|
|
|
|
|
|
Hayaller hayat olunca hastalık başlıyor
Hayal aleminde kendine yeni bir dünya kuran şizofreni hastaları, zamanla gerçek ile sanrıları ayırt edemez hale geliyor. Gördüğü hayallerin ardından giden hastalar için hayat kabusa dönüşüyor
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sunar Birsöz, şizofreni hakkında sıkça gündeme gelen soruları yanıtladı:
* Geçtiğimiz yıllarda Nobel Ödüllü ünlü matematikçi John Nash'in şizofreni ile mücadelesini anlatan 'Akıl Oyunları' adlı filmle, hastalık yeniden gündeme gelmişti. Toplumda da 'şizofreni hastası dahi mi, akıl hastası mı?' sorusu hastalıkla ilgili olarak sıkça gündeme geliyor. Şizofreni hastası dahi midir, akıl hastası mı? Şizofreni, bir beyin hastalığıdır. Beynin değişik alanlarındaki yapısal ve biyokimyasal değişimler sonucu; farklı belirtiler gösteren ve sonucunda nedenlerin, tedavinin ve hastalık gidişinin değiştiği, 'heterojen' bir sendrom ya da hastalıklar grubudur. Ünlü şizofreni hastası John Nash, hem dahiydi hem de şizofreni hastalığı özelliklerini, beyninde taşıyordu. Bir röportajda, kendisine yöneltilen 'Sizin gibi dahi, matematik teorilerini tasarlayan, Nobel Ödülü almış bir kişinin aklına nasıl oluyor da; uzaylılar tarafından kaçırılmak, kontrol edilmek gibi, garip düşünceler gelebiliyor?' sorusuna, kısaca 'Bu teori ve çözümler nasıl beynime geliyorsa, onlar da öyle geliyor!' diyerek cevap vermişti. Ancak John Nash'in bu özel durumunu, tüm şizofren hastaları için genellememek gerekir kanısındayım.
* Dahilerde risk artıyor mu? Dahilerde riskin arttığını söylemek mümkün değil. Kaldı ki, şizofreni hastalarının beyin gelişiminde, hastalığa yol açtığı varsayılan doğum travması, enfeksiyonlar ya da genetik etkilerle oluşabilen, çeşitli patolojik bozukluklara rastlanır. Bu bozukluklar, bazen tüm yaşam boyu gizli olarak seyredilebilirken, bazen de araya giren yoğun psikososyal stresler ve travmalar sonucu hastalığı ortaya çıkaran bir etken oluşturabilir.
* Görüntüleme yöntemleri ile şizofrenlerin beynindeki değişiklikler ortaya konabiliyor mu? Şizofreni hastalarının beyninde yapısal, işlevsel ve biyokimyasal çeşitli bozukluklara rastlanır. Bu bozukluklar, sağlam gruptan ayrıştırılabilir. Bu bozuklukların kliniğe yansıması ise ancak belirtilerin açık hale gelmesi ile anlaşılabilir. Ancak beyin filmi yolu ile 'şizofreni' tanısı konulamaz. Yani bu bozukluklar özgül değildir. Sadece klinik olarak konulan tanının varlığında, bir anlam ifade ederler. Beyin sol frontal lob kan akımı azalması, beyin karıncıklarında genişleme, beyinde atrofi ve gri cevher azalması gibi görüntüleme bozuklukları saptanabilir.
* Hastalığı işaret eden belirtiler hakkında bilgi verir misiniz? Bir dönem şizofreni sadece 'psikoz', yani sanrı, varsanı (hallüsinasyon), dezorganizasyon ve hareket bozuklukları (katatoni vb) olarak yorumlanmıştır. Ancak bu psikotik belirtiler, sadece hastalığın tanınmasına yardımcı olan 'pozitif belirtiler'dir. Bunun yanı sıra, 'negatif belirtiler' (düşüncede fakirlik, enerji kaybı, zevk almama, irade kaybı ve duygulanımda sığlık), 'bilişsel bozukluklar' (hatırlama, karar verme, yönetme, çalışma belleği) ve 'afektif bozukluklar' (depresyon, intihar, agresyon vb) görülebilir.
* Belirtilerin kendini göstermediği sinsi bir dönem var mı? Bu belirtilerin açıkça belirlenemediği bir prodromal dönem yaşanabilir. Ancak prodrom belirtilerinin özgünlüğü ve süresi değişkendir. Bu süre altı aydan beş yıla kadar uzayabilir. Bu belirtilerin oluştuğu kişilerde, hastalık görülme olasılığı yüzde n0 civarında olup, erken tedaviye başlama ve psikozu önleyebilme konusu halen tartışılmaktadır. Şüphesiz amaç, psikozu hiç yaşatmamaktır. Ancak bu bir ütopyadır.
* Hangi yaşlarda ortaya çıkıyor? Şizofreni bir genç yaş ve erken erişkinlik dönemi hastalığıdır. En sık görüldüğü dönem, 20-n5 yaşları arasıdır. Ortalama görülme sıklığı, evrensel olarak yüzde 1 civarındadır. Bu sayı ırk, kültür, cinsiyet ve sosyoekonomik olarak eşit dağılımlıdır.
* Hasta olduğu halde fark edilmeyen kişiler var mı? Ne yazık ki, hastalığın, hiçbir biyolojik ya da görüntüsel organik bir belirleyicisi yoktur. Ancak bir psikiyatrist tarafından, belirtilerin tanınması ile klinik olarak tanı konulabilir. Bu nedenle, bazen tanı koyma ve tedaviye başlangıç süresi uzayabilir. Erken tanı ve tedavi dönemi olumlu etkiler. Şüphesiz, hastalığı hiç tanınmayan ya da tedavi almayan şizofreni hastaları da vardır. Ancak uzman bir hekim, bu tanıyı koymakta zorlanmaz.
* Şizofreninin başka psikiyatrik hastalıklarla karıştırılma riski var mı? Şizofreni, başka psikiyatrik bozukluklarla nadiren de olsa karışabilir. En sık karışan durumlar bipolar bozukluk (psikotik mani ve psikotik depresyon), sanrısal bozukluklar ve kısa reaktif psikozlardır. Az da olsa, zaman içinde tanının değiştiği vakalar vardır ya da depresyon, anksiyete, obsesif kompulsif bozukluk ve madde kullanım bozuklukları gibi başlayan hastalıklar, şizofreniye geçiş yapabilir.
* Başka psikiyatrik hastalıkların şizofreniye dönüşme riski var mı? Şizofreniye en sık eşlik eden bozukluk; depresyondur ve hastalığın değişik aşamalarında yüzde 50 sıklıkla görülür. Görüldüğünde, şizofreni hastalığının yanı sıra, mutlaka bu yönüyle de tedavi edilmelidir. Yüzde 10 oranında intihara rastlanır. Yine alkol ve madde kullanım bozuklukları, obsesif kompulsif bozukluk gibi sorunlar görülebilir.
|
|
|
|
|
|
|
|
|