|
|
Eleştirirken ipin ucunu kaçırdığım olur
-Hıncal Bey, bu programda sizin hoşunuza giden şey ne, gitmeyen şey ne? - Hıncal Uluç: Hoşuma gitmeyen hiçbir şey yok. Buraya program yapmaya değil, arkadaşlarımla sohbet etmeye geliyorum. Biz birbirimizle şakalaşıyoruz, birbirimizi hicvediyoruz, destekliyoruz, yerin dibine sokuyoruz. Dört kişi burada müthiş eğleniyoruz. O arada birileri de sağa sola kamera koyup çekiyor.
- Nebil Bey "Biri öfkelenecekse, o Hıncal Abi oluyor" dedi. Bazen ipin ucunu kaçırdığınızı düşünüyor musunuz? - H.U: Kaçırıyorum. Bu programda benim açımdan önceden hazırlanmış hiçbir şey yok. O andaki duygularım, gerçek duygularım.
- Haşmet Babaoğlu: "Yaşamdan Dakikalar"da Hıncal Abi'nin öfkesinin taştığını görmedim, çünkü ben "90 Dakika"yı biliyorum!
- Nebil Özgentürk: Ama hiçbir bölümünü kesmiyoruz. Teknik olarak kesmemiz gerekse bile...
- Peki, o ipin ucu kaçınca dost kaybettiğiniz oldu mu? - H.U: Dost kaybettiğimi düşünmüyorum. Bana yüz çevirenlerin benim arkadaşım olmadığı ortaya çıkıyor. Tam tersine bu sayede sağlam arkadaşlarımı tanıdım. Mesela Haldun Dormen'i eleştirdikten sonra kendisine bir tiyatro galasında rastladım. Tesadüfen yan yanaydı koltuklarımız. Sarıldık, öpüştük, bana sitem etti oyununu hala gidip görmediğim için, ama eleştirimin konusu bile geçmedi. "Şurada haklıydın, ama şurada da abartmışsın" bile demedi. Çünkü Haldun benim yaptığım eleştirilerin doğru olduğunu bilecek yapıda biri.
|