Baykal'ın misyonu
CHP lideri Baykal'ın yeni açılımını sağa kaymak diye yorumlayan sosyal demokratlar haksızlık ediyorlar. Bir anımızla başlayalım. Geçen hafta Atatürk'ün kurdurduğu Türk Eğitim Derneği'nin (TED) düzenlediği "AB sürecinde eğitim" konulu sempozyum nedeniyle Ankara'ya gitttik. TED hem güçlü bir sivil toplum örgütü, hem de eğitimimizin yüz akı. Anadolu'ya yayılmış 39 koleje sahip. Bu yıl ağı daha da genişletecek: Adana'ya, Antalya'ya uzanacak, yöneticilerinin ifadesiyle Samsun'a "çıkacak". Hedefleri, cemaat okullarının olduğu her yerde TED koleji açmak. TED Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu (Mesut Yılmaz döneminde ANAP Genel Başkan Yardımcılığı yaptı) sohbetimiz sırasında şöyle dedi: "İstanbul'daki okulumuzun yönetim kurulu tümüyle sosyal demokratlardan kurulu. Geçenlerde onlara 'Sağda siyaset yapmış, sağcı kimliğe sahip ben Türkiye'deki gelişmelerden korkuyorum, her platformda kaygımı dile getiriyorum ama siz sosyal demokratlar ağzınızı bile açmıyorsunuz' diye sitem ettim. Gün susmak değil, elele vermek zamanı." İşte Baykal'ın yapmaya çalıştığı tam da bu: Cumhuriyetin kazanımlarını, çağdaş değerleri, laikliği korumak ve savunmak için siyasal görüş farklılıklarını bir yana bırakıp güçbirliğine gitmek. Daha önemlisi, bu koruma ve savunmayı demokrasinin gücüyle yapmak. Kitlelere mal ederek içselleştirmek. Çünkü: Bugüne kadar laikliğin güvencesi ve bekçisi olarak hep Silahlı Kuvvetler görüldü, gösterildi. Bu sadece Silahlı Kuvvetler'e zarar vermekle kalmadı, ayrıca laikliğin toplumsal desteği olmadığı gibi yanlış yargıların kök salmasına da yol açtı. Baykal yeni yönelimiyle bu yargıyı veya vehimi silmeyi hedefliyor. "Hiçbir kurumun Türkiye'nin güvencesi olması bekleyişi içinde değiliz. Umudumuz halktır, umudumuz toplumun her kesimidir" derken bunu kastediyor.
CHP kapısı sola kapalı mı? CHP liderinin "Merkez sağda siyaset yapmış, hatta muhafazakar kimliği olan, ancak Türkiye'nin temel değerlerinin korunması ve kökleşmesinde tereddütü bulunmayan isimlere CHP'nin kapıları açılacak" ifadesini "Sağa kaymak" diye yorumlayan ve bunu çok kolaycı yaklaşımla "Solda ittifak" girişimlerini engelleme taktiği gören sosyal demokratlara iki noktayı hatırlatırız: 1-Baykal 3 Kasım 2002 seçimlerinden önce solda birlik önermişti, bugün sızlananların kaçı o çağrıya yanıt verdi? 2-Baykal'ın merkez sağdakilere CHP kapısını açması, sosyal demokratların da o kapıdan geçmesine engel mi? Peki, Türkiye gerçekten Baykal'ın dediği gibi, "Cumhuriyet tarihinin en önemli kırılma noktalarından birisine yaklaşıyor" mu? Bunun yanıtı Batı basınında bol bol veriliyor. İşte "Newsweek"; iktidarın Türkiye'nin laik yapısını dönüştürmeye çalıştığını yazdı. İşte "Economist"; hükümetin "Sadece dindarların değil, tüm halkın haklarını savunacağı iddialarının aldatıcı olduğu ortaya çıkmaya başladı" dedi. Dahası ABD yetkilileri tehlikeyi görüp "Ilımlı İslam" söylemini terkettiler, Türkiye'nin "laik" kimliğine vurgu yapmaya başladılar. Daha dahası, askerlerin her açıklamasında eleştirilerin yükseldiği AB'de Genelkurmay Başkanı Org. Özkök'ün halkı laikliği korumaya çağıran demecine gık çıkmadı. Baykal yeni stratejisiyle Özkök'ün ve haleflerinin benzer çıkışlar yapmak zorunda kalmalarını önlemeye çalışıyor. Ya da Prof. Dr. Nilüfer Göle'nin "Demokratikleşme-laikliğin sulandırılması-siyasal kriz-askeri müdahale" diye saydığı kısır döngüyü kırmayı amaçlıyor. Bunun neresi yanlış?
|