|
|
Türkiye Arınç'ın sözlerini tartışıyor
TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın laiklik ve türban ile ilgili açıklamaları gündeme bomba gibi düştü.
CHP'li Topuz, Arınç'ı İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad'a benzetti. Anavatan Genel Başkanı Mumcu: Kamplaşma yaratılıyor. DYP Genel Başkanı Ağar: Hükümet üyeleri ayrı tellerden çalıyor. DSP Genel Başkanı Sezer: Arınç'ın kafasında bir 'rejim sorunu' var. SP Genel Başkanı Kutan: Sayın Arınç'ı destekliyorum. Demirel: Laikliğin nesinden şikayetçiyle onu söylesin
***
CHP Grup Başkanvekili Ali Topuz, TBMM Başkanı Bülent Arınç'ı İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad'a
benzeterek, "Bülendinejad'' olma gibi bir isteği var" dedi.
Topuz, Arınç'ın tarafsızlık kimliğini zedeleyen bir tutum içinde olduğunu söyleyerek, ''Meclis Başkanı, Meclis'in düzenli çalışmasını sağlamakla yükümlüdür. Bunu yerine getirmemiş bir Meclis Başkanı'nın, kendisine ait olmayan alanları yönetmeye kalkışması, ideolojik, bir takım iddiaların sahibi haline gelmiş olması, esef vericidir'' dedi.
Topuz, parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın, dün 23 Nisan özel oturumunda Genel Kurul'da yaptığı konuşmasını değerlendirdi.
Arınç'ın, sadece dünkü değil, son zamanlardaki konuşmalarında Meclis Başkanlığı'nın tarafsızlık kimliğini zedeleyen bir tutum içinde olduğunu savunan Topuz, bunun, TBMM İçtüzüğünde ve Cumhuriyet geleneklerinde yeri olmadığını söyledi.
Meclis Başkanlığı'nın, Meclis'in birliğini temsil eden, tarafsız yönetilmesini sağlayan bir makam olduğuna işaret eden Topuz, Meclis Başkanı'nın, başbakan, cumhurbaşkanı ve bir siyasi parti lideri olmadığını kaydetti. Topuz, Meclis Başkanlığı'nın, bir siyasi polemik yapma, sağa-sola buyruk verme, devletin kurumları, Anayasası ile mücadele etme yeri olmadığını ifade etti.
CHP Grup Başkanvekili Ali Topuz, Meclis Başkanı Bülent Arınç'ın çıkışının ''gündemde yer alma arzusu ve siyasi geleceğiyle ilgili'' olduğunu ileri sürerek, ''Arınç, AKP'nin içinde birilerinin önüne geçmek istiyorsa, Meclis Başkanlığı'ndan ayrılsın, partinin içinde ne yapacaksa yapsın'' dedi.
Topuz, Parlamento'da düzenlediği basın toplantısında, Arınç'ın gizli anayasadan söz ettiğini, ancak bu anayasanın kime ait olduğunu ve egemenliği çarpıtan kurumları söylemediğini belirtti.
''Bu kadar lafı söyleyen insan, o cesareti de gösterip, 'o kurumlar şunlar' der'' diyen Topuz, Türkiye'de gizli anayasası varmış gibi davranan pek çok çevrenin bulunduğunu, bunlardan birinin de Arınç ve AK Parti olduğunu savundu.
Ali Topuz, bürokrasideki laiklik karşıtı kadrolaşmanın, bu gizli anayasasının öngördüğü bir kadrolaşma olduğunu ileri sürerek, Meclis Başkanı'nın, yürürlükteki Anayasa ile sorunları olanların en başında gelenlerden biri olduğunu iddia etti. Topuz, Arınç'ın, başkalarını ''gizli anayasası var'' diye suçlamaya yeltendiğini öne sürerek ederek, şöyle konuştu:
''Gizli anayasası olduğunu söyledikleri, herhalde yargı organları,Silahlı Kuvvetler, Cumhuriyet'in Anayasal düzeni içinde oluşturulmuş kurumlarıdır. Bunları çağdaş demokrasi ile bağdaşır görmemektedir.Meclis Başkanı'nın, kendi partisi içindeki olası gelişmeler, önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimi, kim cumhurbaşkanı, kim başbakan, kim AKP genel başkanı olacak...O zannediyor ki bu saltanat böyle devam edecek. Bu makamlarda kim olacak. Kendisi bunların mümkünse hepsini üstlenebilecek, değilse hangisini üstlenecek anlayışından kaynaklanan bir acelecilik içerisinde, toplumda, Anayasal kurumlar arasında güvensizlik ve gerginlik yaratacak bir ortamı yaratmakta beis görmüyor. Bu çok büyük bir sorumsuzluktur.''
''ANAYASA'YI OKUMAZ MISINIZ?''
TBMM Başkanı Arınç'ın, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nin Meclis'e gelmediğine yönelik sözlerini de anımsatan Topuz, ''Sayın Meclis Başkanı siz Anayasa'yı okumaz mısınız? İdare hukukunu bilmez misiniz?'' diye sordu.
CHP Grup Başkanvekili Topuz, bu belgenin, hükümetin kararı olduğuna işaret ederek, ''Sizin buna itirazınız varsa, kimden şikayetçisiniz. Siz yoksa, hükümetinizden mi şikayet ediyorsunuz? Yoksa bu yetkilerin Meclis'e ait olduğunu mu zannederek konuşuyorsunuz?'' sorularını yöneltti. Topuz, TBMM'nin bilgisi olmadan, dış politikayla ilgili pek çok işin yapıldığını savundu. ''Meclis Başkanı'nın çıkışı, gündemde yer alma arzusu, tamamen kendisinin siyasi geleceğiyle ilgilidir'' diyen Topuz, şunları kaydetti:
''Sayın Meclis Başkanı, cumhurbaşkanlığı seçiminin niye tartışıldığını bir ayıpmış gibi Meclis'te değerlendirdi. Hatta, biraz ona yakışmayan bir üslupla da 'bu tartışmaların yapılması, Sayın Cumhurbaşkanı'na saygısızlık anlamına gelir' dedi. Bununla siz Cumhurbaşkanı'na yaranacağınızı mı zannediyorsunuz? Sayın Meclis Başkanı, pek çok davranışınızla, Sayın Cumhurbaşkanı'na saygısızlık anlamını taşıyan tutumlar içinde oldunuz.''
''İRTİCANIN TA KENDİSİDİR...''
Ali Topuz, hükümetin, sonbaharda bir erken seçim hazırlığında olduğuna yönelik ciddi belirtiler olduğunu ifade etti. TBMM Genel Kurul Salonu'nda 22 Nisan'da yapılan Türkiye Öğrenci Meclisi toplantısında, öğrencilerin antlarında laiklikten bahsedilmediğini belirten Topuz, ''Bu iktidarın, Arınç dahil, laikliğe karşı tavırları, Anayasa sınırları içerisinde suç teşkil edecek noktaya gelmiştir'' dedi.
Topuz, Türkiye'de irticai bir hareketin olduğunu savunarak, ''Laiklikten, çağdaş hukuktan ve eğitimden rahatsız olanlar, çağdaş olmayan bir hukuk sistemini Türkiye'ye getirmek isteyen zihniyettir. Bunun adı siyasi literatürde irticanın ta kendisidir'' diye konuştu.
"BÜLENDİNEJAD OLMA İSTEĞİ VAR"
TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın, İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'a benzeme gibi bir arzu, ''Bülendinejad'' olma gibi bir isteği olduğunu iddia eden Topuz, bunu, Türkiye ve Arınç için tehlikeli bulduğunu savundu. Topuz, Arınç'ın, İran'a benzemekten mutlu olacak bir anlayış içinde bulunduğunu ileri sürdü.
''ÇOCUKLARIN SIRTINDAN SİYASET YAPILMASIN''
''Arınç, başbakan, parti lideri gibi konuşacak, siyasi polemiklerin tarafı olacaksa, bir an önce bulunduğu makamı boşaltması gerekir'' görüşünü dile getiren Topuz, ''AKP'nin içinde birilerinin önüne geçmek, boşaltılan yere geçmek istiyorsa, Meclis Başkanlığı'ndan ayrılsın, partinin içinde ne yapacaksa yapsın. Meclis'i böyle bir şeye alet etmesin. Meclis'i kullanmak kimseye onur getirmez'' diye konuştu.
Topuz, PKK'nın eylemlerde çocukları öne sürdüğü gibi, Öğrenci Meclisi ile çocukların sırtından siyaset yapılmamasını isteyerek, bunun basit düşünceler içerisindeki, ilkel tertipler olduğunu sözlerine ekledi.
ANAVATAN: KAMPLAŞMA YARATILIYOR
Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, ''Arınç'ın türban konusundaki açıklamalarına'' ilişkin soruyu yanıtlarken, bu konunun Anayasa ile ilgili olduğunu dile getirdi. Laikliğe getirilecek tanımlama ve Yükseköğretim Kurulu'na ilişkin yapılacak kapsamlı reformun, Cumhuriyet ilkelerinden taviz vermeden, demokrasi çerçevesinde sorunun çözümüne imkan tanıyacağını kaydetti.
''AB'nin belirlediği normları, standartları, kriterleri, anlayışı hayata geçiririz ve bu sancılardan kurtuluruz'' diyen Mumcu, ''iktidarın, bu sorunları çözmek yerine, bu sorunlar etrafında bir kamplaşma yaratarak, siyasi fayda elde etmeye çalışıyor gibi göründüğünü'' söyledi.
DYP BAŞKANI AĞAR: HÜKÜMET ÜYELERİ AYRI TELLERDEN ÇALIYOR
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar da TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın açıklamalarına değinerek, "Hükümet üyeleri ayrı tellerden çalıyorlar. Görüyorsunuz iktidarın başbakanı başka, Meclis başkanı başka, başbakan yardımcıları başka, hepsi bir telden çalmaktadırlar. İktidarda muktedir olmamanın ezikliğini, çaresizliğini ve zavallılığını nutuklar suretiyle gidermenin kendi kendilerine tatmini peşindeler" dedi. SEZER: ARINÇ'IN KAFASINDA BİR 'REJİM SORUNU' VAR
Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Zeki Sezer, TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın dün Meclis'te yaptığı konuşmayı değerlendirdi. Sezer, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın, Cumhuriyet rejimine, niteliklerine, kurumlarına, bu kurumlar arasındaki ilişkilere ve devletin işleyişine ilişkin temel düzenlemelere yer verdiğini ve bu düzenlemelerin Türkiye'de rejimin çerçevesini oluşturduğunu ifade etti.
Türkiye Cumhuriyeti'nin temel kurumlarının Anayasa'daki öngörüler doğrultusunda yetki kullanmakta ve görev yapmakta olduğunu kaydeden Sezer, TBMM Başkanı Arınç'ın farklı yorumlar nedeniyle tartışmaların odağında yer aldığını belirttiği 'laiklik' ilkesinin de Anayasa'nın 24. maddesinde somutlaştırıldığını hatırlattı. Sezer, Arınç'ın görüşlerinin gerek Anayasal kurumlar gerek laiklik ilkesi bakımından Anayasa çizgisinden çok farklı olduğunu öne sürerek, açıklamasına şöyle devam etti: "Konuşmasında 'Türkiye'nin bir rejim sorunu yoktur' demesine karşın, Arınç'ın kafasında bir 'rejim sorunu' olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Sayın Arınç'ın mensubu bulunduğu iktidar partisi, her vesileyle Cumhuriyet'in kurumlarını ve ilkelerini yıpratma konusunda çaba göstermektedir. Meclis Başkanlığı gibi yüce bir makamda oturan Sayın Arınç'ın da buna, yer yer iktidarı da hedef alacak boyutlarda katkıda bulunma hevesinde olduğunu görmek düşündürücüdür."
SP BAŞKANI KUTAN: SAYIN ARINÇ'I DESTEKLİYORUM
Saadet Partisi ( SP ) Genel Başkanı Recai Kutan, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) özgür olduğunu söylemenin tam mümkün olmadığını belirterek, başkan Bülent Arınç'ın dün yaptığı "demokrasi manifestosu" niteliğindeki konuşmasını desteklediklerini söyledi.
Kutan, "Başkan Arınç'ın da dediği gibi parlamento yetkileri erozyona uğratılmaktadır. Meclis'in özgür olduğunu söylemek mümkün değil. Arınç'ın açıklamalarını destekliyorum" dedi.
DEMİREL: LAİKLİĞİN NESİNDEN ŞİKAYETÇİYLE ONU SÖYLESİN
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de, Gazi Üniversitesi 100. Yıl Konferans Salonu'ndaki konferansta Bir öğrencinin, ''TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın 'Türkiye'de rejim sorunu değil bu rejimi sahiplenme sorunu var' ve 'Laikliğe karşı çıkan yok. Ancak günün şartlarına uygun yorum farklılıklarını ortadan kaldırmak gerekir' sözlerini ve bu konuşmasını nasıl değerlendiriyorsunuz'' sorusu üzerine, şunları kaydetti:
''Bir konuşma hakkında iyi demek de kötü demek de yanlış. Bu konuşma bir takım düşünceleri ihtiva ediyor. Hemen bunun karşısına dikilip cevap vermek de mümkündür. Verirler de zaten. Ama söylenen şeylerin altında neler var ona bakmak lazım. Kişi neden şikayet ediyor? Eğer söylenen şeylerin altına iyi bakmadan söyleyenin üstüne varılırsa insanlar konuşmayı başaramıyorlar, yaratıcı da olmuyorlar. En ters şeyleri kim istiyorsa bırakın söylesin. Cevabı yok mu? Var. Eğer cevabınız yoksa zaaf içindesiniz zaten. Laiklik mi diyorsunuz. Neresi tartışılacaksa gelin tartışalım. Müslümanlığın en iyi uygulandığı ülke Türkiye. İslam'ın bütün şartları yerine getiriliyor. Kim bunlara mani? Bu, 'Laik Türkiye'den ne şikayetin var?' sorusunu sormaya yetmez mi? Yeter. Sayın Arınç veya başka birisi, laikliğin nesinden şikayetçiyse onu söylesin. Gelin Türkiye'yi geriye götürmeyelim. Kimse geriye götüremez. Sizler Cumhuriyetin 5. neslisiniz. Ben cumhuriyetin birinci nesliyim. Hala Cumhuriyet bir tehdide maruz kalır diye bir şüphe içinde olamam. Sizden şüphe içinde olamam çocuklar.''
(AJANSLAR)
|