helicopter" vazgeçti. Gerekçe: "Yazılım programının değiştirilmesine Kongre'den izin alamayız..." Ardından "Eurocopter", döner aksamını ve motorunu sağladığı Güney Afrikalı "Denel"den desteğini çekti.
Ruslar niye yitirdi? Ve bu karmaşada 30 Haziran'da Savunma Sanayi İcra Komitesi, ATAK ihalesini sonuçlandırmak için toplandı. Tam da Cumhurbaşkanı Sezer'in Moskova'da Rusya Başkanı Putin'le "Askeri ihaleler"i görüştüğü gün. Putin, Türkiye'nin ATAK ihalesini çok önemsiyor, "Helikopterin adını Erdoğan koyduk ama yine de engelleri aşamadık" diye yakınıyordu. (Putin aslında Türk alfabesinin cilvesinden yararlandı. "Ka-50" diye bilinen helikopterin ilk adı " BlackShark ", yani " Kara Köpekbalığı "ydı. Rus-İsrail konsorsiyumunca yenilendikten sonra " Erdogan ", yani " Şahin " diye değiştirildi.) Ve Başbakan Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Org. Özkök ile Milli Savunma Bakanı Gönül, 5 saat süren değerlendirmeden sonra, Sezer'in Moskova'dan yurda döndüğü sırada sonucu açıkladılar: "Eurocopter" ile "Rosoboronexport" elenmişlerdi. Yola İtalyan ve Güney Afrika firmalarıyla devam edilecekti. "Eurocopter"in Fransa'nın bu ihalenin sonucunu görmek için Ermeni tasarısını Ekim'e bırakması nedeniyle saf dışı bırakıldığı öne sürüldü. Yani misilleme! Pek inandırıcı gelmiyor. Çünkü "Eurocopter" Fransız firması değil, üç ülke ortaklığı, hatta tesislerinin önemli bölümü ABD'de olduğu için bir dünya şirketi. Ayrıca, Ermeni tasarısı Ekim'e bırakılmadı, süresiz ertelendi. Kimse bir daha gündeme gelmesini beklemiyor. Peki Ruslar niye elendi? Açıklama yok. Konsorsiyumda İsrail'in ortaklığı bir neden olabilir mi? Ya da onca dil dökmeye rağmen Moskova'nın Kıbrıs sorununda Türkiye tezlerine soğuk kalması? İyi ama "Eurocopter"in desteğini yitirmiş Güney Afrikalıların ve bu alanda pek iddialı sayılmayan İtalyanların ürünleri Silahlı Kuvvetler'in beklentilerini karşılayabilir mi?. Biz finale kalan iki firmanın da son çemberi geçemeyeceklerini ve ihalenin bir kez daha yenileneceğini düşünüyoruz. Dedik ya; askeri ihaleler dünyanın en netameli işi...
|