|
|
Tutunamayanlar!
Tutunamayanların, tutunma savaşı yaşanıyor televizyonlarda. Bu savaşın komutanları, -birer strateji dahisi olmasalar da- gönüllü askerleri aracılığıyla kazanmış gibi görünüyorlar her şeyi. Askerleri cepheye sürerken kendileri arkadan laf sallıyorlar; karşı tarafı asla muhatap almam diye... Oysa ne o öbüründen uzun, ne de öteki ondan kısa... Hepsi birbirinin aynı. "Ben onu asla muhatap almam" sözü inandırıcı geliyor mu size? Muhatap almayan insan, bir televizyon ekranını sırf karşı tarafın varlığına yaslanarak neden kaplar o zaman? Şöyle bir bakın hayatımızı kaplayan insanlara... Herkes en akıllı... Herkes en zeki... Herkes en güzel... Ve söylediklerine göre hepsi en farklı... Ben buna tutunamayanların savaşı diyorum... Hayatta başka hiçbir şey olamıyorsanız; böylesi bir kör döğüşün içine girersiniz o zaman... Çünkü kaybedeceklerinizi, başka hiçbir şey yaparak -ne kendiniz olarak ne de işlerinizle- yerine koyamayacağınızı bilirsiniz. Bütün o lüks ve havalı yaşamları, böylesi refahla finanse edebilecek başka bir gücünüz yoktur çünkü; kadınlığınızdan ve kavgacı kimliğinizden başka... Tutunamayanların bir de onlar gibi tutunamayan yandaşları var stüdyolarda... Hayatta hiçbir şey olamamış kadınlar, ancak 50 metrekarelik stüdyolarda dile gelen hayatlar içinde kendilerini, kimliklerini bulabiliyor. Orada hayat çok güzel. Dinleyen var hiç olmazsa... Evdeki gibi iş yok, yorgunluk yok, koca baskısı yok... Eziklik özgürlüğe dönüşüyor. Hem de haddinden fazla bir özgürlüğe... Başına türban takmış kadın, müzik eşliğinde 70 milyonun karşısında göbek atıyor. Bir diğeri önce yaşadığı şiddeti anlatıp ağlıyor, sonra o da göbek atmaya başlıyor. Oyna Türkiyem oyna... Geçenlerde ilk kez izledim... Lerzan Mutlu ile Seda Sayan'ın programında, komutanlar ve askerler feci savaşıyorlardı. Korku filmi gibiydi. Ama ben en çok Banu Alkan'ın ne iş yaptığı belli olmayan kardeşine takıldım... Üzüldüm. O da ablasının eteklerine tutunarak 'tutunmaya' çalışıyor ama kendi ağırlıkları onu da ha bire aşağıya doğru çekiyordu çünkü...
|