kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 

ABD'nin kararsızlıkları bizdekinden daha fazla...

Önemli bir soruya cevap bulmamız gerekiyor. Bu soruyu hemen hatırlatalım:
- ABD'nin mi, yoksa Türkiye'nin mi kararsızlıkları daha fazla?
ABD Dışişleri Bakanı Rice'ın Ankara ziyaretine bir gün kala bu soruya cevap bulabilirsek, Rice'ın ziyareti daha büyük kararsızlıklara belki neden olmaz.
Şu anda ABD, gerçek bir siyaset ve strateji kargaşası yaşıyor. Irak'taki sonu belli olmayan serüven, bu ülkeyi yeniden "Vietnam Sendromu" benzeri bir ruhsal bunalıma itmiştir. Geçmişte görülmemiş bir siyasi kamplaşma, Cumhuriyetçilerle Demokratları, birbirlerinden ayırmaktadır. ABD ordusu bile bu kamplaşmanın zeminlerinden biri halindedir. Savunma Bakanı Rumsfeld'e karşı emekli generallerin yaptığı çıkış, geçmişteki Başkan Truman-General MacArthur gerginliğini hatırlatır niteliktedir.
Ancak muhalefetteki Demokratlar da henüz "Irak'tan çıkış" planı üretebilmiş değiller.
"Tek Süper Güç" olmanın getirdiği güven ise, Rusya'nın enerji kaynaklarına olan egemenliğinin kanıtlanması ve Çin'in artan hem ekonomik, hem de askeri gücü ile sarsılmıştır. Bush'un destekçisi Berlusconi İtalya'da yenilmiş, en yakın ortak İngiltere'de ise Blair'in durumu sarsılmıştır. Yani ABD için Avrupa da, kararsız bir coğrafyadır.
İçeride ise Amerika'yı güç kullanarak dünyaya demokrasi götürmesi için yönlendiren Neo-Con'lara, şimdi Evangelizm'i bir Amerikan ideolojisi gibi sunan dinci "TheoCon" lar eklenmiştir.
Bu kararsızlıklardan doğan boşluğu, İran'a karşı bir saldırı öneren şahinlerin çıkışı doldurmaya çalışıyor. Yakın tarihin halktan en düşük desteklenme oranını alabilen Başkan Bush da, bir ortak düşman üretip, Amerikalıları ürkütmeye çalışmakta.
Özetle ABD bir geçiş dönemi yaşıyor. Böyle dönemlerde dünya politikasına istikrarsızlıklar egemen olur. Süper devletler kendi dertlerine çözüm bulamadıkları için, müttefiklerinin de sorunlarını anlamazlar.
Süper olmayan devletlere ise, böyle geçiş dönemlerinde, süper devletlerden daha akılcı ve hesaplı davranmak görevi düşer.
Örneğin Türkiye, Irak'ta kendi büyük yarasına merhem bulamayan ABD'nin, Irak topraklarındaki PKK konuşlanmasına çözüm getirmesini fazlaca beklememeli, kendi sorununa kendi çözüm yollarını üretmelidir. Hele İran'la dayanışmaya girip, Irak topraklarına dönük güvenlik üretme projelerine asla yaklaşmamalıdır.
Türkiye bu kargaşada, İran'la ABD'nin arasına girmek, Ortadoğu krizlerinde aktif rol oynamak, Sünni-Şii çatışmasına karışmak gibi hevesleri bırakmalıdır.
Türkiye Filistin'deki Hamas seçim zaferinden sonra, ABD'nin "Büyük Ortadoğu Projesi" nin kadük olduğunu da artık anlamalıdır.
Türkiye kendi büyük stratejik projesi olan "AB üyeliği" ne, bu dönemde büyük ağırlık vermelidir. Bu projeyi baltalayacak anti-demokratik çıkışlardan kaçınmalı, Türkiye'nin sivilliğini ve demokratlığını gölgeleyecek gelişmeler durdurulmalıdır. "Güvenlik" gerekçesiyle özgürlükler kurban edildiği anda, zaten Türkiye'nin gözünün üzerinde kaşını arayan anti-genişlemeci AB'liler, bunu fırsat bilip, üyelik müzakerelerini durdurmayı deneyebilirler.
Bu dönemde Türkiye'nin yarınına dönük hedeflerini en fazla sarsacak görüntü, bir askersivil gerginliğinin yaşandığı izlenimi veren belirtilerdir.
Özetle, ABD Dışişleri Bakanı Rice Ankara'da, Washington'dakinden farklı bir kararlılık ve akıl ortamı bulmalıdır. Rice, ABD gibi Türkiye'nin de kararsızlıklarla dolu bir geçiş dönemi yaşadığını hissederse, bu ziyaret ne Türkiye ne de ABD için ortak sorunlara bir katkı sağlar.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Kapı önündeki ayakkabılar krizi yaşanıyor   / 23-04-2006
 Siyaset de değişmeli   / 22-04-2006
 Rice Ankara'da her şeyi bilmeli   / 21-04-2006
 Cumhurbaşkanı olmak kişiyi mutlu kılmaz mı?   / 20-04-2006
 Krizler ve sertlik birilerinin de işine yarar   / 19-04-2006
 Hüsamettin Özkan sonunda "Basın Kulübü"nde konuştu   / 18-04-2006
 Tayyip Erdoğan
Necdet Sezer
ve Turgut Özal...
   / 17-04-2006
 Servet mi, iktidar mı insanı daha güçlü kılıyor?   / 16-04-2006
 "Çağdaş olalım" diyerek çağdışı olmamalıyız...   / 15-04-2006
 Bilgisiz, iletişimsiz, katılımsız demokrasi modeli...   / 14-04-2006
ALİ KIRCA
Gurbet bizim içimizde...
Aslında gecikmiş bir yazı bu.
YILMAZ ÖZDİL
Bayrak...
Aziz Akgül diye bir arkadaş var.
AKP...
ERGUN BABAHAN
Galatasaraylılar kızmasın Fenerbahçe'yi yazdım
Bir...
MEHMET BARLAS
ABD'nin kararsızlıkları bizdekinden daha fazla...
Önemli...
UMUR TALU
Çocuk kalsın!
Tamam, çocuk; öyle olsun. Bayramın adı,...
ERDAL ŞAFAK
Ya sev ya terk et
Türkiye'nin 1970'lerden bu yana aşina...
MEHMET ALTAN
AKP'nin 28 Şubat'ı...
AKP'yi iktidara getiren en önemli...
Ya sev ya terk et
Fransa İçişleri Bakanı Sarkozy, varoş isyanı ve öğrenci eylemlerinden...
NeoCon'lar Cheney yerine Rice'ı istiyor
Beyaz Saray'da imaj tazelemek için yapılan 'küçük' isim...
Nazım'ın şiiri Mozart'ı yendi
Nazım'ın şiiri Mozart'ı yendi
Galatasaray'ın stres atmak için denediği "Mozart'lı idman" pek işe...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu