Ekose etekli levrek buğulama!
Ben halkın içinde yaşamak isterim. Öyle de yaşarım. Özel kulüplere gitmem. Çok özel restoranların kapısından içeri atmam. Gittiğim kahve, şoför takımının, mahalle bakkalının, emekli işçi memurun yeri. Hayatımın yanisi şudur; hani Günaydın'da Sevgili Reha Muhtar'ın o harika anlatımıyla gittiği yerler var ya. Ne isimleri bize benzeyen, ne de yemeklerinin ismi ve tadı bizim olan yerler. Benim gittiğim yerler bizim Reha Muhtar'ın gittiği ve gidilmesi için yazılar yazdığı yerler gibi değil. Gittiğim yerler, Reha gibi söyleyeyim; çok tarz yerler değil. Hani itiraf da edeyim ve sizleri rahatlatayım. Sevgili Reha Muhtar'ın Günaydın ektinde ki yazılarının sıkı bir takipçisiyim... Gülmeyin sakın canım. Reha ile o restaurantın lokantalarına gitmeyi o çok özel insanlarla yan yana eğlenip bir gece geçirmeyi çok istiyorum. Ama şartım var. Hesapları cebimizden Alman usulü ödeyeceğiz bu bir. O isimleri garip olan yemekleri eğer beğenmezsem parasını ödemem. Bu da iki. Bizim bu inanılmaz yemek ismi özentimiz nedir? O özentili lokanta isimleri, o özentili lokantanın mönü listesinde özentili yemek isimleri beni yıkıp geçiyor, lise yıllarında bu kompleksi yaşamıştım. Nasıl mı? Dışişleri Bakanımız İhsan Sabri Çağlayangil konutta yabancı misyonlara verdiği yemekte ikram ettiği yemeğin ismi beni çok sarmıştı: Ekose etekli levrek buğulama! Çok sonraları... Dışişleri Bakanlığı'- ndan, Cumhurbaşkanı vekili koltuğuna oturan Sayın Çağlayangil şu açıklamayı hem de TV ekranlarında anı olarak şöyle anlatmıştı, anlatırken de çok gülmüştü: - Aşçı bana sordu. Efendim dedi. Bu yemeği yabancı konuklara nasıl takdim edelim. Balık buğulama sözünün çok hafif kalacağını düşündüm. Buğulamanın üzerinde ki yeşil süslemeleri görüp birden aklıma ekosa etek geldi. Bende ahçıya ekose etekli levrek buğulama diye takdim et dedim.
BENİM MEKANLARIM Konuyu değiştireyim. Okurlar soracaktır. Kazım efendi sen nerelerde yemek yersin, eğlenirsin derseniz şunu derim: Birincisi gittiğim yerler hem benim halkımın gittiği yerler olacak. Gittiğim yerler entelektüel insanlarında yeri olacak. Dahası, hem ucuz hem de kaliteli olacak. Sizlere o yerlerin adreslerini vereyim; Beşiktaş'ta..(Belki bizim Reha'da gider de halkıyla bütünleşir!!!!) Çok özel bir öğle yemeği (Tencere...) istiyorsanız Beşiktaş köftecisine gidin. Akşamları hem müzik hem de efkar dağıtmak için Beyoğlu Asmalı Mescit'te Rakıcı'ya gidin. (Uğur'un yeri) Ocak başında kebap yerim,derseniz Horhor'da Doyum'a gidin (İçki yoktur...) Canınız kurufasulye mi çekti? Süleymaniye Cami'nin karşısında ki köşede ki lokantaya gidin. Boğaz'da balık derseniz telli Baba'da Yedigün'ü öneririm. Sevgili Reha gittiği yerlerde Rakı'nın yasaklanmasını istiyor. Şarap bizi bozar! Rakıya devam.... Yarasın efendim!...
|