|
|
Ayrılmak marifet değil, tarz meselesi
* Bugüne kadar ne yaşam tarzınız, ne söylediklerinizle kitaplarınızın önüne geçmediniz. Fakat geçtiğimiz haftalarda aldatıldığınızı söylediğiniz bir röportajla gündeme oturdunuz. Niye yaptınız bunu? Töre cinayetleri sorulmuş, bu konuda saatlerce konuşuyorsunuz. Söz Kardelen kızlarının okutulmasına geliyor, konuşuyorsunuz konuşuyorsunuz derken röportajın sonuna doğru kişisel olmaya başlıyor sorular. Rekabet konusuna gelindi; ben de "Rekabet, kıskançlık, böyle şeyleri bilmediğim için koparıcı olamadım hayatta" dedim. "Peki hiç mi kıskanmadınız?" diye soruldu "Hayır hiç, hatta aldatıldığımda bile" türünde şeyler söyledim. Konu buydu. Buna çok üzüldüm, çünkü ben bu tür şeyleri konuşan biri değilim. Benim hayatım, benim kocam, benim çocuğum çoluğum yoktu o röportajın içerisinde, hiç ilgisi yoktu.
* Aldatan, aldatılan isimler gündemdeyken, edebiyat çevresinden bir kadının açıklamaları ilginç ve samimiydi... Ben böyle bir şey açıklamadım! Bir soruya cevap verirken ağzımdan kaçtı. Sanki ben 30 sene oturdum ve içimde bununla yaşadım, bunun üzüntüsünü çektim ve nihayet birine içimi dökmüşüm gibi... Yok böyle bir şey! Şu an hiçbir önemi de yok, her kadının başına gelir.
* Aldatmayı hazmetmeyen, gururlu kadınlar hâlâ var mı sizce? Kimsenin hayatını takip etmiyorum ama eminim vardır. Hayatta her şey olabilir... Kimi normal kabul eder yaşamına devam eder, kimi benim gibi ayrılır. Benimki marifet değil, tarz meselesi bunlar.
* Gururlu kadın olmayı hayat şartları mı belirliyor? Karakter belirliyor herhalde, hayat şartları değil.
Ben hiçbir zaman kitaplarımı, çok satan kitap olsunlar diye yazmıyorum ve bu niyetle yola çıkmıyorum. Türk halkı benim dilimi okumayı seviyor. Demek ki ben dili iyi kullanan ve hayatı iyi anlatan bir yazarım. O kadar, benim başka bir iddiam yok!
|