|
|
Kendimi ihbar ediyorum
HİÇ kimse fark etmedi. Sayfalarımızı satır satır okuyan Hıncal Uluç ağabeyimiz bile... Konuyu eleştiren bir tek E-Mail bile gelmedi. Aslında uslu uslu oturup, hatamı örtbas edebilirdim. Ama yapamadım. Bu sütundan herkesi çatır çatır eleştirirken, kendi hatamın üzerine oturup, keyif çatamazdım. Kendi köşemin okur temsilcisi olma cesaretini gösteremeden, yazmaya devam edemezdim. Bu bir kendi kendimi okuyucuya ihbar yazısıdır. Lütfen kayıtlara böyle geçsin... Efendim, çarşamba günü bu sütunda Abdi İpekçi Spor Salonu'na 'Abdi İpekçi Arena' denilmesini eleştirmiştim. Zira İpekçi gibi bir barış havarisinin adının 'Arena' gibi dövüş, kan, şiddet çağrıştıran bir sözcüğün yanına yakışmadığını belirtmiştim. İşte tam ben bu sayfanın başındayken, yanıma televizyon sayfalarımızın nazik ve çalışkan editörü Deniz Ayyıldız geldi. "Yüksel Bey, yarınki Dünya Kupası Maçları bölümüne ne başlık atalım? Benim artık aklıma yeni bir şey gelmiyor" dedi. Ben de maçlara göz attıktan sonra 'Avrupa'nın devleri futbol arenasında' başlığını önerdim. Ve bu başlık, bizim televizyon sayfasını süsledi. (!) Bendeniz dokuzuncu sayfada arena lafını futboldan uzak tutmak adına ahkam keserken, onbirinciyi sayfaya önerdiğim başlığa bakar mısınız? Ertesi sabah Günaydın'ı okurken hatamı fark ettiğimde nasıl utandım anlatamam. Meğer şu ağız alışkanlığı ne berbat şeymiş? Meğer şiddet nasıl da ruhumuza işlemiş?.. Sürç-ü lisanımız affola!..
|