|
|
Yeni tasarımcılarda stil yok bir kere!
Armani'yi, Valentino'yu yetiştirmiş; moda dünyasının duayeni kabul edilmiş bir modacı Pierre Cardin... Hazır giyimden mobilyaya, aksesuvardan otelciliğe dev bir imparatorluk kurmuş. "Her ne yaptıysam ben olarak yaptım, o yüzden ben 60 senedir Pierre Cardin'im" diyor.
Dünyanın yaşayan en ünlü modacılarından Pierre Cardin, birkaç gündür Türkiye'deydi. Aydınlı grubu ile yaptığı ortaklık ve 60 yıllık kişisel moda tarihini anlatan defilenin şerefine... Kendisiyle defilesinden bir gün önce, ekonomi basını ile yaptığı kahvaltılı basın toplantısının ardından Çırağan Sarayı'nın bahçesinde konuştuk. Uzun bir sohbet olmadı tabii; bütün gazeteciler ve televizyoncular sıra beklerken, 'canlı yayına girecek, acele edelim' seslerinin arasında buna ancak ayaküstü konuşma diyebiliriz... Belli ki kahvaltılı basın toplantısında kahvaltı etmeye fırsat bulamamış soru yağmurundan; apar topar bir tost yemesini bekliyorum, ardından sorularımı soruyorum... Pierre Cardin'in modaya merakı; öyle bir sabah yataktan kalkıp "Ben modacı olayım" diye başlamamış. 10 yaşında genç bir çocukken bile dergilere, kumaşlara hep meraklıymış. "Özellikle balo kıyafetlerini çok seviyordum ve merakım vardı" diyerek anlatıyor modacı olma hikayesini:
BİR EL FALI YOLUNU ÇİZDİ "Eğitimim sırasında savaş patladı ve Kızılhaç'ın idare bölümüne girdim, orada üç sene muhasebeci olarak çalıştım. Savaş bittiğinde Paris'e geri döndüm. Bir arkadaşıma, 'Büyük bir terzinin yanında çalışmak istiyorum' dedim. Arkadaşım medyumdu, el falına bakıyordu. Beni Paris'te iyi bir modacının yanına yerleştirebilecek kişiye pazar günü rastlayacağımı söyledi. Gerçekten, Venedik'ten ilk kez geldiğim Paris'te, bir karlı pazar günü o adama rastladım. Paquin'e girmek için ne yapmam gerektiğini söyledi. Ve pazartesi günü Paquin'e çalışmaya gittim. O sırada 'Güzel ve Çirkin' filminin kıyafetlerini hazırlıyorlardı. Orada geçirdiğim zaman boyunca bütün aktrislerle, sinema dünyasındaki kişiliklerle tanışmış oldum" "İşe başladığında bu kadar ünlü, bu kadar dev imparatorluk kurmayı hayal etmiş mi acaba?" diye merak ediyorum. "Sonuçta gençsiniz, gençken tabii ki istekleriniz, arzularınız oluyor ama yaşamın sizi nereye götüreceğini bilmiyorsunuz çünkü etrafınızda sizden büyük insanlar da var" diyor. En büyük şansının ise Christian Dior'la çalışmaya başlamak olduğunu söylüyor: "Sonuçta savaşın ardından yeni bir döneme girmiştik. Birçok ülkeden bayanlar Paris'e giyinmek için geliyordu; savaş boyunca moda biraz yitirilmişti, hiçbir şey hissedilmiyordu, bir geri dönüş oluşturulacaktı. Bu benim için büyük bir şans oldu çünkü Dior ismi Dior olmadan onunla çalışma imkanım oldu..." "Dior'da sadece bir çalışandım, Dior'dan ayrıldıktan üç sene sonra ben oldum" diyor büyük bir gururla ve muzip bir gülümsemeyle... Üç sene Dior'da çalışmanın ardından kendi dikimevini açıyor ve kendi deyimiyle 'birden büyük bir fırlama' yaşıyor. New York Times için bile müthiş bir yükseliş hikayesi... Ne yapıyor da bu fırlamayı yakalıyor dersiniz? "Dior 47 yaşındaydı o dönemler, ben 23- 24... O dönemde güzel çizimler yapıyordum, basına tanıtıyordum. Dior'a baktığımda o benim için yaşlı bir adamdı. Dior 10 sene yaşadı, 57 yaşında öldü; ben ise 60 senedir Pierre Cardin'im..." Tek neden gençlik değil elbette; büyük isteği ve hırsı olduğunu vurguluyor: "Sinema dünyasından insanlar, çok ünlü aktristler dostlarımdı, onlar da tabii etki yarattı. Yani çok genç yaşta çok yüksek seviyede bir ortamdaydım."
BEATLES'A TARZ YARATAN DA O Kendinden çok emin, geçmişinden çok memnun ve gurur duyan bir adam karşımdaki... Şu anda en tepede olmanın hazzıyla, rekabet telaşı duymadan, uzaklara dalıp eski günlerini yeniden hatırlayarak ve yaşayarak anlatıyor. Tayt ve yarasa kolun yaratıcısı olarak biliniyor ya, hemen soruyorum; "Benim yaratıcılığım daha çok kozmonot stili... Bilimkurgu, astronomi ve geleceğe merak duyuyordum" diyor. Zaten 63 yılında da renkli taytlar, renkli pantolonlardan oluşan 'CosmoCorbs' koleksiyonu büyük ses getiriyor. Ardından Beatles grubuna bir stil yaratıyor, ince kesimler, yakasız ceketler, beyaz gömlek ve siyah kravat... Bu kıyafetlerle birlikte patlama yapan 'All You Need is Love' şarkısı sayesinde grup milyoner oluyor... 60 yıllık bir modacı olarak bulunduğu yerden yani 'en yükseklerden' moda dünyasına baktığında neler görüyor, neleri seviyor neleri sevmiyor? İşte stratejik bir açıklama:
'BENDE KÜLTÜR VAR, TARİH VAR' "Modacılar arasında en yaşlısıyım; onlar hep farklı modelistlerle isim yaptığı halde başlangıcından beri her zaman benim ismim vardı; ben hep ben oldum. Ben olmaya devam ediyorum. Yeni tasarımcılarda stil yok bir kere! Filmlere bakıp etkileniyorlar. Mesela Marie Antoinette türü kıyafetler çıktı. Bu geçmişte olan bir şey, yaratıcılık değil ki! Bu sadece gördüğün şeyi kopyalamak... Moda hiçbir zaman kopya çekmemeli, her zaman ileriyi görmeli ve ileriye dönük tasarımlar yapmalı. Bu şu anki gençliğin yanlışı bence... Belki ben de genç olsaydım onlar gibi davranırdım. Ama bende kültür var, kültürel tarih var, ben kopya çekmemeye çalışıyorum." Cardin, hâlâ ara vermeden tasarım yapmayı sürdürüyor; önceki akşam yapılan defilesini kastederek, "Onları bu akşam göreceksiniz zaten; benim bir benliğim, bir kişiliğim var, hepsi bu akşamki defilede" diyor ve ekliyor: "Modada her şey yapıldı, şimdi küçücük bir şeyler ekliyorlar mevcut olana. O yüzden gençler çok zorlanıyor!"
ŞİRİN SEVER
|