| |
|
|
Almanya eski Almanya değil
Başbakan Erdoğan, bir ara pek sık geldiği Almanya'da. Bu kez geliş nedeni Türk Alman işadamları arasında yapılacak büyük toplantıya katılmak. Bu arada Almanya Başbakanı Merkel'le de biraraya gelecek. Ancak Almanya'da artık hava eski hava değil. Merkel de Schröder değil. Almanya, şimdilerde eskiden olmadığı kadar "din eksenli" bir siyaset anlayışına sahip. Medeniyetler Çatışması tezi Almanya'da da "benimsendi". Ciddi bir Müslüman-Hıristiyan ayrımcılığı yapılıyor. Geçmişte sadece "aşırı sağ" partilerin gündeminde olan "ırkçılık ve dinsel ayrımcılık" şimdi giderek siyasi yelpazenin tamamına yayılıyor. Üstelik, Almanya'da "Anti İslamizm" "Anti Türk" anlamı da taşıyor. Çünkü Almanya'da Müslüman'la Türk kelimesi neredeyse özdeş. Sorun bununla da sınırlı değil. Almanya bir yandan da "küresel güç" olmak ve ekonomik gücünü siyasileştirmek için her zamankinden daha hevesli. Birleşmiş Milletler'de daha etkin konuma gelmek, Güvenlik Konseyi'nde daimi üyelik gibi talepleri var. Bu talepler, Almanya'nın Türkiye ile ilgili bağımsız politika geliştirmesini de engelliyor. Hal böyle olunca, Almanya ile Türkiye daha önce hiç karşı karşıya gelmedikleri konularda bile "hasım" olabiliyorlar. Uzun yıllar boyunca "Ermeni Soykırımı" sözcüğünü ağzına almayan Almanya artık bu konuda Türkiye'nin istemediği türde bir politika güdüyor. Daha önce ilgi alanında olmayan Kıbrıs meselesinde bile "ne oluyor orada" demeye başlıyor. Ve bu konuların tamamında Türkiye'nin yanında değil, karşısında yer alıyor. Bütün bu gelişmeler olurken, Almanya'nın başında Türkiye'ye nispeten sıcak olan Schröder değil, Merkel var. Merkel bütün bu konularda tavrını açık koyuyor. AB konusunda Türkiye'nin tam üyelik hayali görmemesi gerektiğini açık ve net bir biçimde söylüyor. Merkel'in iyi tarafı bizim duymak istediğimizi değil, kendisinin düşündüğünü söylemesi. Bakalım Erdoğan dünün ve bugünün Almanyaları arasındaki farkı nasıl hazmedecek.
|