|
|
Kano, jet ski, banana eğlenirsen ne ala!
Bütün yıl çalıştınız, nihayet tatile çıktınız. Otele yerleştiniz, mayonuzu giydiniz, uygun adım ileri plaja indiniz... Plajda şezlong kapmaca oynadıktan sonra yerinizi bellediniz, cuuup denize girdiniz. Yok hemen giremediniz! Eh Türksünüz ya önce biraz "Ayyy çok soğuk, giremiceeeem" çığlıklarıyla nazlanıverdiniz... Sonra yüzdünüz, güneşlendiniz, buzlu su hüpletip serinlediniz. İcabında kadınsanız, sıfır beden çıtırları görünce selülitlerinize lanet ettiniz. Peki daha ne istiyonuuuz? Aaaa! O ne biçim soru kızım Ayşe; tabii ki de su sporlarına akmak istiyoruuuz. Kim demiş 'tatilci tatmin olur' diye? Yat şöyle şezlongunda, minderinde bak keyfine değil mi? Değil! Hem siz yatsanız da yanınızdakiler bırakmaz. Ya eşiniz kanoya binmek ister, grupsanız arkadaşlarınız "banana da banana" der, ya da çocuklar "Baba bizi jet skiye bindiiiiirrrrrr" diye başınızın etini yer.
CAN YELEKLERİNİ GİYİN! Şimdi geçen gün yatmışım gölgede; elimde kitabım, derin derin okumaktayım. Yan minderde üç tane akide şekeri kıvamındaki çıtır kız fısır da fısır konuşuyorlar. Babalarından partiye gitme izni kopartmaya çalışan kızlar misali, bir telaşları var. Hayırdır inşallah! Biri yanıma geldi "Ayşe Abla bizimle bananaya biner misiiin?" dedi. Amanııın! Bananayı dörde tamamlayacaklar ya! Çıtır ahı alacağına, bananaya binecek karizmayı çizdireceksin, ya da bu diyardan gideceksin. Kızlar önde, ben arkada yürüyoruz su sporlarına. Su sporları demek, masa başında dikilen, yanık tenli, fosforlu gözlük askılı ve yine en fosforlusundan şort mayolu, fitness hocası edalı çokbilmiş abiler demek. Eh adam bütün yıl, bu anı beklemiş yakalamışken canımıza okuyacak tabii. Biz eee napıcaz şimdi bakışıyla dikilirken abi; "Can yeleklerinizi giyin" buyurdu. İçimizden bir talihsiz "Ay ben yelekle boğulurum valla" demez mi. Bilirkişi lafı yapıştırdı tabii "Asıl giymezseniz boğulursunuz hanfendüü!" Bu 'banana' tabir edilen bünyeyi 6.8 şiddetinde sarsan zırıltı, bildiğimiz muz! Yani en sarısından kocaman şişme muz. En fazla altı-en az dört kişi binebiliyor. Siz arka arkaya diziliyorsunuz, muzun iple bağlı olduğu sürat motorundaki abi gaza basıyor, sağa sola yatıp sizi denizin ortasında düşürüveriyor. Bir de çok lazımmış gibi pişmiş kelle misali sırıtan fotoğrafçı da tekneye atlıyor, şak şuk perişan halinizi an be an görüntülüyor.
İKİ PEDAL ÇEVİRİNCE... Ay banana değil, işkence! Motoru kullanana kin besliyorsun, düşünce bir türlü geri çıkamıyorsun, hele güneş yağı sürmüşsen hiç çıkamıyorsun, öndekinin kolu bacağı kafana gözüne çarpıyor, fotoğrafçı pis pis sırıtıyor, tüm bu tantana bitince de pestilin çıkıyor. Olacak şey değil hani! Hem hangisi olacak şey ki? Kano desen güneşin alnında çek çek bitmez. Deniz bisikletinde pedal çevirdikçe çıkan gıy gıy ses, sahildekilere huzur vermez. Zaten deniz bisikletini ya kalori yakarken dedikodu yapmayı seven orta yaş üstü kadınlar sever, ya da iki pedal çevirince öğlen yediği dönerleri eriteceğine inanan abiler. Öyle sıkıcıdır yani. Hele o jet ski yok mu jet ski... Plaj uykunun en güzel yerine turp suyu sıkar. Kendini 'Sahil Güvenlik' dizisindeki yakışıklılardan zanneden biri mutlaka sizin plaja da denk gelmiştir. Burnunuzun dibinde bir sağa bir sola jet skiyi kırıp köpükler fışkırtır, izleyenleri kendisine hayran sanır. Bin kardeşim bi motora, bas İstanbul'a kadar rahatla, çıkmaz buradan sana Pamela Anderson, manderson... Özetle; şu tatil aktiviteleri benden uzak dursun!
|