|
|
|
|
Emniyet'ten 1 Mayıs uyarısı
Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü İsmail Çalışkan, 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlamalarında güvenlik güçlerine ve kutlamalara katılacak sivil toplum örgütlerine büyük görev düştüğünü belirterek, vatandaşları illegal örgütlerin provokasyonlarına gelmemeleri konusunda uyardı.
Sözcü Çalışkan, haftalık bilgilendirme toplantısında, 1 Mayıs 1964 tarihinde kurulan TRT'nin 42. kuruluş yıldönümünü kutladı. Çalışkan, TRT'nin, bilgili ve bilinçli bir toplum inşası için, milli menfaat doğrultusunda, habercilik ilkelerinden taviz vermeden, objektif kamu
yayıncılığı yaptığını kaydetti.
Dünyada ''İşçi Bayramı''olarak kutlanan 1 Mayıs'ın Türkiye'de de gerçek kişiler ve sivil toplum kuruluşları tarafından çeşitli etkinlikler kutlandığını hatırlatan Çalışkan, 1 Mayıs'ı kutlamak amacıyla; geçmiş yıllarda olduğu gibi, bu yıl da ülke genelinde, başta sendikalar, siyasi partiler olmak üzere, bazı sivil toplum kuruluşları organizesinde açık hava ve kapalı yer toplantıları düzenleneceğini belirtti.
Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de çalışanların düşüncelerini, isteklerini ve mesajlarını 1 Mayıs vesilesiyle dile getirmelerinin en doğal hakları olduğunu vurgulayan Çalışkan, ''Ancak önceki yıllarda birtakım endişe kaynağı olan olayların bu yıl tekrarlanmaması için gerek güvenlik kuvvetlerine, gerekse kutlamalara katılacak sivil toplum örgütlerine büyük görevler düşmektedir'' dedi.
Vatandaşların anayasal hakları olan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını güvenli bir şekilde kullanmalarını sağlamak, kendilerine yapılabilecek her türlü saldırıyı önlemek amacıyla bütün tedbirleri aldıklarını ifade eden Çalışkan, Anayasal haklarını kullanan vatandaşlara karşı yapılabilecek her türlü saldırıyı önlemenin yanında, diğer vatandaşların hak ve özgürlüklerinin korunması ve kamu düzeninin sağlanmasının da güvenlik güçlerinin temel görevleri arasında yer aldığını söyledi.
''Unutmamalıyız ki; hiçbir hak ve özgürlük hukuk devleti sınırları içerisinde mutlak ve sınırsız değildir. Hak ve özgürlükleri kullanmak isteyenler yasalarda belirtilen usule uygun ve yasal sınırlar içinde kalmak şartıyla bu haklarını kullanabilirler'' diyen Çalışkan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Bu çerçevede kutlamalara katılacak sivil toplum örgütlerine önemli görevler düşmektedir. Bunların en başında; güvenlik güçleri ile koordinasyon halinde hareket etmek, mülki amirin izin verdiği güzergah içinde faaliyetleri organize etmek, olayları provoke edebilecek kişilere müsamaha etmemek ve provokasyonlara karşı katılımcıları uyarmak gelmektedir.
Biz şimdiden tüm vatandaşlarımızdan, illegal örgütlerin provokasyonlarına gelmemelerini, onların çirkin emellerine alet olmamalarını istiyoruz. Bu konuda onların sağduyulu davranacaklarına inanıyor ve güveniyoruz. Kutlamaların güven içerisinde geçmesi için her türlü tedbirin alındığını bir kez daha belirtmek istiyorum.''
Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuvarları Dairesi Başkanlığı tarafından ''Olay Yerine İntikal Eden İlk Ekibin Görev ve Sorumlulukları'' adıyla bir kitap hazırlandığını belirten Çalışkan, delilden sanığa gidebilmek için, delillerin bulunduğu olay yerlerinin en iyi şekilde korunmasının önemine dikkati çekti.
Çalışkan, ''İşlenmiş bir suça müdahale ederken, maddi delillerin zarar görmemesi için gereken tedbirler alınmalı ve olay yerini tek bir kez koruma şansımızın ve imkanımızın olduğu unutulmamalıdır. Olay yerlerinde elde edilebilecek en önemli bulgu, maddi kanıtlardır'' dedi.
TERÖRLE MÜCADELE YASA TASARISI
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Çalışkan, ''Terörle Mücadele Yasa Tasarısı'nın 6. maddesinin terör örgütü elebaşısının da affedilmesine imkan tanıdığı'' şeklinde yorumlandığını hatırlatan bir gazetecinin ''Bu polisin önerisi mi?'' şeklindeki sorusuna, terör örgütü elebaşısının affedilmesini ne Silahlı Kuvvetler'in ne Emniyet mensuplarının ne de TBMM'nin istemesinin söz konusu olamayacağını söyledi.
Çalışkan, ''Eğer bu madde örgüt elebaşını kapsıyor şeklinde bir kaygı söz konusu ise TBMM'de bu kaygıları giderici düzenlemeler yapılır'' dedi.
Bir başka soru üzerine Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu'nda yapılması öngörülen değişiklik çalışması hakkında da bilgi veren Çalışkan, bu yasanın 1934 yılında yürürlüğe girdiğini ve çeşitli defalar değiştirildiğini söyledi. Avrupa Birliği uyum çalışmaları çerçevesinde Yeni Türk Ceza Kanunu, Ceza Muhakeme Kanunu, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun'da çeşitli değişiklikler yapılarak yeni bir ''Türk Ceza Adalet Sistemi'' oluşturulduğunu hatırlatan Çalışkan, ancak AB uyum çerçevesindeki bu çalışmaların Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu'na yansıtılmadığını söyledi.
Polisin suçu önleme ve bastırma görevlerinin AB'ye üye devletlerdeki standartlara uygun hale getirilmediğini, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda öngörülen bazı düzenlemelerin Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu'nda bazı yetkilerin kullanılmasında tereddüt oluşturduğunu kaydeden Çalışkan, ''Gerek CMK gerekse diğer yeni kanunların öngördüğü ve tereddüt yaratan hükümlerin daha iyi anlaşılabilmesini sağlayacak düzenlemelere ihtiyaç duyulmuştur'' dedi.
Ekonomik ve sosyal gelişmelere bağlı olarak değişen güvenlik konseptinin tehlikenin engellenmesi gerekliliğini ön plana çıkarttığını hatırlatan Çalışkan, toplumu rahatsız eden en önemli olgunun ''güvenli bir ortamda yaşamama duygusu ve suç korkusu'' olduğunu vurguladı. ''Güvenli seyahat ve huzur öncelikle tehlikenin önlenmesi ile mümkündür. Polisin temel görevlerinden birisi de tehlikeyi önlemektir'' diyen Çalışkan, şunları söyledi:
''AB'ye üye devletlerin polis kanunları incelendiğinde kişisel verilerin toplanması ve değerlendirilebilmesinin suçun önlenmesi ve suçla mücadelede büyük bir önem taşıdığı ve bu hususlara kanunlarda geniş bir şekilde yer verildiği görülmektedir. Yapılan düzenlemeler ile polisin suçla mücadele ve özellikle suçu önlemedeki etkinliğini artırmak bakımından polise, önleyici hizmetlere ilişkin ve hukuka uygun yetkiler verilmesi hedeflenmiştir. CMK'dan sonra alınması ve saklanması tartışmalı hale gelen delilden sanığa gitmeyi hedefleyen bir sistemin gereği olan parmakizi ve fotoğraf gibi biyometrik verilerin alınması ve sadece kimlik tespiti amacıyla saklanmasını mümkün kılan düzenleme yapılmaktadır. Yine kimlik tespiti amacına yönelik olarak kişilerin DNA örneklerinin alınarak analiz sonuçlarının saklanması ve örneklerin imha edilmesi alınan verilerin gizli olması ve amacı dışında kullanılmaması öngörülmektedir.''
Çalışkan, ayrıca Kabahatler Kanunu ve maç, konser ve toplumsal olaylarda mülki amir tarafından önleme araması yapılmasına yönelik karar verilebilmesini öngören değişikliğin de Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu değişikliğinde yer aldığını kaydetti.
(AA)
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|