Krizin çoğalttığı borçları ödemek için fabrika arazisini dahi satmak zorunda kalan Uludağ Gazoz, adeta küllerinden yeniden doğdu.
Önce borçları ödedi, ardından satın aldığı yeni arazide modern bir gazoz fabrikası inşa etti ve sonra da rekor büyümeye imza attı
Özellikle bu yıl 50'nci yılını kutlayan çok şirket var Türkiye'de. Ama 76'ncı yılını kutlayan şirket sayısı iki elin parmaklarını belki geçer. Cumhuriyet kurulduktan sonra, Atatürk'ün önderliğinde bir biri ardına kurulan şirketlerden bugüne kadar gelmeyi başarabileni çok azdır. İşte bu nedenle, geçmişi 1877'ye dayanan ama bugünkü sahipleri tarafından 1930 yılında kurulan Uludağ Gazozları'nın, Türk sanayisinde özel bir yeri olduğunu düşünüyorum. Bursa'daki Uludağ'ın o zamanki adı Keşiş Dağı imiş. Kurulan şirketin ismi de Keşiş Dağı Maden Suyu'ymuş. Şirketin sahibi Mehmet Hakkı Erbak, Nilüfer Gazoz Fabrikası kurarak, Nilüfer markasıyla gazoz üretmeye başlamış. 1931'de Atatürk, Keşiş'in ismini Uludağ diye değiştirince, şirketin de ismi Uludağ Maden Suları olmuş, ardından da Mehmet Hakkı Erbak'ın oğlu Nuri Erbak, markayı da Uludağ olarak değiştirmiş. Hakkı Erbak, Misafir Odası'nın bu haftaki konuğu Ömer Kızıl'ın dedesi Nuri Erbak'ın babası. Kuşkusuz uluslararası dev şirketlerin boy gösterdiği içecek sektöründe, boyutları itibariyle daha mütevazı olan bir Türk şirketinin bugüne kadar başarıyla yoluna devam etmesi bir başarı öyküsü. Üstelik öğrendim ki Türkiye'de içtiğimiz gazozlardan sadece Uludağ yüzde 100 şekerle üretiliyoror, yani tadlandırıcı kullanılmıyor. Türkiye'yi sarsan krizden ilginç bir yöntemle çıkmayı başaran Uludağ'daki yenilikleri ve yaşananları Ömer Kızıl'dan dinleyelim.
BU YIL REKOR KIRDIK
* İçecek sektöründe başrolde dünya devi şirketler var. Siz boyutları itibariyle çok daha mütevazı bir şirketsiniz. Peki pazardaki son durum nasıl? Biz bazı kategorilerde çok kuvvetliyiz. Gazoz pazarında Uludağ'ın yüzde 16 pazar payı var. Lider değiliz ama. Çünkü son 10 seneden beri satışın büyük çoğunluğunu büyük ambalajlı ürünler yapıyor. Bunun dışında Ankara'nın ilerisine nakliye olarak bizim navlunumuz kurtarmamakta. Diğer şirketlerin Anadolu'da üretim tesisleri var. Biz oralara gidemiyoruz. Buna rağmen, yüzde 16 pazar payımız var. Üstelik de her zaman rakiplerimiz hep bizim fiyatımızın altına girer. Madensuyunda ise Türkiye'de 25 tane markadan söz edebiliriz. Orada da fiyat lideri Uludağ'dır. Ama maden suyunda fiyatlama çok kötü. Bu sektöre girilmeyecek kadar kötüdür. Esasında yapılacak bir iş değil ama işte eskiden beri geldiği için yapıyoruz. Maden suyu fiyatları çok düşüktür.
* Uludağ'ın satış rakamları nasıl? Bu yıl ilk defa rekor kırdık ve 10 milyon kasa koliyi geçtik. Yeni ürünlerde de iyiyiz. Meyveli maden suları moda oldu son zamanlarda ve bizim Furitti'nin satışları da milyon şişeye yaklaştı.
MARKALI İHRACAT
* Gıdada ihracatçı olmak zordur. Ama bildiğim kadarıyla Almanya'da Uludağ markası giderek tanınmaya başladı. İhracatta neler oluyor? Uludağ belki deTürkiye'nin en büyük meşrubat ihracatçısı. En büyük ihracatımız Almanya'ya ama bunun dışında Amerika'ya ve hatta Avustralya'ya bile meşrubat ihraç ediyoruz. Bizim sloganımız şu: 'Dünyada nerede Türk varsa, Uludağ Gazoz da orada.' Gerçekten de bunu başardık. Avustralya'da 300 bin Türk yaşıyor ve gazozlarımızın bu ülkeye ulaşması 2 ay alıyor.
* Peki nerelerde satılıyor? Almanya'da tüm Türk dönercilerinde satılıyor. Türk bakkallarda, ayıca etnik dükkanlarda satılıyor. Sadece Almanya'ya yılda 600 konteyner meşrubat gidiyor. Üstelik dönercilerin müşterilerinin yüzde 70'i Almanlar. 50 milyon dolarlık ciromuzun yüzde 12'si ihracattan oluşuyor.
* Türkiye'de markalı ihracat yapan şirketlerin sayısı çok değil... Bizim için gurur verici. Biz marka yarattık ve Türkiye'nin en büyük markalı ürün ihracatçılarından biriyiz. Ama oradaki vatandaşların Türk malı kullanmak, Türk gazozu içmek konusunda gösterdiği hassasiyeti Türkiye'deki vatandaşlarımızın da göstermesini bekliyoruz.
* Pek anlamadım... Ne yazık ki Türkiye'de münhasırlık anlaşması var. Bugün bizim karşılaştığımız en büyük sorun, İstanbul'daki restoran ve kafelerde Uludağ gazozunun bulunmaması. Biz bunu dağıtmadığımız için böyle değil. Uluslararası markalar bir anlaşma yapıyor ve güçleriyle kendi ürünlerini oraya koyuyor, diğerlerine izin vermiyor. Burada bize biraz aracıların, biraz tüketicilerin sahip çıkması, Rekabet Kurulu'nun da bu işi çözmesi lazım. Münhasırlık anlaşması bitmeli.