|
Başkana bakarım karısına bakmam
|
|
Merkez Bankası Başkanı'nın bu kadar geç atanması hakkında ne düşünüyorsunuz? -Sonunda uzlaşmayla bir başkanın atanmasını çok müspet buluyorum. Uzlaşmayı öğreniyoruz, bu bence çok önemli. Beş hafta oldu ama sonunda uzlaşmayla oldu. Konu buraya geldi, iyi oldu. Durmuş Bey'i kutluyorum. Kendisi hakkında çok müspet şeyler duyuyorum, okuyorum. Ayrıca beni bir şey daha çok memnun etti, o da kendisinin çok yoksul bir aileden geliyor olması. Bu ne demek? Başarı demek. İngiltere'ye tahsile gitmiş, geldiğinde Merkez Bankası'nda çalışmaya
başlamış. Başarısının sonucunda da başkan olmuş. Bu öykünün Türkiye'de yaşayan gençler için çok umut verici, güzel bir örnek olduğunu düşünüyorum.
Eşinin başının kapalı olması, bu sefer onun seçilmesini engellemedi. -Neden? Çünkü başarı önde. Başarı önde olduğu için uzlaşma önde oluyor. Türkiye'nin buna çok ihtiyacı var. Türkiye'nin her kıymetli beynini, verimli çalıştırabildiği ve insanın kıymetinin bilindiği bir ortama ihtiyaç var. Bizim ülke olarak, öyle, böyle diyerek kaybedecek bir vaktimiz yok. Bizim kıymetli insanlarımızın önemli görevlerde, verimli görevlerde, verimli olacakları yerlerde olması lazım.
Merkez Bankası Başkanı'nın eşinin başının kapalı olması, kıyafeti, kapısının önünde çıkarılmış misafir ayakkabıları eleştirildi. Modern bir işkadını olarak, böyle bir fotoğraftan rahatsızlık duydunuz mu? -Ben Merkez Bankası Başkanı'na bakıyorum, eşine değil. Başkan'a bakıyorum. Merkez Bankası bir okuldur. O okuldan yetişmiş, İngiltere'de ihtisas yapmış, saygınlığı olan başarılı bir Merkez Bankası başkanımız var bugün. Ona bakmalıyız.
Karısı kimseyi ilgilendirmez mi? Görev sahibi önemli. Görev budur. Bazı şeyleri birbirine karıştırmamalıyız. Ben onun için söylüyorum, başarı odaklı olmalıyız. Elmalarla armutları karıştırmamalıyız.
Uzlaşma diyorsunuz ama bir de temsil sorunu var. Sık sık yurtdışında Türk kadınını temsil eden bir işkadınısınız. Türkiye bu temsil hikâyesine, lider eşlerine takılıp kalıyor. Bu konuda nasıl uzlaşacağız? - Şuna özen göstermemiz gerek. Bizi ayrıştıranları değil, birleştirenleri konuşmalıyız. Ortak paylaştığımız değerleri, ortak aklı, bazı idealleri paylaşmalıyız. Dahi iyi insan hakları, daha iyi hukuk düzeni, daha iyi eğitim olanakları istemeliyiz. Avrupa Projesi bu anlamda bizi birleştirecek ortak bir idealdir. Bunlara sahip çıkmalıyız. Mevlana var, Nâzım Hikmet var, o kadar çok ortak konu var ki.
Ortak konularda bile tartışıyoruz, Güler Hanım, Nâzım Hikmet bile ancak şimdi ortak değer oldu. -Geçenlerde Sakıp Bey'i andık. Koro klasik Türk musikisi söyledi. TRT'den naklen verildi. Reyting rekorları kırmış. Hepimizin sevdiği şarkılar değil mi? Demek ortak beğeniler çok.
O biraz da Sakıp Sabancı sevgisinden. Siz de uzlaşmacı tavrınızla onu anımsatıyorsunuz aslında. -Elimden geldiği kadar uzlaşmacı olmaya çalışıyorum. Ben çözüm seven, çözüm odaklı biriyim.
|