Türkiye'nin ilk nükleer macerası 1960'larda ortaya çıktı. O dönemde bir çok ülke nükleer santral inşaatına başlamıştı. 1960'da ABD Jüpiter füzelerinin konuşlandırılması için Küçükçekmece'de 1 MW gücünde bir araştırma reaktörü kurdu. ABD ve İspanyol firmalar reaktör kurulması yönünde fizibilite çalışmaları yaptı. 400 MW gücünde bir santral projesi hiç başlamadan rafa kalktı. Aradan 14 yıl geçtikten sonra bu kez 1974 yılında Mersin Akkuyu da bir nükleer santral kurulması konusu gündeme geldi. Yine süreç başlatılamadı. 1980'li yıllarda Turgut Özal
nükleer santrali Türkiye'nin gündemine soktu. Uluslararası firmalar Türkiye'ye davet edildi. Fakat şirketler yap-işlet-devret modeliyle santral yapmaya yanaşmadı. En son ise 1998-2000 yılında Bülent Ecevit Hükümeti döneminde Akkuyu'da nükleer santarl kurulması için ihale açıldı. İhaleye üç konsorsiyum katıldı. ABD-Japonya ortaklı Westinghouse-Mitsubishi Konsorsiyumu yanına Türkiye'den Enka ve MNG'yi aldı. NPI Konsorsiyum'unda Alman Siemens, Fransız Gecalsthom'un yanında Garanti-koza ve Tekfen İnşaat vardı. Kanada Konsorsiyumu'nda ise Türk olarak Bayındır, Güriş ve Gama yer alıyordu. 25 Temmuz 2000'de Ecevit, 'ekonomik değil' diyerek nükleer santral projesini bir kez daha rafa kaldırdı.