|
|
|
|
|
|
Beyin vazgeçmeden beden vazgeçmez!
Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi Bilim Dalı'nın Türkiye'deki kurucusu olan Psikiyatr Prof. Dr. Sedat Özkan, hastalıklarla psikolojik mücadelenin yollarını anlattı:
* Ruhsal sorunlarımız bazı hastalıkları çağırır mı? Kişinin depresyonu kalp krizi riskini artırır. Ruhsal durum ve özellikle de yaşanan ikilemler, çeşitli duygusal ve zihinsel zorlanmalar, kişinin bedensel hastalık gelişimini kolaylaştırır. Bedensel hastalıklar, kişinin benliğinde bir tür enfarktüs yaratır. Bu, başlangıçta kayıp ve yas etkisi gibidir. Kişi, bedeninin kendisine ihanet ettiğini düşünür.
* Hastalıktaki iyileşme süreci, ruhsal halimize göre değişir mi? Tedaviye cevap ve iyileşme, kişinin psikolojisiyle ilgilidir. Bence beden ile beynin mücadelesi arasında ilişki vardır. Kişi psikolojik olarak hastalığa ne kadar mücadeleci yaklaşıyorsa; fiziksel hastalıktan toparlanma da o kadar hızlı olur.
* Kadınlarla erkekler hastalığa farklı mı bakıyor? Evet, farklı bakıyorlar. Özellikle bizim toplumumuzda kadın hasta olduğunda; eğer anne ise öncelikle çocuklarını; erkek ise işini ve cinsel yaşamını düşünüyor. Erkekler hasta olunca daha çok eşini suçlarken; kadınlar kaderci oluyor. Kırsal kesimdeki kadınlar da daha çok kaynanalarını suçluyor. Hastalık nedeniyle depresyon geliştirme riskini en fazla yalnız yaşayanlar taşıyor.
* Yoğun psikolojik sorunlar yaşamak kansere neden olur mu? Psikolojik sıkıntıların kansere yol açtığı düşüncesinde değilim. Ancak, ciddi ve uzun süreli psikolojik çatışma yaşayanlar, duygularını sürekli inkar eden ya da bastıranlar, hatta ilişkilerinde kaygı yaşayanlarda mevcut kanserleşme sürecinin hızlanabildiği veya kanseri olan hastanın tedaviye cevabının bozulduğunu düşünüyorum.
* Kanser tedavisinde psikolojik desteğin nasıl yararı olabilir? Beyin vazgeçmedikçe beden vazgeçmez. Kanserle savaşmak için psikolojik destekte bulunulması; ilaçlar, ameliyat ve ışın tedavisi kadar önemlidir. Kanser insanlarda korku, ölüm, çaresizlik, çözümsüzlük, olumsuzluk, başkalarına muhtaç olma ve anlamsızlık gibi, kişinin o zamana kadar hiç düşünmediği kaygılara neden olur. Kanser maalesef günümüzde halen bir anlamda kötü algılanıyor. Kişi bu kelimeyi hemen hastalıkla ve ölümle bütünleştiriyor. Bir kişinin kanserini tedavi ederken, kişinin kanserden ya da hayat ilişkilerinden yaşadığı kaygıyı, paniği, depresyonu ele almamak hekimlik davranışına uymaz. Bu yapılmazsa, kanser artı depresyon gelişirse, hastalığın seyri, tedaviye cevabı ve sorunları artar. Doğru psikolojik tedavi sayesinde ise, hastanın uyumu kolaylaşır, hastalığın seyri ve tedaviye yanıtı olumlu etkilenir. Yani onkolog, cerrahi uzmanı, radyasyon uzmanı ve psikoonkoloji ekibi bir bütündür. Hastasının ailesine, doktorlara ve hemşirelere bile bu noktada psikolojik destek gerekir.
|
|
|
|
|
|
|
|
|