Arınç ve mesajı
Uzun zamandır gündemde olmayan "daha fazla demokrasi" talebi Meclis Başkanı Bülent Arınç'ın 23 Nisan konuşmasıyla ses buldu. Arınç, demokratik bir ülkenin Meclis Başkanı'na yakışır bir biçimde, üzerinde önemle durulması gereken mesajlar verdi. Arınç'ın en çarpıcı sözleri "Kırmızı kitap, gizli anayasa" tanımlarına yaptığı eleştiriydi. Ulusal egemenliğin temsilcisi TBMM'nin başkanı olarak "demokratik bir ülkede bu tabirlerin kabul edilemeyeceğini" vurgulayan Arınç, "Bu tanımların gizli antidemokratik bir yönetimi ima ettiğinin" altını çizdi. Türkiye'de yaşanan gerilimin ardında rejim sorunu değil, rejimin sahibi olma tartışması yattığı gerçeğine dikkat çeken Meclis Başkanı, asıl sıkıntının inisiyatif alanını genişletme veya gücünü kaybetmeme çekişmesi ya da kaygısından kaynakladığına haklı olarak işaret etti. Arınç, kamusal alana da demokratik bir tanım yaparak, bu alanı şöyle özetledi: "Her bireyin ayrım yapılmadan haklarının korunduğu, haklardan yararlandığı ve kendilerini özgür hissettiği bir alan." AK Parti iktidarının demokratik atılımlardan vazgeçtiği izlenimi verdiği, milliyetçi vurguyu artırdığı bir dönemde Meclis'ten böyle farklı ve cesur bir sesin çıkması, daha fazla demokrasi isteyen kesimler için umut verici bir gelişmedir. Demokratik özgürlüklerin rejimi tehdit ettiğini ileri sürenlerin sesini yükselttiği bir dönemde, Meclis Başkanı Arınç, arkasında durulması gereken bir çıkış yapmış, Türkiye'nin gerçek önceliklerini doğru biçimde tanımlamıştır. Arınç'a karşı çıkmayı düşünen herkes, ülkenin başının derde girdiği, sarsıntılar geçirdiği dönemlerin özgürlüklerin genişletildiği günler değil, baskı yönetimleri olduğunu akılda tutmalıdır. Devletin; Alevisinden Sünnisine, Hıristiyanından Musevisine, Türkünden Kürtüne, vatandaşları arasında ayrım yapmadan hepsine eşit mesafede durduğu ve davrandığı, laik, demokratik Türkiye huzur ve refaha erişen Türkiye olacaktır. Farklılıklara zaaf değil, bir zenginlik kaynağı olarak bakabilen bir devlet anlayışı, bütün vatandaşlarını kucaklayacak, gereksiz gerilimlerin önüne geçebilecektir. Ancak kendi gücünü, konumunu kaybetmek istemeyenler böyle bir gelişmeden rahatsız olur. Türkiye, AB standartlarında gerçek bir demokrasi olacaksa, gizlisisaklısı olmayan demokratik bir Anayasa'ya sahip olması yeterlidir. Ancak bunun için demokratik bir irade gereklidir. İlk gerilimde geri adım atmaya hazır olduğunu, hak ve özgürlüklerde kısıtlama yapmayı kabul ettiğini gösteren bir iktidarla Arınç'ın anlattığı çizgiyi tutturmak mümkün olmaz. Kimilerinin rahatsız olduğu bu konuşmayı AK Parti önde gelenlerinin dikkatle bir kez daha okuyup kendilerine çeki düzen vermelerinde fayda var. 23 Nisan'ın benzer demokratik bir yaklaşım gösteren bir başka ismi ise Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özkök idi. Özkök'ün kendisinden ısrarla Arınç'ın konuşmasını değerlendirmesini isteyen gazetecilere verdiği cevap gerçekten anlamlıydı: "Nasıl bir Genelkurmay Başkanı görmek istiyorsanız, sorularınızı o şekilde sorun." Gerçekten de, Türkiye'nin sivil kesimleri yeniden bir Evren görmek ister havada davranıyor. Genelkurmay Başkanı'nı bu tavrı nedeniyle kutlamak gerekir.
|