|
|
|
|
|
İlle ben olacağım diye bir şey yok
|
|
Başbakan Erdoğan, Çankaya adaylığı için net konuştu: Benden başka birisi neden Cumhurbaşkanı olmasın.
Cumhurbaşkanı parti grubumuzun, üzerinde mutabık kalacağı biri olacak. Türkiye'de eli taşın altında olan sivil toplum örgütlerine soracağız. Anketler yapacağız. Cumhurbaşkanı makamına çıkan da üzerindeki formayı çıkarmalı."
"AB'DE İŞLER YOLUNDA" "AB'de süreç ilerliyor. İşler yolunda. Bütün hızımızla gidiyoruz. İlk dosyayı açtık ve kapadık. 'Müzakereler kapanırsa kapanır' sözünü demek zorundaydım. 650 binlik bir ülkeyi koskoca Türkiye'ye tercih ediyorlarsa, edeceklerse gerçekten öyle."
DTP KONGRESİ "DTP kongresinde olanlar hiç şık değil. Bayrak, İstiklal Marşımız ortak değerlerimiz, bunlardan niye rahatsız oluyorsun. Bir yandan 'Üniter yapıdan yanayız' diyeceksin, sonra da İstiklal Marşı'na tavır alacaksın."
Başkası neden olmasın?
Benden başka birisi neden Cumhurbaşkanı olmasın. Parti grubumuzun üzerinde mutabık kalacağı biri olacak. Türkiye'de eli taşın altında olan baro, TOBB, sendikalar gibi, sivil toplum örgütlerine soracağız.
Başbakanlık uçağıyla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la birlikte Strasbourg'a uçuyoruz. Havalandıktan kısa bir süre sonra Başbakan'ın ofis olarak kullandığı bölüme geçip sohbete başlıyoruz. Öncelikle başsağlığı diliyoruz. Hayli duygusal. Ağabeyini hayli sevdiği belli. Hastanede sık sık ziyaret etmiş. Geçen hafta gittiğinde konuşmuşlar. Son olarak ölümünden birkaç saat önce gitmiş ancak bilinci kapalıymış. Tayyip Bey'in hastaneden ayrılmasından kısa süre sonra da ağabeyi hayata gözlerini yummuş. Neredeyse hiç aynı evi
paylaşmamışlar. Erdoğan Ailesi Rize'den İstanbul'a göçtüğünde ağabey Rize'de kalmış. 10 yıl kadar önce de Kocaeli Yuvacık'a gelip lokanta açmış. "Çok iyi ahçıydı. Öyle lüks yemekler değil tabii" diyor Başbakan. "Esnaf lokantası" diyorum. "Tam öyle" diyor. "Müthiş kavurma yapardı. Benim yediğim en lezzetli kavurmaları yapardı" diyor ve kavurmaları anlatıyor. Bana dönüyor, "Sizin oralarda da yaparlar. Tenekede kavurma. Yapılıp tenekeye basılır, bütün kış et ihtiyacı oradan karşılanır." Ertuğrul Özkök, "Çok ağır oluyor" diye araya giriyor.
KİLİSELERİ ONARIYORUZ YA ATİNA NE YAPIYOR? Ben "Üzerine iç yağı koyulur hava almasın diye. Ama altı çok lezzetli olur" diyorum. Başbakan gülüyor. "İşi bilen belli oluyor. Hakikaten çok lezzetli olur" diyor. Yunanistan'la ilişkileri konuşuyoruz. "Yunanistan'da Dora Bakoyanni'ye de söyledim. Durup durup Ruhban Okulu diyorsunuz. Peki bizim orada camilerimiz var onları niye onarmıyorsunuz ya da en azından onarmamıza izin vermiyorsunuz. Bakın biz bütün dini mekânların bakımlarını yapıyoruz. Kiliseleri tamir ettiyoruz. Van Akdamar'daki kiliseyi baştan başa onartıyorum. 180 parça azınlık vakfı gayrimenkulünün tapularını verdik, Yargıda olanlar var. Yargı süreci bittikçe diğerlerini de vereceğiz. Peki nerede bunun karşılığı Yunanistan'da."
AYRIM YAPMADAN BELEDİYELERE YARDIM Hükümetin yerel yönetimlere verdiği desteği anlatıyor. "Biz belediyelere farklı yaklaştık. Geçmişte çok partizanca tavırlar oldu. Biz bunu yapmıyoruz. En borçlu belediyelerin bile en fazla yüzde kırkını kesip ödeneklerini aktarıyoruz. Bizden olsun olmasın. Her belediyeye imkân sağlıyoruz. Çünkü beni belediye değil o belediyeden hizmet alan vatandaş ilgilendiriyor. Onlara hizmet götürülmesini engellemek ayıptır" diyor. Özellikle Doğu ve Güneydoğu'daki belediyelere büyük destek verdiklerini söylüyor: "Şırnak'ta su yok. Belediye Başkanı'na soruyorum. Gücümüz yok diyor. Madem gücün yok niye aday oldun. Şimdi oranın su projesini merkezi yönetim olarak biz yapıyoruz. Diyarbakır Belediye Başkanı da bana geldi görüştüm. İki bakanım Diyarbakır'a gittiğinde kendisini makamında ziyaret etti. Elimizden geleni yapıyoruz."
TAZİYE ZİYARETİNDE PROTESTO EYLEMİ Danıştay saldırısının ardından meydana gelen bazı olaylar Başbakan Erdoğan'ı hayli üzmüş. "Mustafa Bey'in evine taziyeye gittik. Habersiz. Başsağlığı diledim çıkıyorum. Birisi elindeki posteri bana doğru tutuyor. Ne diyeyim. İyi günler dilerim dedim çıktım."
İLLE DE BEN OLACAĞIM DİYE BİR ŞEY YOK Ve geliyoruz "zurnanın zırt dediği yere." Aday olacak mı, kim aday olacak? "Cumhurbaşkanı makamına çıkan üzerindeki formayı çıkarmak zorunda. Formayla orada oturulmaz. O makam herkese aynı mesafede olmak zorunda." Araya giriyorum "Ya gizlice gömleğin altında forma varsa." "Gömleğin altında olmaz. Olursa ucundan bir yerinden görünür. Ama asıl sorun o formayı" diyor ve eliyle kafasını işaret ediyor: "Kafada formayı çıkarmayanda." Ve bombayı patlatıyor: "Cumhurbaşkanı ille de ben olacağım diye bir şey yok. Benden başka birisi niye olmasın. Söyledim parti grubumuzun üzerinde mutabık kalacağı biri olacak. Sivil toplum örgütlerine soracağız. Anketler yapacağız. Sivil toplum örgütü derken elbette ki ilgili örgütlerden bahsediyorum, kitle örgütlerinden bahsediyorum. Barolar gibi, TOBB gibi, sendikalar gibi. Türkiye'de eli taşın altında olan örgütlere soruyoruz." AK Parti'nin Cumhurbaşkanlığı ile ilgili anketlerinin ucu açık. Yani isim vermiyorlar. "Kim olsun" diye soruyorlar. Özkök "Kim çıkıyor" diye soruyor. Ben yanıtlıyorum. "Birinci mevcut Cumhurbaşkanı, ikinci Tayyip Erdoğan çıkıyor" diye. Başbakan yine gülüyor. Cumhurbaşkanı olmaya niyeti yoksa şimdiden niye açıklamadığını soruyoruz. "Şimdi ben yokum deseniz ne olur. Mevcut cumhurbaşkanına saygısızlık olur. Biz daha 11 ay Sayın Sezer'le beraber çalışacağız. Bu makamı şimdiden dile düşürmenin alemi yok. Günü geldiğinde isim belirlenir ortaya çıkar. Ama dediğim gibi ille de ben olacağım diye bir şey yok."
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|