kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
   Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Kültür Sanat
   Turizm Rehberi
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Bir Cannes rüyası
Bir Cannes rüyası
CANNES sırları
CANNES sırları-2
'İklimler' ödüle yakın

Rüzgâr gibi geçti

Her geçen yıl ihtişamıyla Oscar törenlerini aratmayan Cannes Film Festivali, bu yıl da galaları, partileri ve yıldızlarıyla muhteşemdi. Ünlü isimler şıklık ve güzellikte birbiriyle yarıştı.


Bir Cannes rüyası

Dünya sinema endüstrisinin nabzının attığı önemli festivallerden biri olan Cannes, yalnızca filmlerin alınıp satıldığı bir etkinlik olmaktan çıkalı çok oldu. Artık her boyutta endüstrinin yıldızı Oscar'la boy ölçüşüyor.

Malumunuz, Cannes, Fransız Riviyera'sında, 59 yıldır dünyanın en önemli sinema festivalini ağırlayan ve 10 günde 100 milyon euro kazanan bir kasaba. Dünya sinema endüstrisinin en etkili 30 kişisini bir araya getiren, binlerce filmin alınıp satıldığı, büyük paraların el değiştirdiği bir pazar. Amaaaa, bir de işin 'glamour' kısmı var. Her akşam kırmızı halıda poz veren 'mega hiper süper starlar', rol kapmak için plajlarda striptiz yapan starletler, metrelerce uzunlukta limuzinler, yatlar, inanılmaz partiler, eğlenceler, en büyük terzilerin diktiği tuvaletler ve milyonlarca dolarlık mücevherler... Ben de Cannes'ın en VIP kulisleri hakkında cansiperane bir şekilde yaptığım araştırma için 'büyük yerden torpillenmiş' bulunduğumdan, filmleri basın gösterimlerinde değil, gala gecelerinde seyretme, resmi yemeklere ve partilere katılma ayrıcalığını yaşadım. Kısacası, şu an elinizde, bir tür 'Cannes Festivali VIP Kullanma Kılavuzu' tutuyorsunuz.

10 BİN ŞİŞE ŞAMPANYA
Festival zamanı Cannes'da metrekareye bir kaç yıldızın düştüğü bazı otellerin özel bir yeri vardır. En büyük yıldızlar, jüri üyeleri ve sektörün büyük patronları buralarda ağırlanır. En 'hiper süper' starlar ise bazen buradaki 400 metrekarelik panoramik süitlerden birisinde, bazen de göz önünde olmamak için dağ başında bir villada kalırlar. Festival zamanı kim olursanız olun, oda bulmanız imkansızdır. Örneğin bu yıl X-Men ile olay yaratan Halle Berry'ye bile kuaförüyle asistanı için yan süitlerde yer bulunamadığına şahit oldum. Bu otellerin lobilerine girmek bile, keskin gözlü güvenlik görevlilerin insafına kalmıştır ama bir de girdiniz mi, Brad Pitt'le kadeh tokuşturabilirsiniz. Otellerin bazı katları ise, tamamen starları galalara hazırlayan kuaförlere, modaevlerine ve mücevhercilere ayrılmıştır. Sadece Majestic Oteli'nde festival zamanı ortalama 10 bin şişe şampanya ile üç ton istakoz tüketildiğini de bildireyim de genel kültürünüz eksik kalmasın!

LİMUZİNİN BOYU ÖNEMLİ
En büyük yapımcı ve dağıtımcılar burada milyon dolarlık projeler için el sıkışırlarken, sinema sektöründe olmayan milyarderlerin yatları da açıkta demirlemiştir. Onlar yıldızları yatlarında ya da villalarında ağırlayabilmek için, her türlü rüşveti yedirmeye razıdırlar, ama ne kadar zengin olurlarsa olsunlar, kimi zaman kırmızı halıya bir davetiye bile bulamadan memleketlerine dönmek zorunda kalırlar. Yıldızların, röportajlardan ve toplantılardan arta kalan zamanlarda, yüksek güvenlik duvarlarının ardındaki plajlarda güneşlendikleri de olur. Akşamüstü ise otellerine dönüp, kendilerini önce masörlerin, sonra da ellerinde bir kaç farklı kıyafet önerisiyle bekleyen stil danışmanlarının eline bırakırlar. Malumunuz, star son anda fikir değiştirebilir. Bir devlet işi ciddiyetiyle tartışılan saç, baş, makyaj seçiminin ardından, festivalin resmi mücevher sponsoru Chopard'ın güvenlik ekibi, metal bir kasa içinde milyon dolarlık gerdanlığını odasına getirir. Artık limuzine binip, Festival Sarayı'na gitmeye hazırdır. Her ne kadar otelle sinema salonu arası 100 metre olsa da, salonun önünde limuzinden inmek 59 yıllık bir gelenektir ve asla bozulmaması gereken bir 'raconu' vardır. Uzunluğu taşıdığı şahsiyetin önemine göre değişen limuzinler, salonun önünde durup, yolcularını indirirler. O gece filmi gösterilen yıldız ise en son gelen kişidir. 15 metrelik beyaz limuzinden inip, salona arkasını dönüp hayranlarını selamlar, hatta paranoyak değilse korumaların dikkatli bakışları altında bir kaç imza bile dağıtır. Ardından da tam fotoğrafçı ordusunun önünde durup 'photo call', bir başka deyişle poz verme seansına katılır ve bunun süresi ehemmiyetine göre değişir. Mesela Sharon Stone, genellikle 28 basamağı yarım saatte ancak çıkar. Ardından da, o akşamki yarışma filmini seyretmek üzere 2 bin 400 kişilik salona girer ve en az 20 kişiye, çeşitli lisanlarda Los Angeles'ta randevu verir. Salonda meşhur olmayanlar meşhurları süzerken film başlar, ışıklar yandığında ise film beğenilmese bile alkışlar duyulur.

VIP PARTİLER
Her akşamki gösterimden sonra, o filmin sahipleri bir parti verir ve festivalin kremasını ağırlar. Dolayısıyla da film çıkışında, tekrar otele gidip o geceki filmin partisine katılmak üzere, sekizinci kere üst değiştirilir çünkü bu partilere gece elbisesiyle gitmek imkansızdır. Resmi davetler ve protokol yemekleri dışındaki tüm partilerde 'dress code', yani 'giyim tarzı' rahat görünmek üzerine kuruludur. Fakat tabii ki tüm gece aynı partide geçirilmez. Gece yarısından sonra cep telefonlarına mesajlar yağmaya başlar: "Naomi'nin partisi çok sıkıcı, Pedro'nunki nasıl?".. Bu davetler dağ başındaki muhteşem villalarda, şatoların avlularında ya da Jackie O. gibi efsanevi yatlarda düzenlenir. Cannes'ın plajları ve barları da on gün için büyük paralar harcanarak yeniden dekore edilmiş, starları paparazzilerden korumak için etraflarına bitkilerden duvarlar örülmüştür. Bu davetlerin bazılarında VIP bölümü bile yoktur çünkü oraya girmeyi başarmış herkes zaten VIP'dir. Bu yılki filmler hakkındaki yorumları ise, Atilla Bey'in (Dorsay) tecrübeli kaleminden okuduğunuzdan eminim.
DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 Kıyamet habercisi
 Sizce Aliye kimi seçmeli?
 'Karıncayı incitmeyecek adamdım, bunu nasıl yaptım'
 Pozitivist din Brezilya'ya nasıl taşındı?
 Bu ne biçim demokrasi?
 Hayat üniversitesi seçme sınavında bir sosyal sorusu
 Futbol yalnızca topla oynanmaz
 Fast-food kemik eritiyor
 30 kilo aldı kariyer yaptı
 Kadınlar şık, masum ve romantik olacak
 İstanbul'a festival vadisi
 Kız olursa 'Nevaeh' ya erkek olursa?
 Geleceğin mühendisleri
 Zaferler önce kendi evlatlarını yer!..
 Şampiyon...
 Rüyaları çözen adam
 Kahvenin kaç yıl hatırı olur?
 Bu yarışı dostluk kazandı
 Bir Çilingiroğlu filmi 'Erkeğin Elinin Kiri'
    Pazar Sabah Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
'En âşığım diyen erkeği getir, beş dakika sürer onu baştan...
MEHMET ALTAN
Dayı
Cezayir kentinin Osmanlı'dan kalan bölgesini...
ÖNCEL ÖZİÇER
Siz hangi zamandasınız?
"Zamanlar vardır her şeyin...
REFİK DURBAŞ
Yesemek'e sır dolu yolculuk
Tahtaköprü Barajı'ndan gelen...
KAZIM KANAT
Köydeki sünnet düğününde dört çocuklu Amerikalı...
ERDAL ŞAFAK
Kıyamet habercisi
Geçen yıl bu zamanlar onu Tahranlılar...
Okyanustaki 'çılgın Türkler'
Okyanustaki 'çılgın Türkler'
Milenyumun en büyük yolcu gemilerinden olan Voyager of the Seas küçük...
Plajda korunmak yetmez
Plajda korunmak yetmez
Yaz geldi, güneşin ışıkları tenimize bir yandan sağlık ve güzellik...
Tavuklarımıza lezzet geldi
Bir süre önce "Tavuğumu istiyorum," diye isyan etmiştim. Şimdi de bir müjde...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.