|
|
|
|
|
|
Ailenizin doktoru
Tırnaklarım bir türlü iyileşmiyor * 35 yaşında iyi bir lokantada aşçıbaşıyım. 2 yıldır el tırnaklarımda bozukluklar meydana geldi. Sağ elimde 2, sol elimde 1 parmağımda şikayetlerim çok ciddi. Tırnaklarım siyahlaşıyor, yatağından kalkıyor, üstleri eğri büğrü. Hasta parmaklarımda tırnaklar diğerlerine göre 2 kat kalın. Bir çok defa doktora gittim çeşitli tedaviler uygulandı; hatta bir seferinde yatağından ayrılmış tırnağım çekildi. Bir fayda bulamadım. Bu çirkin eller mesleğimi bile etkiliyor.
Sayın okurum, Belirttiğiniz gibi bazen hastalıkların sosyal boyutları tıbbi yönlerinden daha önemli hale geliyor. Tarifinizden şikayetlerinizin kronik bir mantar enfeksiyonuna bağlı geliştiğini düşündüm. Sedef hastalığı da tırnaklarda bozukluk yapmasına karşın özellikle Candida denilen pamukçuk mantarı ile tırnak deformiteleri su ile uğraşanlarda sık görülür. Şeker hastalığı, bağışıklık sistem bozukluğu, hormonal düzensizlikler de kronik mantar hastalıklarına zemin hazırlar. Hasta bölgelerden alınacak örnekten etken tespit edilebilir. Tedavileri zor olmakla birlikte yeni nesil mantar ilaçları ile başarı sağlanabilir. Lezzet dolu günler dileği ile.
Kronik apandisit diye bir tanı var mı? * 25 yaşında iki çocuk annesi bir bayanım. İlk olarak bundan 2 yıl önce karnımda ağrı ile hastaneye başvurdum. Burada muayenemi yaptılar ve sen apandisitsin, ameliyat olman gerek dediler. Ben korktum ve nasıl söylesem oradan kaçtım. Sonra kendi kendine geçti. Son olarak da üç hafta önce yine karnım ağrıdı, tekrar hastaneye gittik; yeniden apandisit teşhisi konuldu ben yine kaçtım ve iyileştim. Şimdi kronik apandisit diye bir şey duyuyorum. Bende bu hastalık olabilir mi?
Sayın okurum, Apandisit akut bir hastalıktır, kronik hali yoktur. Yani apandisit bir kere ortaya çıkar ve cerrahi olarak tedavi edilmesi gerekir. Kendi kendine tekrarlayan ve iyileşen vakalar apandisit değildir. Genellikle hastaneye yatmadan 12-48 saat önce karın ağrısı ile başlar daha sonra bu ağrı sağ alt bölgede yoğunlaşır. Çoğunlukla iştahsızlık ve bulantı eşlik eder. Hastaneye baş vuran hastalarda fizik muayene, laboratuar tetkikleri ve radyolojik incelemeler ile teşhise varılır. Teşhise varmadaki en önemli metot hala doktorun tecrübesi ile geliştirdiği fizik muayenedir. Apandisit tanısı ile ameliyat edilen hastaların yüzde 20-25'i hasta bulunmaz. Bu yüksek bir rakam gibi görülmekle birlikte bu marjı sıkı tutmaya çalışıp da gerçek hastaları atlamak daha tehlikelidir. Apandisitin her türlü karın ağrısı yapan hal ile ayırıcı tanısının yapılması gerekir. Örneğin çocuklarda üst solunum yolu virüslerinin karındaki lenf bezlerini tutarak ağrı yapması iki hali birbirine çok karıştırır. Özellikle hanımlarda adet dönemi sancıları, kist problemleri, idrar yolu enfeksiyonları benzer tablolar yaratabilir. Size gelince çekirgenin üç kere zıplayabileceğini hatırlatır sağlıklı günler dilerim.
|
|
|
|
|
|
|
|
|