Bir fark olmalı
Anlayan anlıyor, bazen belki anlatma, bazen de anlama sorunu çıkıyor. Bir takım meselelerde "kıstas" şudur: "Eleştirdiğin, suçladığın, yerin dibine batırdığın, vahşi, insanlık ve hukuk dışı bulduğun ve o yüzden kendisiyle mücadele ettiklerin gibi davranamazsın." Bunu bir ikincisi izler hemen: "Hele aynı anda, özgürlük, demokrasi, insan hakları, hukuk devleti, Cenevre sözleşmeleri gibi bir takım değer, ilke ve kuralları da benimsediğini, savunduğunu, temsil ettiğini iddia ediyorsan."
Demokratik hukuk devleti ile mesela "terörist" i farklılaştırması gereken temel kıstas değil midir bunlar? Teröristin mubah gördüğü her şeyi, devlet yapabilir mi, yapmalı mı? "Terörizm, insanlık suçudur" diye kabul edilirken, devletler, kimi meşru, haklı, zorunlu gerekçelerin ardında dahi, "insanlık suçu" ve "insana karşı suç" işleyebilir mi? Devlet terör örgütü gibi, devlet görevlisi terörist gibi davrandığında, "devlet adına" yahut "terörizmle mücadele" kapsamında yapılması, belki kimi için makul kılabilir de, meşru, hukuki olabilir mi? Mesele; devlet birimlerinin adam kaçırmadan işkenceye, yargısız infazdan kulak kesmeye, tacize, tecavüze, suikasta, faili meçhul patlamalara filan başvurmalarının sürpriz, kaza, arıza sayılması değil; insanlık ve hukuk dışı eylemlerin, "milletlerarası, evrensel ilke ve kurallara bağlı demokratik hukuk devleti" niteliğine kökten aykırı olmalarıdır. Mesele, teröriste, terörizme herhangi bir ilke yakıştırmak zorunda olmadığımızda dahi, devletin silahlı güçlerinin, istihbarat servislerinin o ilke ve kurallarla değerlendirilmek zorunda olmasıdır. Mesele, teröristle, insanlık dışı davrananla aynı yöntemlerle mücadele edildiğinde, geriye ilkelerden, kurallardan, değerlerden bir şey kalmamasıdır. Teröristin kafa kesmesi, vahşi, iğrenç, canilik her şey, her şeydir. Tartışılabilir mi? Ama devlet adına bir elin bir sanığın yüzüne bastırdığı sigara izmariti, işte o bakımdan çok tartışılır. Şöyle diyeyim: Otoyolda önünüzde slalom yapan, herkesin hayatını riske sokan, hatta ölümcül kazaya yol açan, nasıl deniyor, bir "trafik canavarı" nı dövesiniz, linç edesiniz, öldüresiniz gelmez mibir an için dahi olsa? Yapamazsınız. Polis de yapamaz. Yapan da canavarlaşır ve suç işler. Ama elbette, verginizi tam beyan etmediğinizde sizi falakaya yatıran, hatalı mal üreten fabrikayı sahibinin başına yıkan, baklava çalan çocuğun kollarını kesen, arazi anlaşmazlıklarının nihai çözümünü silahlı çatışma ve düellolara bırakan, gece eve geç gelen komşunuzun kızını babasının balkondan atmasına bir şey demeyen, mahallenin hilekar manavını linç etmenizi seyreden, yan bakınca resmen cop atan, dik bakınca o copu sokan bir devlet de tahayyül ve arzu edebilirsiniz. Bazen hakikaten hak ettiğini düşündüğünüze ibretlik ceza veren, bazen nasırınıza basarken dişinizi de söken bir devlet. Ama bunun için 21'inci Yüzyıl'a kadarki insanlık ve insaniyet tarihi, ne zahmet!
Neyse, bilmiyorum, mesela Avrupa'da kanıtlandığı gibi, "insan haklarına, hukuka, demokrasiye, özgürlüklere bağlı; onların temsilcisi" ABD'nin CIA marifetiyle oradan buradan "terör zanlısı Ortadoğu tipli" kaçırıp uçaklarla taşıyarak işkenceden işkenceye yolculuk ettirmesini nasıl karşılarsınız? Belki, haklı bulursunuz; belki vahşi. İlk ihtimal da bir tercihtir; ikincisi ise, kolay gibi görünür ama çok zordur, her daim tutarlılık ister!
|