|
Salonların yeni konukları
|
|
Görevimiz Tehlike üçüncü versiyonunda da yine mantığı doyurmuyor. Matador ise Pierce Brosnan'ın başrolünde olduğu kaçırılmaması gereken bir film.
CIA, pardon IMF yine işbaşında!
Mission Impossible: 3 - Görevimiz Tehlike-3'te ABD yine gerçek demokrasiyi ve insan haklarını temsil ediyor, kötülere karşı savaşıyor. Filme 11 Eylül sonrası atmosferinin sindiği de açık.
Önceleri biraz yerinizde kıpırdanıp duruyorsunuz. Öyle ya, Görevimiz Tehlike adlı diziyi TRT'nin ilk döneminde 'ailece' izleyip ekrana çakıldığımız günler çok geride kaldı; 30 yıl kadar... Üstelik Amerikan hükümetinin emrinde çalışan gizli bir örgütün özellikle geri kalmış ülkelerde yaptığı inanılmaz işlerin, aslında pekala gerçeğin bir yansıması ve sonuç olarak, CIA'in uluslararası marifetlerinin bol fantezi ve aksiyon sosu katılmış bir yorumu olduğunu o zaman bile biliyorduk. Şimdi haydi haydi biliyoruz. Dolayısıyla insanın içinden "Biz bu mavalları bir kez daha yer miyiz?" demek gelmiyor değil. Ama film ilerledikçe, perdede öylesine başarılı bir anlatım, dur-durak bilmeyen bir tempo ve ilginç olaylar akıyor ki teslim olmaktan başka çareniz pek kalmıyor. Söz konusu örgüt IMF'dir. (Ama "International Money Found" adının kısaltılmışı olan bizim bildiğimiz IMF değil, "Impossible Mission Taskforce" adının kısaltılmışı olan bir başka IMF). Örgütün kaşarlanmış elemanı Ethan Hunt artık yorulmuş ve geri hizmete alınmıştır. Bu da ona ilk kez kendi hayatını yaşama fırsatını verir; malum, ajanların özel yaşamı olamaz!. Ve Ethan sonunda evlenir. Ama yeniden işbaşı yapmak zorunda kalır ve karısına hiçbir şey söylemeden, en tehlikeli görevlere gidip gelmeye başlar. Önce Almanya'da, sonra Roma'nın göbeğinde Vatikan'da. Ve en sonunda Çin'in eski ve dev kenti Şangay'da... Ve tüm bu görevler sırasında, dünya barışını tehlikeye atan bir kötülük kumkumasıyla, Owen Davian'la kıran kırana bir savaşıma girer.
24 DİZİSİYLE KAN BAĞI VAR Filmin dünya sorunlarına ve ABD'nin bu sorunlar çerçevesinde oynayageldiği role bakışı, aslında 70'lerdeki diziden beri pek değişmemiş. ABD yine gerçek demokrasiyi ve insan haklarını temsil ediyor, kötülere karşı savaşıyor, ülkeleri ve idealleri kurtarıyor. Ama filme belli bir 11 Eylül- sonrası atmosferinin sindiği de açık. Özellikle kötülüğün ve hırsın en gizli örgütlerin içine, hatta tepesine bile sızdığını ve Amerika'nın içinden, kalbinden vurulabileceğini göstermesiyle... Bu açıdan, günümüzün popüler dizisi 24'le ciddi bir kan bağı taşıyor. Gerisi bildiğiniz, beklediğiniz ya da umduğunuz gibi. Örneğin Vatikan veya Şangay'ın harika birer dekor olarak kullanıldığı nefes kesen aksiyon bölümleri. Tom Cruise'un birçok sahnede dublörsüz çalıştığını hissettiren şaşırtıcı atraksiyonlar, bir bale gibi düzenlenmiş koreografik dövüşler. Ve hepsinin ortasında, aşktan dostluğa inandırıcı biçimde duyrulmuş insan ilişkileri. Elbette mantığı pek aramayın. Düzenlenmesi aylar, en azından günler alacak en hassas ve karmaşık operasyonların birkaç saatte kotarılması bir yana, filmin anahtar sözcüğü olan "tavşan ayağı" bile sonunda açıklanmıyor ve sadece bir kelime oyunu olarak kalıyor (Hitchcock'un ünlü Mac- Guffin'i gibi!). Ama ne gam!... Sinema, en azından bu tür sinema, gösterişli bir atraksiyondur, parlak bir eğlencedir. Ve bu teknolojinin has çocuğu sanattaki gelişimlerin, bir filmin anlatımına getirip kattıklarıdır. Bu film, mantığı doyurmasa da, doğrusu eğlenme-oyalanma ihtiyacımızı en kusursuz biçimde doyuruyor. Hem de bir bilet parasına!...
MISSION IMPOSSIBLE: 3 * * * (M. I. 3) Yönetmen: J. J. Abrams Senaryo: Alex Kurtzman, Roberto Orci, J. J. Abrams Görüntü: Daniel Mindel Müzik: Michael Giacchino Oyuncular: Tom Cruise, Philip Seymour Hoffman, Ving Rhames, Laurence Fishburne, Billy Crudup, Michelle Monaghan, Jonathan Rhys-Meyers, Keri Rusell, Maggie Q/ Paramount (UIP) yapımı.
|