|
|
Kendinizi renklerle yeniden yaratın
Orta yaşa doğru ilerledikçe, yalnız siluetimiz ve yüz çizgilerimiz değil, aynı zamanda cilt rengimiz de değişmeye başlar. Doğal olarak bize yakışan saç renkleri ve modeli, hatta tüm stilimiz yeniden şekillenir. Bazılarımız bu değişime kolay uyum gösteririz. Ama bazılarımız yirmili yaşlardaki tarzımızdan kopmakta zorlanırız. Israrla gençliğimizdeki stil ve renkleri kullanmak isteriz. Bazıları ise adeta yaşlanmak için acele ederler. 'Bu yaşta pembe giyilmez, kırmızı frapan kaçar, turuncu giymek ayıptır' gibi modası geçmiş önyargılara itibar ederler..
ZAMANLA RENGİMİZ SOLAR Gerçek olan, zamanla tüm doğal renklerimizin solduğu ve yoğunluğunu kaybettiğidir. Aynı coşkularımız, heyecanlarımız, ateşli arzularımızın durulması gibi, görüntümüzdeki kontrastlar da yumuşamaya başlar. Vücudumuzdaki kıvrımlar, cildimizdeki, saçlarımızdaki renkler vurgusunu kaybeder. Ve ten rengimiz gençliğimize oranla daha soluk bir görüntü alır. Cildimize renk veren melaninler azalır, dağılımı değişir ve kahverengi yaşlılık lekelerine dönüşmeye yüz tutar.
GÜNÜ YAKALAYIN! Geçmişte ya da gelecekte değil de, 'yaşadığı günde olmayı' başaranlar, renklerini, stillerini yeniden seçerler ve her dönemde 'en iyi'yi yakalamayı bilirler. Örneğin genç bir kumral, genellikle en derin, en sıcak renkleri gayet güzel taşır. Ama 40'lı yaşların sonuna yaklaşırken, muhtemelen ona ara renkler, yumuşak, pastel tonlar daha fazla yakışır. Gerçi herkesin renk değiştirmesi şart olmayabilir. Saçlar ağardıkça, doğal rengine yakın röfleler yaptırırsak, gençliğimizdeki uyuma daha yakın kalabiliriz. Tabii yakışırsa. Çünkü bazı ciltlerin rengi o kadar açılır ki, gençliğindeki doğal renklerdense, sarı ya da kızıl saç daha iyi durabilir. İlginç olan başka bir konu da, beslenme alışkanlıklarımızın ve yaşam tarzımızın cilt rengini etkilemesidir. Bazı ilaçlar ve besin takviyeleri rengimizi değiştirir. Kimileri tenimize sarımsı ya da zeytin gibi yeşil bir ton verir.
KUMRALA HER RENK GİDER İsterseniz, ülkemizde en yaygın rastlanan bir tipe renk açısından bakalım. Koyu kestane saçlı, buğday tenli olduğu kesindir. Gözleri ise muhtemelen kahverengi, bal rengi ya da en fazla eladır. Aslında bu doğanın oldukça derin kontrastlar bağışladığı Akdenizli tipidir. Doğanın en saf renklerini mükemmel bir şekilde taşıyabilir. Bazı kumralların cildi daha açık buğday renklidir. Bu tiplere siyah, siyah gölgeler taşıyan kahverengiler, zeytin yeşili, kiremit, kırmızı, turuncu, toprak rengi, lacivert, turkuaz, koyu yeşil, şeker pembesi, limon sarısı gibi renklerdeki giysiler çok yakışır. Cilt tonu biraz daha esmer ise koyu renkleri daha dikkatli kullanmaları gerekir. Özellikle yüzlerine yakın yerlerde bu renkler ciltlerinin ışığını gölgeler. Kumral bir kadının saçları ağarınca; muhtemelen ciltlerinin ve gözlerinin rengi de soluklaşır. Saçlar da ağardığına göre, o duman rengi ve gri tonlar her şeye damgasını vurur. Bu aşamada, parlak ve yaldızlı renkler onları soluk gösterir. Artık keskin tonlardan kaçınmaları gerekir. Onlara yakışan renkler, daha sakin ara renklerdir. Mor tonlar, lacivert, mürdüm, bordo, gül kurusu, gri maviler, mint yeşiller ve somon gibi... Siyah giysiler yüzlerindeki yorgunluğu ortaya çıkarır. Etek veya pantalonda olabilir ama bluzlarda siyahtan uzak durmaları gerekir.
|