kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Umur Talu @ SABAH
Tel:
0537 660 71 21
Fax:
0212 280 05 51
 

Kaç yaşındasınız?

1977 doğumlu olabilir misiniz mesela? Tam 30 yaşınıza basmakta. Siz doğarken ne çok ölünüyordu memlekette.
29 yıl önce, tam bugün Taksim Meydanı'nda, Kazancı Yokuşu'nda 34 kişi öldü.
1 Mayıs'tı. Taksim'de kutlanırdı. Ben diyeyim 300, siz deyin 350 bin kişi.
Sonra oradan buradan ateş açıldı; binlerce insan üst üste yığıldı.
O günün başbakanı Demirel ile kitleleri peşinden sürükleyen lideri Ecevit, uzun ömürler dilerim, aramızdalar.
Darbeyle gittiler, seçimle tekrar başbakan oldular. Cumhurbaşkanı bile oldu Süleyman Bey.
Nice siyasetçi, nice hukukçu, nice genelkurmay başkanı, savcı, hakim ve emniyetçi, CIA istasyon şefi filan geldi, gitti. Nice gazeteci, elbette. Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Uğur Mumcu gibi o 1 Mayıs'ta ne olduğunu gerçekten merak edenlerden, kendilerine tam ne olduğu dahi aydınlatılmadan öldürülenler vardı.
Ama "gerçek" öyle boylu boyunca yattığı yerden alelacele kaldırılıp bir 30 yıldır çok çok derine gömüldü.
Kaç yaşındasınız, bilmiyorum; belki hatırlayacak yaşta, belki hatırlamayacak kadar yorgun, bıkkın yahut unutkan. Belki çok genç.
Ama, şöyle düşünün: İstanbul'un göbeği Taksim Meydanı'nda, 34 kişinin öldürüldüğü, ölüme ittirildiği bir olayın, öyle 1800'lerde filan değil, başınızdakilerin hala aramızda bulunduğu bir olayın dahi aydınlatılmadığı bir ülkede yaşıyorsunuz ve bir de merak ediyoruz ki, Susurluk neydi, Şemdinli ne?


Nail Güreli ne iyi etti de, 1979'da çıkan o titiz gazetecilik tanıklığı, "1 Mayıs 1977" kitabı yeniden basıldı (Ozan Yayıncılık).
Tamamen 1977-1979 arasındaki bilgi, belge, yazı ve yorumlarla tıpkıbasım.
1977'de o meydandan, yokuşun yanı başından sağ çıkmış bir öğrenciydim. Kitap yayınlandığında yine öğrenciydim; bir yandan da Demiryolu İşçi Sendikası'nda da hem öğrenen, hem yaşayan, aktarıp paylaşan bir dönem geçirmiştim.
Sonra 12 Eylül, ardından gazetecilik ve "Nail Ağabey" ile meslektaş olduk, aynı gazetenin heyecanını paylaştık; sonra aynı örgütte, onun çok emek verdiği Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nde, biraz toz tutmuş medya dünyasında toz yutarak toz almaya uğraştık.
Kader gibi, diyorum bazen. Tercihler, seçimler yapıp kendi kaderini yazıyorsun elbette, ama ille de, öyle değil de böyle yazıyorsun. Kalem senin kalemin de, bazen, sanki hakikaten yazılmış bir yazının üstünden geçiyorsun.
Meydandan medyaya, bir yanıyla da demek ki "Nail Ağabey" ile yolculukmuş. Şimdi, onca yıl sonra yeniden elime aldığım kitabını, oradaki 34 insanın da anısıyla çeviriyorum.
Belki Demirel ile Ecevit de öyle yapar; belki 29 yıl önceki, 2 Haziran 1977 tarihli "Demirel'den Ecevit'e mektup" u izah ederler:
"CHP Başkanı Ecevit'in 3 Haziran Taksim CHP mitingi sırasında, Sheraton otelinin üst katlarından uzun namlulu ve dürbünlü bir silah ile ateş edileceği, bu teşebbüsün 29 Mayıs günü Çiğli'deki (Ecevit'e suikast kurşunu) olayla birlikte, 1 Mayıs'ta Taksim'de vukua gelen olaydan cesaret alan, barışı sarsabilecek tertiplere karar veren, 5 Haziran seçimlerinden fayda ummayan, seçim yapılmasını arzulamayan veya seçimlere gölge düşürmek isteyen illegal komünist-terörist örgütlerin yanı sıra memleketimizi meselelerle uğraştırmak isteyen yabancı kuruluşların ve uluslar arası tedhiş teşekküllerinin muhtemel suikast ve sabotaj eylemleri ile özellikle vazifelendirilmiş kimseler tarafından yapılmak istendiği alınan haberlerdedir. Süleyman Demirel, Başbakan"
O vahim uyarıya rağmen Ecevit mitingi yapmıştı. 70 yaşında meydanda olmak için çok ısrar eden müstafi "İsmet paşacı" dedemi de mecburen götürmüştüm. Dendiğine göre yine 300 bine yakın insan meydanı doldurmuştu. Kitleler meydan okuyunca, cinayetler de arttı; cinayetleri çoğalta çoğalta darbeye gelindi. Herkes sindi, sustu!


İsterseniz gazeteci Ersin Kalkan'ın "Katille Buluşma" (Güncel Yay.) kitabını da okuyabilirsiniz. "Vukua gelen olaylar" daha yeni!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Teselli odur ki   / 30-04-2006
 Bir fark olmalı   / 28-04-2006
 Delikanlı olacaksın!   / 27-04-2006
 Çok doğru dedi!   / 26-04-2006
 Rüya gibi ülke!   / 25-04-2006
 Çocuk kalsın!   / 24-04-2006
 Darbeciye ibret olsun!   / 23-04-2006
 Çok gittin, geri gel!   / 21-04-2006
 Parmak kaldırsın!   / 20-04-2006
 Son kullanma...   / 19-04-2006
ALİ KIRCA
Çınar olmak...
Şair; yıllar önce "hasret" in en...
ERGUN BABAHAN
1 Mayıs 1977'den Şemdinli'ye Türkiye
Nazan...
MEHMET BARLAS
Nereye gideceğimize karar vermeliyiz
Çocukluğu-muzda...
UMUR TALU
Kaç yaşındasınız?
1977 doğumlu olabilir misiniz mesela?...
ERDAL ŞAFAK
Büyük oyun
Buyurun size -dün...
MEHMET ALTAN
CHP köylü partisi mi oluyor?
Dün yazının başına...
Bush ve sağduyusu
Beyaz Saray Muhabirleri yemeğinde ABD Başkanı Bush espri bombardımanı...
Ortadoğu'ya 'sanal' barış
İsrail ve Filistin arasında barışın er geç geleceğine inanan bir grup...
Şapka çıkartılır
Şapka çıkartılır
Ligde önce G.Saray'ı ardından Trabzon'u yenen F.Bahçe, kupada...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu