|
|
|
|
|
|
1978 Tango ülkesinin El Matador'u...
Türkiye zor bir döneme girmişti. Terör yüzünden her ay onlarca kişi öldürülüyordu. Ve bir darbenin ayak sesleri duyuluyordu. İki yıl sonra darbe yapacak komutanlar işbaşına gelmişti. 11. Dünya Kupası da askerlerin darbeyle iktidara geldiği Arjantin'de düzenleniyordu. General Videla ve arkadaşları kendilerini dünyaya şirin göstermek için her şeyi yapmıştı. Ancak hesap edemedikleri bir şey olmuştu. Ülkenin yüzünü değiştirirken, yani cila çekerken halkın ıstırapları kupa için Arjantin'e gelen basın tarafından dünyaya anlatılacaktı. Uçaklardan denize atılıp öldürülen binlerce rejim muhalifinin anneleri Plaza del Mayor'da seslerini böyle duyuracaktı. Ben ise artık her şeyin karaborsaya düştüğü şekerin bile zor bulunduğu Demirel'in deyişiyle '70 sente muhtaç' bir ülkenin çocuğu olarak final günü Şile'ye gidiyordum. 25 Haziran 1978 günü iki dayımın arasında bir pikabın ön koltuğundaydım. Parasıyla bile benzin bulamadığımız için yokuş aşağı boşa atılan vites ve tanıdık bir yerden alınan yakıtla yolculuk yapıyordum Maçlar renkli veriliyordu ve ikinci finalimde ayrıntılar bir başka güzeldi. Yine portakallar finaldeydi. Cruyff gitmemişti. Karşısında ise ev sahibi Arjantin vardı. Uzatmalarda büyük golcü 'El Matador' lakaplı Kempes sahneye çıktı ve işi bitirdi. 3-1 kazanan Arjantin şampiyon oluyordu ama ben ikinci finalimi de kaybetmiştim işte...
|
|
|
|
|
|
|
|
|