|
|
Siz en iyisi Şeytan'a uymayın
RIDVAN Dilmen'i televizyondaki at yarışı reklamlarında izlerken içim acıyor. Rıdvan gibi, gençlerin hayallerini süsleyen bir rol modelin, onları at yarışı bahsi oynamaya teşvik etmesi hiç hoşuma gitmiyor. At yarışları bana göre devletin resmi kumar organizasyonudur. Buradan elde edilen gelirin bir bölümünün tarım işletmelerine aktarılması da umurumda değil. Zira çocukluk yıllarımın bir bölümü Bakırköy'de geçti. Evimiz, Veliefendi Hipodromu'na kuş uçuşu 500 metre mesafedeydi ve mahallemiz at yarışı tutkunları ile doluydu. Bahis merakı pek çoklarının ocağına incir ağacı dikmiş, yuvaların yıkılmasına neden olmuştu. Dramların bazılarına gözlerimle şahit olmuştum. At yarışı tutkusu, Rıdvan'ın futbol performansını etkiledi mi, etkilemedi mi bilmiyorum. Ama yaşam standardını etkilediği kesin. Zira Rıdvan kendi kuşağında bu ülkenin en fazla kazanan futbolcularından biriydi. Eğer at yarışı tutkusu olmasaydı eminim ki şu anda ekonomik yaşam standardı çok daha üst seviyede olurdu. Gönül isterdi ki, Rıdvan ekranlarda gençleri bu alışkanlıktan koruyacak deneyimlerini anlatsın... Ama o tam tersini yaptı. Belki de paraya bu denli ihtiyacı olmasaydı, reklam teklifini geri çevirecekti. Yapamadı...
|