|
|
|
|
|
|
Boğaz'da trafiğin kilit olması normal
Çok şükür yaz geldi; Ortaköy-Kuruçeşme hattındaki gece kulüpleri gündeme girdi. Ünlüsü, ünsüzü gece hayatında eğlenmek isteyen herkes Sortie'ye, Reina'ya, Sapphire'e, Anjelique'e koşuyor. Balıkçısından, kebapçısına, İtalyanına, Uzak Doğu mutfağına İstanbul'un en iyi restoranları açık havada hizmet veriyor. Kapılarda kuyruklar, içeri giremeyince huysuzlananlar, kapıda takılıp kalan ünlü simalar, dedikodular, pahalı arabalarıyla gösteriş yapanlar hepsi ama hepsi bu hatta yaşanıyor. Boğaz'ın gece hayatı yaz boyunca dillerden düşmüyor. Biz de trafiğinden başladık ve konuyu masaya yatırdık.
* AYŞE: Kuruçeşme trafiğinden haberler ve şikayetler yine başladı... HINCAL: Gazeteler bu haberi yazmaktan bıkmazlar. Çünkü ülkemizde gazetecilik bitti. Klişeleşmiş haberleri pişirip pişirip yeniden bıkmadan usanmadan koyarlar.
* Ama şimdi bu haber de doğru, yazlık mekanlar açılınca geceleri Kuruçeşme trafiği felç oluyor. Köprü tıkanıyor, Kadıköy'ü kaldıralım yok edelim, köprü tıkanmasın. Millet burdan gaza bastı mı Ankara'ya gider.
* Yok canım öyle bir şey mümkün mü? Kuruçeşme için de mümkün değil. Öyle öyle...
* Nasıl öyle? Yani Kadıköy doğalsa bu boğazın kenarındaki eğlence yerleri de o kadar doğal.
* Tabii doğal... O zaman trafiğin kilitlenmesini kabul edeceksin!
'OTOPARK ÇOK KIYMETLİ' * Ben de neden kulüplere giden insanlar bir saat kapıda arabalarının gelmesini beklemeyi, trafikte sıkışmayı göze alarak hala kendi arabalarıyla geliyorlar da taksi kullanmıyorlar anlamış değilim. Dünyanın her yerinde bu böyle. Amerika'da da böyle çünkü bu bir otopark sorunu. Her yerde dünyanın en kıymetli şeyi otopark! Gittiğin mekana yakın olduğu ölçüde otopark fiyatları artar. Maça gidersin stadyumun yanındaki otopark iki yüz dolardır.
* Yapmayın! Gerçek mi bu? Tabii. Bir maç boyunca arabayı koymak için iki yüz dolar verirsin. İki kilometre yürümeyi göze alırsan on dolardır.
* Bizde 20 YTL veriyorlar valeye. Vale arabayı yer kalmayınca uzağa koyuyor, gelmesi de vakit alıyor.
* Valla trafik bir yana ben bu Boğaz kulüplerine bayılıyorum, sık sık gitmeye çalışıyorum. Siz gidiyor musunuz? Ender. Ama bu mekanların en büyük savunucusu benim çünkü iki şeye hizmet ediyorlar. Bir; yurtdışından gelenler dünyanın en güzel yerinde yemek yeme imkanı buluyor. İki; gençliğin eğlence ihtiyacına cevap veriyor. O zaman bunlar yaşatılması gereken yerler. Herkes elinden geleni yapmalı.
'BÖYLE YERLER YOKTU' * Geçen akşam birine gittim. Ben bu kadar güzel kızı bir arada görmedim. Çok eğlendik, çıktığım saatte hala kapıda içeri girmeyi bekleyenler vardı. Pek zanetmiyorum ama siz hiçbir yere girebilmek için kuyrukta beklediniz mi? Keşke olsaydı da bekleseydim. Yoktu ki böyle yerler. Bizim zamanımızda gençler sadece öğleden sonra çaylara giderdi. Gece çıkmazsın ki zaten. Diskolar yeni yeni başlamıştı o da gündüz.
* Hazır konu açılmışken, Reina'da duvarın yıkılmasını konuşalım mı. Maalesef üç kişi hayatını kaybetti. Reina'ya dava açıldı ve Reina'ya eğlenmeye gidenleri eleştirenler var. Reina'nın patronunu günahım kadar sevmem, adını ağzıma almam, oraya da adımımı atmam. Kendi gazetemin orada yaptığı davetlere bile gitmedim. Öylesine protestom var Reina'ya karşı. Ama o başka bir şey. Reina İstanbul'a fevkalade lüzumlu bir yer. Hem yabancılar, hem gençler için. Kaçak duvar yıkıldı üzücü bir olay. Peki üzerine yıkılan bina kaçak değil mi? Reina kahrolsun, tamam da boğazın kenarına o gecekonduyu yapanlar n'olsun? Tencere dibin kara seninki benden kara. Zengine vur, fakiri alkışla! Böyle bir şey yok.
'YEMEK İÇİN GİDİYORUM' * Tabii bu olayda üç kişinin hayatını kaybetmesi tepkilerin artmasında büyük etken. Sarıyerdeki Uyum Villaları'nı yıkıyorsan eğer; oradaki gecekonduları da yıkacaksın. Gecekondular duruyor. Belli bir estetik içinde belli bir çevre düzenlemesinde, mimari içinde yapılan binalar Truva Harabeleri gibi duruyor orada. Leş! Ama gecekondular duruyor. Bu nasıl bir anlayış?
* Çünkü belirli bir düzen yok, denge yok ve kurallar herkese geçerli değil. Hayatları Reina'da eğlenmekle geçenler, 'kahrolsun Reina' diye yazı yazıyorlar.
* Peki bu yaz sizi hangi mekanda göreceğiz? Sortie'ye giderim. Orada çok güzel restoranlar var. Ben zaten genelde öyle yerlere yemek için gidiyorum. Erol Kaynar çok yakın arkadaşım çok da düzgün iş yapar. Onun için iftiharla da giderim Sortie'ye. Ama saat birden sonraki saatlerde orada olmuyorum, gider yatarım.
* Aaa yok erkenden kaçmak. Bir gece de öyle deneyin, çok eğlenirsiniz. Bakalım...
AYŞE & HINCAL
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|