|
|
|
|
|
|
'Kendimizden başka arkadaşımız yok'
Canlı yayında sarf ettiği 'kaşar' kelimesiyle tepkilere yol açan Mazhar Alanson 'Ben evliya mıyım?' diyor.
"Elbette üzüldüm ama sonra telefon açtım, o hanımefendiden ve eşinden özür diledim. Hatta çocuklarıyla da konuştum, umarım haklarını helal etmişlerdir."
"Biricik'le evlenmemiştik daha, Amsterdam'da yaşıyorduk. Bir sabah çiçek pazarından sarı laleler aldım ona. Ama bir sefer lale alıp 10 yıl üzerine kurulmayacaksın."
'Kaşar lafını özel hayatımda da kullanırım'
'Sarı Laleler' şarkısı şu sıralar dillerden düşmeyen Mazhar Alanson televizyonda sarf ettiği talihsiz sözler için 'Yapılan elbette bir hataydı ama ben de evliya değilim' diyor.
ON yıl aradan sonra tam yeni bir MFÖ albümü dinlemeye heves etmişken, önce kavga sonra "kaşar" haberleri önüne geçti her şeyin. Geçtiğimiz hafta katıldığı televizyon programından sonra eleştiri yağmuruna tutulan Mazhar Alanson, ilk kez konuştu.
- Biraz olaylı bir albüm çıkışı oldu sizinkisi... Özkan Uğur ve Fuat Güner'le aranızdaki kavga iddialarının aslı astarı nedir? - Biz 40 yıldır kavga ederiz, yeni olduğunu kim çıkardı ki? Kavga ederiz çünkü üç kişi sanat yapmak çok zor. Fotoğraf krizi olmasa da albüm kapağı bu kadar sade ve hoş olmayacaktı belki, o tartışma da bu işe yaradı. "Albüm çıkmadan böyle bir kavga çıkarttılar" diyenler de var ama herhalde çoğu insan buna ihtiyacımız olmadığını biliyordur.
- Geçtiğimiz hafta sizin televizyon programında bir kadın izleyiciye "Kaşar" demenizi konuştu herkes. Nasıl oldu da söylediniz bunu? - Ben kaşar kelimesini işini bilen, tecrübeli, uyanık anlamında kullandım. Özel hayatımda da kullanırım ben bu kelimeyi. Ama televizyonda söyleyince ne yaptığım şarkı kaldı, ne başarı... Bütün iş oldu "kaşar"! Elbette üzüldüm, sonra telefon açtım o hanımefendiden ve eşinden özür diledim. Hatta çocuklarıyla da konuştum, umarım haklarını helal etmişlerdir. O bir hataydı, ağzımdan çıkıverdi. Cem de (Yılmaz) sağolsun, üstüne tuz biber ekti! Ama elbette benim oradaki hatam konuşulacaktır, başarım değil.
- Hatanızı kabul ediyorsunuz yani. - Elbette ama ben bu şarkıları yazdım diye tertemiz, sterilize bir adam olacak halim yok! Ben de tuvalete gidiyorum, ben de kızıp bağırıyorum, ben de bazen hatalı, argo bir kelime kullanabiliyorum... Ben evliya mıyım? Sonuçta biz de insanız. Böyle bir şeyin savunmasını yapamam ki!
- MFÖ şarkılarının reklam kampanyalarında çok sık kullanılır olması eleştiriliyor... - Ne yani, sersefil sokaklarda dolaşalım, o zaman mı sanatçı olacağız? Bizim vergimizi, stüdyo paramızı kim ödüyor? Dolayısıyla hiç kimse karışamaz. David Bowie'nin alnına Coca Cola bandı yapıştırdığı bir dönemde, bana laf düşmez üstelik. Ben John Lennon değilim ki! Kaldı ki Türkiye'de yaşıyoruz ve üç kişi olarak Türkiye'de bunca yıl başarımız eksilmeden devam ediyor. bu mucize sayılır. Üstelik üç erkeğiz... Ne göğüs var, ne bacak var, ne kalça var!
İlknur K. AKMAN
|
|
|
|
|
|
|
|
|