Bu film bizim milleti kesmez
Da Vinci'nin Şifresi'ni sonunda gördüm. Önce şunu söyleyeyim, film güzel. Siz eleştirmenlere aldırmayın. Bu kadar karmaşık bir öykü ancak bu kadar iyi özetlenebilirdi. Kaçırmayın derim. Sadece heyecan dozu kitaba göre biraz daha az. Aslında öykü bizim millete biraz olağan gelebilir. Olaylar bildik, tanıdık. Nasıl mı? Hikâyede dini öğeler, polis ve burjuvazi içiçe girmiş durumda. Gizli tarikatlar, çeteler falan var. Din uğruna adam öldüren biri var örneğin. Kimin eli kimin cebinde belli değil. Kim kimden emir alıyor, kime hizmet ediyor Danıştay saldırısından sonra ortaya atılan senaryoları alt alta yazarsak, daha heyecanlı olur, inanın. Susurluk, Ergenekon Anayasası, Kırmızı Kitap...
Ya şiddet öğeleri? Bir iki kişi ölüyor, bir tanesi de kendisine isteyerek işkence yapıyor. Yani filmde fazla şiddet de yok. Biz şiddetin alasını günlük hayatımıza sokmuşuz Keser mi bunlar bizi? Sadece iki gün içinde olanlara göz atmamız yeterli aslında. İki lise öğrencisi öldürüldü. Biri 16, diğeri 17 yaşında. Kız meselesi olduğu sanılıyor. Hatay'da karısı tarafından kültablasıyla dövülen koca hastanelik oldu. Ödüllü iş kadını hakkında nitelikli dolandırıcılıktan 7 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Kadın kardeşi için "Benden bir kurşun alacağı var" dedi. Milli Eğitim Bakanı'nın eşi Şahsenem Çelik, Esma Ürün'ün dövülmesi konusunda "İnsanlık hali, her şey olabilir cahillikten" diye buyurdu. Durun daha bitmedi. Üsküdar'da bir öğrenci lise arkadaşını 11 yerinden bıçakladı. Racon yüzünden. Antalya'da iki kişi bir genç kızı öldürüp bir diğerine tecavüze yeltendi. Üstelik sadece bir saat içinde. Manken Tuğba Özay fırsat buldukça ateş ederek rahatladığını açıkladı. Allahtan araziye çıkıyormuş. Nazire Dedeman uğraşsın dursun, "Silahsızlanma" diye. Milletçe maalesef gün geçtikçe daha çok silahlanıyor, daha çok şiddetin esiri oluyoruz. En büyük korkum; Şiddeti "Normal" kabul etmemiz. Az kaldı.
|