|
|
|
|
|
|
Filiz Akın ilk kez röportaj yaptı
Köşesinde "Nil Karaibrahimgil ile röportaj yapmak isterim" diyen Filiz Akın bunu gerçekleştirdi.
"Biz şişirilen bir balonsak uçmamak için havayı almalıyız''
Filiz Akın, köşesinde "küçük filozof" diye tanımladığı genç şarkıcı Nil Karaibrahimgil ile röportaj isteğini gerçekleştirdi. Karaibrahimgil bu heyecanlı röportajda ailesinden felsefe merakına, kıyafet seçiminden aşk hakkındaki düşüncelerine kadar bütün soruları yanıtladı.
Bazı insanlar vardır olduğu gibi kabul edip seversiniz. Bazılarını da beğenerek seversiniz. Bazılarını da hem beğenerek seversiniz hem de ilginç bulduğunuz için merak edersiniz. Son zamanlarda hiç tanımadığım, görmediğim ama düşünce dünyasının şifrelerinde karşılaşıp yakınlaştığım Nil Karaibrahimgil ile röportaj yapma fikri düştü aklıma... Geçen haftaki yazımda yetişemediğim ama yapmak istediğim şeylerden bahsedince gazetemiz Sabah'tan Figen Yanık'ın dikkatini çekmiş, bizi buluşturdu. Birkaç kere yaşamış gibi olgun, Sezen Aksu gibi bilgece laflar eden çıtı pıtı, duru bir güzelliği olan bir genç hanım veya 17-18 yaşlarında duran kıpır kıpır zeki bir çocuk... Ben de size hiç tanımadan sevdiğim bu küçük filozofu tanıtmak istiyorum. - Batılı bir tarzın var, düşünce yapın bizim klişe kalıplarımızın dışına çıktığı için bana çok iyi Türkçe öğrenmiş bir yabancı gibi geliyorsun. Kendini ifade edişin çok sevimli.. Çok yabancı ülkede bulundun mu? Ailenin kökenleri nereye uzanıyor? - Aslında öyle yurtdışında doğmuş büyümüş bir durumum yok. Annem de babam da buralı... Anneannemin tarafında Selanik ve Gürcistan'dan olanlar var. Ailemde aslında sanatçı çok fazla... Anneannem felsefe öğretmeniymiş, babaannem şair, amcam ve babam da müzisyen. Dolayısıyla sanatın çok olduğu bir ortamda doğdum. Boğaziçi Üniversitesi'nde okumamın da sizin böyle algılamanızda etkisi olabilir. - En azından çok yabancı eser okumuş olmalısın... Hangi yazarları seviyorsun? - Evet, çok İngilizce kitap okuyorum. Alain De Botton'un kitaplarını çok seviyorum. Felsefeyi günlük hayata çok güzel uyguluyor. Çok derin bir felsefe bilgisi var. Ama bir çay sohbetine ya da sevgilisiyle yaptığı bir Barbados gezisine Descartes'ı sokabiliyor. Çünkü zaten Descartes onların hepsinin içinde... Herkes Nietzsche'yi Kant'ı anlamayabilir. Dilleri soyut biçimde kapalı, ama günlük hayatta bunu örnek vererek anlattığın zaman insanları felsefeyle tanıştırıyorsun. - Nasıl bir çocuktun? Yaramaz mıydın? - Çok fenaymışım o konuda. Annem anlata anlata bitiremez. Aşırı bir yaramazlık.. Herkesi ısıran, koltukların üstünde zıplayan, sürekli şikayet gelen... Annem ben doğduğum zaman sigaraya başlamış. Allahtan sonra bırakmış ama çocukluğumun çok zor olduğu anlatılır. - Çocukken de çok güzeldin diye düşünüyorum. Böyle güzel çocuklar pek kitaba yönelmezler. Sense bir kitap kurduna benziyorsun... - Haklısınız, güzel olanın zaten kendini var etmek için elinde büyük bir sermayesi var. Ben hiçbir zaman 'Ay ne kadar da güzelim, başka hiçbir şey yapmama gerek yok' demedim. Keşke biraz da böyle düşüncelerim olsa.. Bu konuda kendime güvenim çok fazla değil. Ama bunun bence avantajları da var. Çünkü kendini başka bir şey olarak da göstermek istiyorsun. Güzelliğin çok da önemli bir şey olmadığını düşünen bir ailede büyüdüm. Senin eğer hayatta insanlara verebileceğin başka şeyler varsa önemli olan bu.. Ben biraz da o kaslarımı geliştirdim. - Felsefe merakın nereden geliyor? Çok okuyan bir çocuk muydun? Çünkü günlük yaşantıyı aktarırken bile felsefi bir temel var yazılarında... - Felsefe, düşünmekten geldi. Aslında bugün onu düşündüm, bir yazınızda benim için "küçük filozof'' demişsiniz, o beni acayip mutlu etti, çok güzel bir kelime gerçekten, kimse benim için daha önce böyle bir şey s ö y l e - m e - mişti. 'Hakikaten öyle miyim', diye düşündüm ve aklıma şöyle bir şey geldi; o bir rehber olabilir, hepimiz hayatı anlamak için bir şeyler karıştırıyoruz, benim karıştırdığım kitap o... Ben daha çok "Neden buradayız'' üzerine düşünülen şeyleri okuyorum. Bu ister istemez şarkılara ve yazılara giriyor. - İnsan zamanla kendini beğendirmek için bir ürün haline geliyor ve o ürünü beslemek zorunda kalıyor. Ben onun için senin tutumunu beğeniyorum. Şöhretle, şişirilmiş egoyla kendini ortaya koymak başka bir şey. - Bir şekilde biz şişirilen bir balonsak bir yerden havayı almak gerekiyor. Yoksa uçup gidiyorsun. - Şöhret beklediğin mi yoksa beklemediğin bir şey miydi? - Benim içimde müzik her zaman vardı ama ailemde 'Kızımız müzisyen olsun' isteği yoktu. Ama belli ki benim içimde böyle bir şey fokurduyor, onu da görüyorlar. Onların tercihi kızımız uluslararası ilişkilerden mezun oldu, belki diplomat olur, hadi birazcık çatlak, reklamcı olsun, öyle bir yeteneği var, belki fikirler bulur, şeklindeydi. İşte öyle bir dönemde hayatın sizin hiç beklemediğiniz bir an 'U' dönüşü oluyor ya..
Filiz AKIN
|
|
|
|
|
|
|
|
|