|
|
'Ben de annemi o vaziyette görsem, ölürüm yani...'
- Siz kendi boşluğunuzu seviyor musunuz? - Onu doldurmaya çalışıyorum aslında, sürekli bir şeyler yapıyorum o dolsun diye. Sürekli atlamalarım var benim, ilgi atlamalarım. Bir hafta birdenbire Osmanlı tarihine takıyorum diyelim, Allah Allah, ağzımın suları akıyor, araştırıyorum, önümde tarih atlasları, kitaplar okuyorum filan, ertesi hafta unutuyorum onu, başka bir şeye geçiyorum.
- Belki de bu yüzden hiçbir şeyin "virtüozu" olamıyorsunuz, hayatta yani..? - Benim söz yazarlığım biraz virtüözlük aslında ama virtüözlük artık günümüz koşullarında, dönemsel olarak da uygun bir şey değil. Çok yönlülük daha önemli artık. Uyduruyorum ama şu anda bir yazar saksafon da çalıyorsa daha iyi yazar oluyor artık. Bunun doğru olduğundan emin olamıyorsan çağın gerisinde kalma durumun olabiliyor.
- Hiçbir şeyle o kadar da faşizan bir ilişki kurmayayım, bir şeyin üzerinde bu kadar baskın olmayayım isteği olabilir mi? - Virtüözlük denen şey aslında benim hayatta olmak istediğim durum değil. Virtüözlük denen şeyin kurallarının baştan konulduğunu ve herkesin ona uyduğunu, bence herkesin birbirine benzediğini düşünüyorum. Kolay değil ama yöntemleri belli, ne yapacağın da belli. Ben öyle şeyleri hiç sevmiyorum. Ben en iyi olmak istemiyorum ki, ben tek ve eşsiz (unique) olmak istiyorum. Yani ben kendimi bir sanat eseri olarak görüyorum. Bunu yapmaya çalışıyorum. Herhangi bir sanatın formlarını değil. Ben kendi bedenimi, kendi içimi, Teoman'ı sanat eseri yapmak istiyorum. Bir şeyin dibine kadar gidiyorum, sonra da bırakıp gidiyorum mesela. Bokunu çıkarıyorum yani.
- Takıyor musunuz son görüntüleri? - Takmıyorum vallahi. Çok mutluyken de oluyormuş yani, inandırıcı değil ama ben bunu biliyorum artık. Çünkü çok keyifliydim. Şöyle bir şey var ama; ben ne zaman çok mutlu olsam hep çok içiyorum. Ondan dikkatli olmam lazımdı.
- Mutluluğu taşıyamamak olmasın? - Seretonin seviyemi olması gereken yerde tutmak için aldığım anti-depresanlar, beni içkiliyken manik faza çabuk gönderiyor. Alkolle karışırsa olan bu. Bir senedir düşük dozda kullanıyorum ama gene de alkol beni başka insanlardan daha fazla etkiliyor. Kimyasal olarak.
- Anti depresansız yaşayamaz mısınız? - Yaşıyorum. Onu da denedim. Bıraktığım zamanlarda bakıyorum biraz, tamam diyorum ben bunsuz olabiliyorum, sonra düşük dozda devam ediyorum. Çünkü insan kendi içindeki yavaş yavaş gelişen şeylerin farkına varamayabiliyor, o yüzden bir bakıyorsun dibe vurmuşsun.
- Kimseye sormadan mı alıyorsunuz bu ilaçları? - Doktora sorarak alıyorum. Bir kere kendi başıma bırakmıştım, benim buna ihtiyacım yok diye, çok kötü olmuştum. Ama zaten çok düşük dozda alıyorum artık. Beni manik yapıyor, depresif hiç yapmıyor ama.
- Adrenalin eksilince vücuttan daha az yaratıcı olmuyor musunuz? - Boş ver, hiç şarkı yazmasak da olur, ben memnunum halimden. Üstelik ben her halimle yazabiliyorum nasılsa. Ben şuradan gitarı ve kalemi kağıdı alsam beş dakikada şarkı çıkarırım gene sana.
- Yani rahatsız bir adam gibi gözüküp rahat ve kolay yaşıyorsunuz da denebilir? - Fazla kolay bile olabilir.
|