|
|
'En âşığım diyen erkeği getir, beş dakika sürer onu baştan çıkarmak'
Nükhet Duru:"Kocam çok aldattı beni. Ama boşanmanın sebebi o değildi. İnsanların sadakat olayına bu kadar sarmasını anlamıyorum. Eğer heyecan erkeklerin küçük kaçamaklarıyla sağlanacaksa, kadınlar göz yumabilir."
Söz sırası Nükhet Duru'da. Hatırlarsanız geçen hafta işadamı Dikran Masis ile bir röportaj yapmıştım. Masis, Nükhet Duru'nun eski eşi. Duru için "Toplantının ortasında aradı, 'Kocam, ne yemek yapayım?' diye sordu, o anda onu boşamaya karar vermiştim. Ben batan şirketle uğraşıyorum, o yemeği soruyor," demiş ve eklemişti "Boşanan kadınlar mutsuzdur. Sor Nükhet'e 'Mutsuz musun?' diye." Sordum tabii. -Boşanan kadın mutsuz mudur? -Yok öyle bir şey. Ama onu mutlu edecekse, mutsuzum diyelim. (Kahkahalar) -Tekrar evlenmeyi düşünmüyor musunuz? -Asla evlenmem. Dikran ile belki 10-15 yıl sonra tekrar evlenebilirim. Zaten sonunda ben bakacağım ona, kim çeker onu, baksana açıklamalarına. -Dikran Masis sizin eski eşiniz olarak anılmaktan rahatsız. -Haksızlık tabii. Dikran çok başarılı bir işadamı. Türkiye'ye hep ilkleri getirmiş. Para sayma makinesini, otomatik kapıları vs. Artist gibi adamdır, yaratıcılık fışkırır. Sanattan çok iyi anlar. Resim orijinal mi, değil mi 100 metreden anlar. Bendeki artistik derinliği farklı olguyu ayırt ettiği için bana özel davranıyordu zaten. Sen bakma, biz beraberken çok severdi şöhretimi. Ayrıldıktan sonra kızdı. -Niye ayrıldınız? -Benim müthiş anaç bir tavrım vardır belki ondan oldu. Onun çocuklarını da kendi çocuğum gibi benimsedim. Hâlâ da öyleyiz zaten. Cem doğduğunda sadece onunla ilgilendiğimi düşünen bir kocam vardı. Buna bozuluyordu. Ben de onun beni sevmediğini düşünüyordum. Benimle bir savaşı vardı. Meğer adam şirket problemleriyle uğraşıyormuş. Ne bileyim ki söylemiyordu. 'Beni herhalde artık sevmiyor, ortalarda gözükmemi istemiyor nezakaten söyleyemiyor,' diye düşünüyordum. 'Ayrılalım,' diyordum kabul etmiyordu. -Niye böyle hissettiniz ki? -Saçımı yaptırıyorum, 'Şimdi güzel mi oldun zannediyorsun,' diyor. Yaptırmıyorum 'Bu ne sefillik,' diye çıkışıyor. Enteresan ama eğer bugünkü aklım başımda olsaydı ve şu anki Nükhet olsaydım, ondan belki boşanmazdım. Çünkü yaşadıklarını, stresini anlardım. -Farklı mı davranırdınız? -Evet. Erkekler evde bir numara olduklarını hissetmek ister. Çocuklarını bile kıskanır. Bugün olsa beyaz yalanlarla onu öyle hissettirmeye çalışırdım. Sevimli yalanlar söylerdim. -Mecbur muyuz yani bir numara hissettirmeye? -Öyle alışmışlar şekerim. Öyle yetiştirilmişler. Yine kadınların suçu. Biz eğer kendi oğullarımızı 'Aslan, kaplan oğlum,' diye şımartmayı bırakırsak belki onlar karılarına daha iyi davranırlar. -Masis 'Annem gibi birini bulamadım,' diyor. Her erkek biraz onu arıyor galiba. -Benim eski kocam duyabileceğin en enteresan lafların adamıdır. Kayınvalidem dünya şekeri bir kadındı. Hayatını yemeğe, ütüye, mutfağa adamış bir kadın. Her söylenene 'Evet,' diyen. Dikran öyle bir kadınla mutlu olacağını düşünüyor ama öylesi olunca da sıkılıyor tabii. -Eşiniz röportajda müthiş maço bir tavır sergiledi, kadınları kızdıracak şeyler söyledi. Siz evlendiğinizde de bu kadar maço muydu? -Alakası yok. Aslında pamuk gibi bir kalbi vardır, sadece dikenli tel örer. Çok hırpalandı, çok acıtıldı, çok üzüldü. Özellikle babasıyla arasındaki anlaşmazlık onu yordu. Bunları belli etmemek ve hassasiyetini göstermemek için sert adam yolunu buldu herhalde. -Hâlâ sevgiyle söz ediyorsunuz. Peki boşandıktan sonra 14 yıl niye küs kaldınız? -Daha geçen yıl barıştık. Bize kalsa yine barışmazdık da çocuklar araya girdi (Gülüyor). Ya galiba ben bu konuda biraz hatalıyım. Boşanırken küçük bir yalanım olmuştu demiştim ki 'Biz boşanalım üç ay sonra tekrar evleniriz.' O boşandıktan sonra yanlışlarını anlayıp telafi etmek istedi ama ben izin vermedim. 'Benden ayrılamazsın,' diyordu ama ayrıldım. O zaman zarfında hep sahnedeydim. Bir gün bile inmedim. Ona çok bozuldu. Küstü bana. -Evliyken aldatıldınız mı? -(Eliyle çoook işareti yapıyor) Çok. Ama onlar değildi boşanmanın sebebi. Ben önemsenmediğimi düşünüyordum. Bu sadakat meselesine insanların sarmasına çok şaşırıyorum. Eğer heyecanı, küçük göz flörtleri, hayaller, düşünceler ve erkeklerin kaçamakları sürdürebilecekse kadınlar idare edebilir. -Aldatılmaya göz yummak mı lazım yani? -Bence kadınlar ikiyüzlü. Aldatılınca değil, ortaya çıkınca rahatsız oluyor. Başkalarının ölçütünde niye evliliğini yaşıyorsun. Herkesin ilişkisi kendine. İş bence olayı meydana çıkarmadan becerende. Aldat karını ama yüzüne gözüne bulaştırma birader. Yapıyorlar zaten. Yüzyıllar boyu yapmışlar. Seni temin ediyorum bugün bir aşk yaşasam ve beni aldattığını duysam, eskiden olduğu gibi ensem ürpermez. Erkekler çabuk kandırılır. -Her erkek mi? -Her erkek. 'Sevgilime, karıma en âşığım,' diyen adamı getir beş dakika sürer kandırmak. Hemen baştan çıkarlar. Çünkü kendilerini yaşam boyu ispat etme mecburiyeti yüklenmiş onlara. -Siz hiç aldattınız mı? -Kafamdan evet. Eylem olarak hazır olduğumda ise söyledim bitirdim ilişkilerimi. Zaten benim için aldatmak çok riskli. Yemeğe bile gidemiyorum.
|