|
|
Rodin'in kulağıma fısıldadıkları
PAZAR günü Sabancı Müzesi'ndeydim. Önce, bu yılın ilk "Kahvaltıda Caz" konserini izledim. Kerem Görsev ve arkadaşları, kulağımızın kirini pasını bir güzel sildiler. Hele Görsev'in rahmetli Kenan Onuk için yazdığı "Sunday" i dinlerken, "Keşke..." dedim içimden, "Keşke Kenan Onuk minicik bebeğiyle, bu güneşli babalar gününde, şu çimlerin üzerinde yuvarlanıp, eğleniyor olsaydı..." Sonra Rodin sergisini gezmeye koyuldum. Girişteki panoda, Rodin'in yaşamından kesitler, dönemin önemli olayları eşliğinde sunuluyordu. Bir not ilgimi çekti. Meğer ünlü heykeltraş, Paris Güzel Sanatlar Akademisi'ne tam üç kez başvurmuş ama üçünde de kabul edilmemiş... Benim bu notu okuduğum dakikalarda binlerce öğrenci, üniversite sınavında bir okula kapağı atabilmek için ter döküyordu. Cevap kartlarına koydukları her işaretin, yaşamlarının geri kalanına yön vereceğini düşünüyorlardı. Oysa Düşünen Adam'ı yaratmak için okula değil, önce düşünmeye ve yaratmaya ihtiyaç vardı. Bunu ben değil, Rodin söylüyordu...
|